Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdurrahman Macid ÖZTÜRK

Satranç oyununun başında, hiç varyasyon yoktur. Taşları yerleştirmenin tek bir yolu vardır. İlk altı hamlenin ardından 9 milyon olasılık ortaya çıkar. Sekiz hamleden sonra 288 milyar farklı seçenek belirir. Olasılıklar gitgide artar. Satranç oynamanın evrendeki gözlemlenebilir atom sayısından daha çok yolu vardır. Yani işler bayağı bir karışır. Oynamanın tek bir doğru yolu yoktur, birçok yolu vardır. Satrançta olduğu gibi, hayatta da her şeyin temelinde olasılık yatar. Bütün umutların, bütün hayallerin, pişmanlıkların, yaşadığımız her anın.
Reklam
Olmadığınız bir şeyi olmayı hedeflerseniz, başarısızlığa mahkumsunuz. Kendiniz olmayı hedefleyin. Kendiniz gibi bakmayı, davranmayı ve düşünmeyi hedefleyin. Kendinize en sadık versiyonunuz olmayı hedefleyin.Kendinizi onaylayın, sevin. Bunun için çok çalışın. İnsanlar sizi küçümsediğinde, alay ettiğinde onlara kulak asmayın. Dedikodu çoğu zaman üstü örtük bir Kıskançlıktır. Oyalanmayın.
Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkan herkes dörtte üç ölmüş demektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En Leziz Eser Yahya Kemal Beyatlı’nın, kilosuyla orantılı olarak yemeğe düşkünlüğü de vardır. Bir gün Abdullah Efendi Lokantası’nda menüyü büyük bir iştahla gözden geçirir. Tatar böreği, iç pilav, zeytinyağlı enginar, kuzu çevirme, badem tatlısı, kaymaklı baklava vs. liste bir hayli zengindir. Listeyi gözden geçirince keyfi yerine gelen şair, ağzını şapırdatarak masadaki bir arkadaşına şu itirafta bulunur: “İşte Türkçe’de okumaya doyamadığım en leziz eser!”
Sayfa 253Kitabı okudu
Ey oğul! Aslolan nahiv (dilbilgisi) değil mahiv (mahviyet, tevâzunun hakikati) bilgisine sahip olmaya bak! O bilgiyi elde ettiğinde sudan da denizden de bir korkun olmayacak...
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Hatırasız bir insan tasavvur etmek mümkün değildir. İnsan hayatı da acı ve tatlı hatıraların dokuduğu bir kumaş gibidir.
Epigenetik, doğa ve kültürün göreceli önemlerini, nisbi katkılarını çözümlemeye çalışan doğa-kültür tartışmasını daha iyi tanımlama çabasındadır. Çevresel etkenlerin yokluğunda genler, genlerin yokluğunda evrensel etkenler bireyin gelişimini şekillendirecek güçten yoksundur.
Dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz
Parti geçmişe elini uzatabiliyor ve şu ya da bu olayın hiç yaşanmadığını söyleyebiliyorsa, işkence ve ölümden çok daha dehşet verici bir şey değil midir bu?
Sayfa 36
Anlaman gereken ikinci şey ; iktidarın insanlar üzerinde iktidar olduğudur. Bedenler üzerinde, ama her şeyden önce zihin üzerinde. Madde üzerindeki iktidarın bir önemi yoktur. Madde üzerindeki kontrolümüz zaten kesin. “İyi ama maddeyi nasıl kontrol edebilirsin?” diye çıkıştı Winston. O’Brien bir el hareketiyle onu susturdu. “ Maddeyi kontrol edebiliriz, çünkü zihni kontrol ediyoruz. Gerçeklik kafatasının içindedir. Kademe kademe öğreneceksin, Winston.
Reklam
“Bize kayıtsız şartsız teslim olursan; paçayı kurtarabileceğini sanma Winston. Bir kez yolunu kaybeden asla bağışlanmaz. Doğal yaşam süren boyunca hayatta kalmana izin vermeyi tercih etsek bile, bizden asla kaçamazsın. Burada başına gelenler sonsuzdur. Bunun peşinen anla. Hiçbir dönüşün olmayacağı noktaya kadar ezeceğiz seni. Sana yaptığımız şeylerden sonra bin yıl yaşasan bile asla toparlanamayacaksın. Bir daha asla sıradan insanların duygularına sahip olamayacaksın. İçindeki her şey ölü olacak. Bir daha asla sevemeyecek, dostluk kuramayacak, hayattan zevk alamayacak, kahkaha atamayacak, merak edemeyecek, cesaret gösteremeyecek, dürüst olamayacaksın. İçin boşalmış olacak. Seni sıkıp boşaltacağız, sonra içini kendimizle dolduracağız.”
Sayfa 269
O’Brien hafifçe gülümsedi. “Sen yapının içinde bir hatasın Winston. Silinmesi gereken bir lekesin. Geçmişin işkencecilerinden farklı olduğumuzu daha demin söylemedim mi sana? Olumsuz itaatle, hatta en küçük düşürücü teslimiyetle tatmin olmayız. En sonunda bize teslim olduğunda bunu kendi özgür iradenle yapmalısın. Sapkın olanı bize direndiği için yok etmeyiz, direndiği sürece asla onu yok etmeyiz hatta. Onun fikrini değiştiririz, en içsel düşüncelerini ele geçiririz, onu yeniden biçimlendiririz. Tüm kötülükleri ve yanılsamaları yakıp kül ederiz. Onu kendi tarafımızda çekeriz, hem de görünüşte değil samimiyetle, bütün kalbi ve ruhuyla. Onu öldürmeden önce bizden biri yaparız. Ne kadar gizli kalmış ve güçsüz olursa olsun, dünyanın herhangi bir yerinde yanlış bir düşüncenin bulunmasına tahammül edemeyiz. Ölüm anında bile herhangi bir sapmaya izin veremeyiz.”
Sayfa 268
Uzun vadede hiyerarşik bir toplum ancak yoksulluk ve cehalet sayesinde ayakta kalabilir.
Kadehleri doldurdu ve kendi kadehini sapından tutup havaya kaldırdı. “ Bu sefer neye içelim?” dedi. Büyük Biraderin ölümüne? İnsanlığa? Geleceğe? “Geçmişe” dedi Winston “Geçmiş daha önemli” diye onayladı O’Brien.
Kendimi bildim bileli bütün günlerimi haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmışım.
160 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.