Kendi noksanlıklarının farkında değil hiç kimse. Karşısındakini küçümsemekte aç kurt gibi sağa sola saldırmakta.
Şehveti hırsı haseti açgözlülüğü dost edinmişler ama farkında değiller.
Bunlarla beraber dost oldukları müddetçe hiçbir zaman erdemli bir hayata sahip olamayacaklar.
Bir istiridye komşusuna şöyle dedi: "İçimde çok büyük bir acı var. Ağır ve yuvarlak. Bu beni kahrediyor." Diğer istiridye mağrur bir kayıtsızlıkla cevap verdi: "Göklere ve denize şükürler olsun, içimde hiçbir acı bulunmuyor. Sıhhatim yerinde, kabuğum da içim de sapasağlam." O anda yanlarından geçen bir yengeç iki istiridyenin konuşmalarını duydu ve sapasağlam olduğunu söyleyen istiridyeye söyledi: “Evet, sağlıklısın ve her türlü yerli yerinde; ama komşunun taşıdığı acı, olağanüstü güzellikte bir incinin yüküdür. "
Güzel ve Çirkin, denizde yıkanmayı teklif ettiler. Bunun üstlerini çıkanıp suya girdiler. Çirkin, bir süre sonra kıyıya geri dönüp üstüne Güzelin elbiselerini geçirerek oradan uzaklaştı. Denizden beriında elbiselerini bulamayan Güzel, çıplak kalmaktan fazlasıyla utandığı için Çirkin'in elbiselerini giyerek yoluna devam etti. O gün bugündür, herkes Güzel ve Çirkin'i birbiriyle karıştırdı. Yine de onları, ona ait olmayan kıyafetine rağmen Güzel'i tanırlar. Aynı şekilde Çirkin'in yüzünü de bilirler, zira elbiseleri onun gerçek kimliğini saklamaya yetmez.