Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rûveyda

Rûveyda
@Mahi
29 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
"Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu."
Reklam
Medeni denilen dünyamızda sürüp giden bütün bu inanılmaz vahşete bir bakın bunların hepsi insanoğlundan ve onun kafa yapısından doğmuştur! Şu şeytanca tahrip araçlarına bir bakınız! Bunlar tümüyle zararsız centilmenlerce, hepimizin özendiği, makul, saygıdeğer vatandaşlarca icat edilmiştir.
Aşkın erbabı olan hiç kimse sevgililerini kazanmadan önce övmez, çünkü sonunda başlarına gelecek akıbetten korkarlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
..Ama önceden güzellik ile çirkinliği görmüş olanlar giysilere aldanmazmış.
"Sen, güneşle birlikte bahçesinde gezinen, bakışı ağaçlardan sarkan yapraklarda dinlenen, eli bereketli tanelere dokunan ve soluğu bin gülün ıtırı.."
Reklam
Çağdaş dilbilim felsefesi ekollerinin muhafazakar, liberal ve solcu düşünürleri bir noktada birleşiyor; insan, alet kullandığı için değil, söz sayesinde insan haline geldi. İnsanı insan yapan ne dik yürümek ne toprağı sopayla eşeleyip yiyecek bulmak ne de dövüşmeyi bilmektir; insanı insan yapan konuşmadır. İnsanın bu doğrudan iletişimi dönüştürerek birbiriyle hiç karşılaşmayacak insan topluluk-larına ve kuşaklara aktarma yeteneği, ne akıllı maymunlar da vardır ne de okyanuslarda fısıldaşan yunuslarda. Nadina Gordimer, "The Unkillable Word" The Essential Gesture
"Alakamızı uyandıran bir kimseyi, bizce meçhul ve meçhulluğu derecesinde cazibeli bir hayatın unsurlarına karışmış sanmak ve hayata ancak onun sevgisiyle girebileceğimizi düşünmek bir aşk başlangıcından başka neyi ifade eder?"
Aklıma Nananın bir kez söylediği bir şey geldi; Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Albert Camus, Veba'yı yazdığında temel meselenin şehri kuşatan değil bizi içten içe çürüten veba olduğunu düşünüyordu. Ona göre, salgın günlerinde insanda takdir edilecek şeyler kınanacak şeylerden fazlaydı. "Kışın ortasında, içimde mağlup edilemez bir yaz olduğumu fark ettim." diye yazacaktı
Bir düşü gerçekleştirme olasılığı yaşamı ilginçleştiriyor..
Reklam
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz..!!
Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediğini, ama yine de her şeyin bana ait olduğunu hissediyordum, iç dünyamın canlı kaynaklarından doğan ve yabancı ortamlarda bir açlık gibi içime çöken, ilgisiz kalsam da her şeyi en derin ve en gerçek biçimde yaşadığım duygusu; tek hissettiğim bu duyguydu.
Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; tarihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.