Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche’yi okudun mu? Ne kitap! Ulu tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana.
Gördüğüm en güzel kadındı. Gördüğüm en güzel şey. İlk kez Darwin'in yanıldığını düşündüm. Teori onunla çuvallamıştı. Çamurlu sudan çıkan tek hücreli bir yaratık, evrimle bu kadar güzelleşemezdi.
Ben ihtiyaç duyulmak istiyorum. Benim birisinin hayatında vazgeçilmez olmaya ihtiyacım var. Bütün boş vaktimi, egomu ve dikkatimi yiyip bitiricek birine ihtiyacım var. Bana bağımlı biri. Karşılıklı bağımlılık.
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni.
Tahir olmak ayıp değil ,Zühre olmakta;
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte,
Yani yürekte.
Mesela bir barikatta dövüşerek
Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarından bir serumu
Ölmek ayıp olurmu?
Tahir olmak ayıp değil , Zühre olmakta;
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp
Bu bok hengâmede, bu deliler, aptallar, eşekzadeler ve kısırlıklara rağmen sen varsın. Sen yaşıyorsun. Vey! onlara ki seni tanımadan ölüp gitmişler! Veyl! Hâlâ da tanımayanlara. 🌺🌺
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhittin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki, kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmâl edeceksin...”