Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evîn

Evîn
@MonaEvin
İstanbul
2000
22 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? -seni-
Reklam
Çocuklar büyüklerin gizlediklerinin aynasıdır.
Düşünceyi yasaklayan, "tek gerçek şudur" diye buyuran anayasalar ve kanunlar meşru değildir. Yasal olabilir, ama meşru değildir. Yasallık ve meşruluk çok farklı kategorilerdir. İster beş general tarafından yapılsın, ister 450 milletvekili tarafından yapılsın, düşünceyi yasaklayan hukuk metinleri meşru olamaz. Yasal olabilir, ama meşru değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her birimiz acılarımızla birlikte yürüyen, acılardan oluşmuş bir geçit töreninin başında giden davuluz. Ve bir gün bu ıstırap ordusu aynı yönde yürüyecek. Hep birlikte yürüyecek ve bu yürüyüşten korkunç bir terör doğacak.
Ama nasıl başlarsın? Yalnız bir bebek başlayabilir. Sana bana gelince... Biz geçmişte kaldık. Bir öfke, binlerce düş; bütün bunlar biziz... Bu toprak, bu kızıl toprak biziz; sel yılları, toz yılları, kuraklık yılları, hepsi de bizleriz. Biz yeniden başlayamayız. Eskiciye dertlerimizi, ahlarımızı sattık. Hepsini satın aldı, ama daha içimizde duruyor; toprak sahipleri bizi kovdukları zaman, bu kovulan insanlar bizdik. Traktör evi yıkmadı, bizi yıktı... Yaşadığımız süre yıkık kalacağız.
Reklam
Aşkın Kürtçesi "Evîn"dir. Ve senin evin dünyadaki en güvenli yerindir.
Zira elbet bir gün her şeyin sonu gelecek ve nicedir ayaklar altında paralanan yeryüzü aşınacak. Kâinatın, gürültü yapmaktan ve hiçliğin ihtişamını zedelemekten başka bir işe yaramayan bu toz zerresine tahammülü elbet bir gün tükenecek. Altın elden ele geçmekten ve dünyayı yozlaştırmaktan elbet bir gün usanacak. Bu kanlı sis dağılacak, saraylar mesken oldukları servetlerin ağırlığına dayanamayıp yıkılacak, orji son bulacak ve bizler elbet bir gün, nihayet uyanacağız.
Akla, bedene ve ruha musallat olan binbir türlü ahlaksızlığın pençesinde yozlaşan bu toplumun sonu ne zaman gelecek?
Yürekteki hissini ancak çok sonraları tanıyabildiğim, beni çok ağlatan ama bir o kadar güldüren şey, aşk dedikleri o şey, ya varlıkların en yücesidir ya da ahmaklıkların, salaklıkların en önde gideni!
Gökyüzü neden bu kadar temiz ve yeryüzü neden bu kadar kirli?
Reklam
Yaşarken belki de senin kadar alçalmamış olan çürüyen etinin önünde şapka çıkarılmasını istiyorsun. Bu mu senin büyüklüğün? Toz zerresinin ihtişamı! Hiçliğin heybeti!
Çocukken gözün gördüğü her şeyi severdim, gençken yüreğin hissettiği her şeyi severdim, büyüdüm ve artık hiçbir şeyi sevmiyorum.
Çizmelerimin üstüne -bir gün sahip olursam- insan sevgisi yazdıracağım, yazdıracağım ki herkes, önünü görmekten aciz olanlar bile, boydan yana fakir olanlar bile, yerden kalkamayan sürüngenler bile, kaldırım hizasında yaşayanlar bile okusun ve ezberlesin!
Hazin ve tuhaf bir çağ bizimkisi! Bu adaletsizlik taşkınının suları hangi okyanusa dökülüyor? Bu zifiri gecede nereye doğru gidiyoruz? Bu marazlı dünyaya dokunmaya kalkanlar bakın nasıl da çekiyorlar ellerini, nasıl da korkuyorlar bağırsaklarında dolanan ahlaksızlıktan.
Hayatı daha yeni tanıdım ama şimdiden büyük bir tiksinti var içimde. Bütün meyveleri ısırdım, acı geldi tatları, elimin tersiyle ittim hepsini ve şimdi ölüyorum açlıktan. Genç yaşta ölmek, umutsuzca mezara girmekmiş payıma düşen ve bilmiyorum üstelik, uyuyabilecek miyim acaba, huzur verecekler mi mezarda! Kendimi hiçliğin kollarına bırakacağım ama bilmiyorum bana açacak mı kucağını!
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.