Sünni ekolü, İslam Dininin ortodoks öğretisi kabul ettiğinizde heteredoks bir konuma düşen ismailî düşüncenin en radikal kolu olan Nizariyye; aslında sadece sünnilere (özellikle selçuklu devletine) karşı eylemler yapan anarşist bir yapı değildi. Hristiyan dünya için de korkulu bir rüyaydı. Öyleki Marco Polo, Hassan Sabbah'ın fedailerinin Kudüs Haçlı Devleti'nin en kilit komutanlarına suikast düzenlemekle kalmayıp Tapınak Şövalyelerinin üstatlarına suikast düzenleyebilecek kadar güçlü olduklarından da bahseder.
Bu gücü biz zaten Selçuki devleti Hacesi Nizam-ı Mülk ve Sultan Melikşah'ı öldürebilmelerinden biliyoruz. Ancak önemli olan, sünni perspektiften bakıldığında haşşaşilerin sadece sünnilerle mücadele ettiğini, bu uğurda hristiyan dünya ile ittifak kuracak kadar müslüman (sünni) düşmanı olarak göstermenin nasıl hatalı bir bakış açısı olduğunu anlamak.
İdeolojik kavrayışlar, çoğu zaman fikirlerini tabulaştırmak için muarızlarına iftiralar atmaktan çekinmiyorlar. Bu yüzden Gazzali'nin değişiyle "bütün bilgilerimden şüphe etmeliyim, tâki şüphesiz bir bilgiye ulaşana dek.." diyebilmek, gerçek bir tarih okuyuculuğu için elzem gibi duruyor...