Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Musa

Musa
@Musaksbyn
Bartın
2 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Genellikle duyguların birer hesaplama ürününden ibaret olduğunu fark edemeyiz çünkü bu seri hesap işlemi farkındalık eşiğimizin çok altında bir yerde cereyan eder. Beyindeki hayatta kalma ve üreme olasılığını işleyen milyonlarca nöronu hissemediğimizden yılanlardan korkmamızın, cinsel eş tercihlerimizin ya da avrupa birliği hakkındaki fikirlerimizin esrarengiz bir ‘’özgür irade” sebebiyle ortaya çıktığı yanılsamasına düşüyoruz.
Sayfa 60
Reklam
Öfke, suçluluk ya da bağışlama gibi ahlaki duygular da grupiçi işbirliğini sağlamak için evrimleşmiş sinirsel mekanizmalardan kaynaklanır. Çok eski atalarımızdan birinin duyguları hatalıysa, bu duyguyu şekillendiren genler bir sonraki nesle aktarılmamış. Dolayısıyla duygular mantıkla ters düşmez; evrimsel bir mantık barındırır.
Sayfa 59
Gözyaşlarının hiçbir faydası olmadigini anlamak icin, Yahudilerin Kudüs'te yüzlerce yildan beri her cumartesi günü baslarin dayayıp ağladıkları taşı ziyaret ediniz: Yüzlerce yillik gözyaşı, bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır. Paranın ne büyük kuvvet oldugunu anlamak için ise, Filistin' de yogun Arap nüfusunu topraklarindan süren Siyonist sömürgeciligini görün. Yüzlerce yillik gözyasi, bir külçe altina degmez. Balfour’un bir nutku, Davud’ un bütün mezmurlarindan daha tesirlidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit Atatürk’ün yanında bana bir kağıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı: “ Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir ant meydana çıktı. İşte cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı” dedi. Kağıtta şöyle yazıyordu: Türküm, Doğruyum, Çalışkanım. Yasam : Kücüklerimi korumak, büyüklerimi saymak; yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Bu sözler Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvela bir baba olarak bu hisleri duymuş, sonra da Milli Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti.
Konuş Dudakların varken daha Sözcükler güneş Sözcükler ırmak olur Kapılar açılır sözcüklerle Köprüler kurulur Silah gibi kuşananlar Çoğaldıkça sözcükleri Sonu gelir zalimlerin Konuş konuş Dudakların varken Konuşmuş olanlara Borcundur konuşmak.
Reklam
Çok aziz dostum, benim ihtiraslarım var.hem de pek büyükleri. Fakat bu ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük meblağlar elde etmek gibi maddi emellerin tatmini ile ilgili değil. Ben, bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini, vatanıma büyük faydaları dokunacak bana da liyakatle ifa edilmiş bir vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün hayatımın prensibi bu olmuştur. Ona çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu muhafaza etmekten geri kalmayacağım.
Tanrılardan meydana gelen bir halk olsaydı, demokrasi ile yönetilirlerdi. Böylesine güçlü bir idare insanlara göre değil. Çünkü erdem cumhuriyetin temel ilkesidir.
Sayfa 102
Tanrılar Üstüne
En az bildiğimiz şeyler tanrılaşmaya en elverişli olanlardır. Onun içindir ki Yunanlıların, biz insanları tanrılaştırmalarına bir türlü akıl erdiremem.
ne tuhaf şey taranta - babu; bizi kendi topraklarımızda öldürmek için kendi topraklarımızın baharını bekliyorlar. ne tuhaf şey taranta - babu; belki bu yıl afrika'da yağmurların dinişi, renklerin, kokuların gökten yere bir şarkı gibi inişi ve güneşin altında ıslak toprağımızın derisi tunç yaldızlı gallalı bir kadın gibi gerinişi, bize senin memelerin gibi tatlı yemişlerle beraber ölümü getirecek. ne tuhaf şey taranta - babu! kapımızdan içeri ölüm kolonyal şapkasına bir bahar çiçeği takıp girecek…
Yalnızca el ele tutuşacağız, ağır ağır yürüyeceğiz, anlamsız, aptalca ama önemli şeyler söyleyerek. Kocaman lambalar yanıncaya, soluk yapılardan uğursuz kent öyküleri, serüvenler, sevda oynaşmaları çıkıncaya dek. Bunun üzerine hep el ele tutuşarak susacağız, çünkü ruhlar konuşacak sözcüksüz…
Reklam
Birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, diğerlerinin bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.