Gökyüzü deyince, bir yandan vardır, ama bir yandan da yoktur. Gerçek bir kütle olduğu gibi, aynı zamanda gerçek bir kütlesi yoktur. Biz böylesi sınırlarını tartamadığımız bir kap içerisinde var olmayı öylece kabul eder, buna boyun eğeriz.
Susmaya devam etti. Uzun bir sükût. Dakikalar geçiyor. Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, birbirimize bunu hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak. Bunun için susuyoruz. Ne onda bu büyük mesafeyi atlatmak ve ötekinin yanına varmak isteği, ne bende kuvveti var. Bu sessizlik içinde zaman aramızdan bir düşman gibi geçiyor.