Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazlıcan Kaya

Nazlıcan Kaya
@NazlcanKaya
35 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
1778'de Batı müziğinin en büyük bestecilerinden biri olan Bach öleli yirmi sekiz yıl olmuştu. Kırk altı yaşındaki Haydn olgunluk çağını yaşıyor ve en önemli eserlerini veriyordu. Beethoven sekiz, Mozart ise yirmi iki yaşındaydı. Dört yıl sonra İtalya'da Paganini doğdu. Yani Haydn, Mozart, Beethoven ve Paganini, Dede Efendinin çağdaşları idiler. 18. yüzyılın sonlarıyla 19. yüzyılın başlarında, Türk musikisi gibi Viyana klasik üslubu da doruk noktasına ulaşmıştı. Bu büyük bestecilerin iki büyük çağdaşı daha vardı: Goethe ve Şeyh Gâlib... Goethe, Gâlib'ten sekiz yıl önce doğmuştu fakat belki de Hüsn ü Aşk'la Doğu-Batı Divânı aynı tarihlerde doğdu.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
(...) bir kadının sokaktaki süksesi yürüyüşünün yavaşlığı ve makyajıyla doğru orantılıdır, çünkü bir çehre ya da vücudun bütün vaatleri arasında mutlaka inandırıcı olan yegâne vaat kolaylıktır.
Aşk satın alınmaz, satılık kadınlar sonuçta erkeklere kiralarlar kendilerini; ama düş satın alınır; bu elle tutulamayan meta, çeşitli biçimlerde sürülür piyasaya. Paolo Farina her hafta Lina'ya verdiği düşük meblağla bilinçli bir yanılgıyı, yani belki de dünyada yanıltıcı olmayan tek şeyi satın alıyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçekte hep iki zaman arasındayızdır: gövdenin ve bilincin zamanı arasında.
Sayfa 16 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Yıldız kümelerini ilk keşfedip onlara ad veren öykücülerdi. Bir avuç yıldız arasına düşsel bir çizgi çekince, kimlik ve birer imge kazanıyordu yıldızlar. Çizgiye işlenmiş yıldızlar bir anlatıya işlenmiş olaylar gibiydi. Yıldızların küme oluşturduğunu düşlemek kuşkusuz ne yıldızları ne de onları çeviren kara boşluğu değiştirdi. Değiştirdiği şey insanların geceleyin göğü okuma biçimiydi.
Sayfa 14 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İkimiz de öykü-anlatıcılarıyız. Sırtüstü uzanmış gece göğüne bakıyoruz.
Sayfa 14 - Adam YayınlarıKitabı okudu
İnsan hayatının öyle yönleri vardır ki, bunlar ancak şiirsel araçların yardımıyla oldukları gibi yansıtılabilirler. Buna rağmen film yönetmenleri, genelde, şiirsel mantıktansa teknik prosedürün kaba gelenekçiliğini yeğlemekte ısrarlılar. Sonuçta, rüyalar da somut bir hayat fenomeninden modası geçmiş film hileleri karmaşasına dönüşüyor.
Bir sanat eseri: Bu, her şart altında, düşünceyle biçimin organik birliği demektir.
İhtimal ve içsel hakikat, benim için salt olgulara sadık kalmaktan değil, aynı zamanda duyguların da sadık bir şekilde yansıtılmasından geçer.
Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, hakikatle olan ilişkimin özel bir biçimidir.
Reklam
Fakat bir hayalden kurtulmak, onunla baş başa yaşanmış zamanın izlerini içimizden silmek değildir.
Sayfa 119Kitabı okudu
-İstiare ile konuşuyorsun, hoca; güzel ama insanı yanıltır. Bana kalırsa ortada ne şark var, ne de açıkta kalmış ölüsü var. Demin şarkı müdafaa eder göründüm. Maksadım sana fikrini açıkça söyletmekti. Ben şarka bağlı değilim, eskiye de bağlı değilim; bu memleketin hayatına bağlıyım. Bu Müslümanlık mıdır, şarklık mıdır, Türklük müdür? Bilmiyorum. Yirmi senedir okudum. Otuz sene kadılıklarda, Fetvahane'de çalıştım. Bir tek şey anladım: Kitapla bu hayatın ayrılığı. Sen garptan geri olduğumuzu söylüyorsun. Zaten herkes bunu söylüyor; elbette doğru bir söz olsa gerektir. Fakat ben daha mühim bir şey söyleyeceğim. Ben hemen etrafımızdaki hayattan geri olduğumuzu söyleyeceğim. Bence ne şark, ne şu, ne bu vardır; etrafımızda gördüğümüz hayat vardır. Bizi yapan bu hayattır.
Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. Hayat onun için ahenksiz, birbirini tutmayan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Dünyaya baktığımız zaman ayrı görüyor, kendi kendimize kaldığımız zaman ayrı düşünüyoruz. Yığınlarca tezat içinde yaşıyoruz, bütün şark dünyası ıstırap içinde.
Oğlum Behçet, sen bir medeniyetin iflâsı nedir, bilir misin? dedi. İnsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insanı yapan manevî kıymetler manzumesidir. Anlıyor musun şimdi derdin büyüklüğünü?.. Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.
Fikirlerimiz, onları taşıyacak kudrette olduğumuz nispette bizimdirler.
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.