Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Noralya

84 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz Sessizce
, Şükrü erbaş 'tan okuduğum 4. Kitap. Okuduğum diğer kitapları gibi bu da bende derin izler bırakmayı başardı.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
kalemiyle kendine hayran bırakan büyük bir şair. Bu kitap nezdinde tüm eserlerini övebilirim. Yaşıyoruz Sessizce' de ölen eşinin ardından tuttuğu yası anlatıyor Şükrü Erbaş. Bunu anlatırken de ölümün getirdiği
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
Reklam
143 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Cepheyi anlatmadan savaşı anlatmak..
Kılıca, silaha yer vermeden vatanı kurtaranları ve geride kalanları anlatmak..  Sadece anlatmak da değil. Yalnızca sözcükleri bir araya getirerek hissettirmek.. Ne bir fotoğraf var , ne bir müzik  ancak her şey canlanıyor kafamda ve hissediyorum tüm çaresizliği, korkuyu, sevinci, umudu..
Toprak Ana
Toprak Ana
, bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geçen
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
1929 ' da doğan
Ursula K. Le Guin
Ursula K. Le Guin
antropolog bir baba ve yazar bir annenin feminist, sosyalist çocuğudur. 1950' li yıllardan itibaren fantastik öyküler ve romanlar yazıyor ancak yayınlanma tarihi 1962 ' yi bulmakta. Radcliff ve Columbia Üniversitelerinde edebiyat eğitimi görmüştür. Bana kalırsa eğitim bir
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mahvettin beni Suzan Defter !!
Bir kitap biterken insanın içi bu kadar buruk olur mu? Suzan 'ı, Derya' yı bu kadar görmek isteyebilir mi? Suzan Defter, Ekmel Bey ve Derya Hanım 'ın birbirleriyle olan sohbetini anlatıyor. Bu anlatım iki karakterin aynı günler tuttuğu günlükler üzerinden yapılmış. Okuduğunuz sayfalar kesinlikle bir basım hatası değil. Çünkü çift sayılı
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
420 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Hakan Günday 'dan okuduğum ilk kitap olan Daha Kandalı' da geçen bir yeraltı hikayesi. Günday 'ın senaristi olduğu Şahsiyet dizisinde de geçen Kandalı kurgusal bir bölge.  Şahsiyet' i çok beğendiğimden bu romandan epey umutluydum ve boşa çıkmadı bu umudum. Ahad 'ın oğlu Gaza' nın hikayesine başlayalım.   Gaza insan kaçakçısı babasıyla büyürken
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
Reklam
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Emir ve Hasan Kabil ' de aynı evde büyüyen ancak aynı şartlara sahip olmayan iki çocuk, iki kardeş. Biri veliaht biri hizmetkar...  Hasan sadece bir hizmetkar değil bir Hazara'ydı. Bu Hasan' ın itilip kakılması, aşağılanması için yeterli bir sebepti. Emir babasının kalbine girebilmek için en yakın dostu Hasan'ı harcar. Bunu yaparken kendine de
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,7bin okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
İşte insan İthaki Bilimkurgu klasiklerinin 35. Kitabı. Kitap Nebula, Dünya Fantezi, İngiliz Fantezi Ödülü gibi birçok ödüle sahip. Hikaye Karl Glogauer 'ın İsa peygamberin son aylarına tanık olmak için zamanda yolculuk yaparak M. S.  29 yılına gitmesiyle başlıyor. Karl kafası sorularla dolu, kendiyle ve çevresiyle problemleri olan, huzursuz bir adamdır. Zaman yolculuğuna çıkma sebebi de bu huzursuzluğu ve Hz. İsa'ya dair sorularıdır diyebiliriz. M. S. 29 yılına ulaşan Karl önce Essenilerle birlikte yaşar, sonra İsa'yı bulmak için yola çıkar. Bu süreçte onun kahin olduğuna inanılır. Spoiler vermek istemiyorum ancak şu şekilde söylemeliyim ki : 'hikayede nesne iken özne olmak' kitabın en sevdiğim yanıydı. Bugüne kadar bir bilimkurgu kitabında din ve inanç sisteminin işlendiğine rastlamamıştım. İşte insan bu yönüyle okuduğum diğer bilimkurgulardan ayrılıyor benim için. Olay örgüsü geçmiş ve şimdi arasında geçiş yaparak ilerliyor. Çoğu zaman bu geçişler ard arda veya bir arada yer alıyor. Buna rağmen bir karışıklık ya da belirsizlik olduğunu düşünmüyorum. Dili sade ve anlaşılırdı. İşte insan, sadece geçmişe değil geçmiş ve şimdi arasında da güzel bir yolculuktu. Keyifli okumalar...
İşte İnsan
İşte İnsanMichael Moorcock · İthaki Yayınları · 20181,552 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Var mısın?  kelimenin tam anlamıyla huzur veren bir kitaptı. Kitap okurken hep keyifliyimdir. Ancak ilk kez bu keyif kitap okumanın değil kitabın içeriğinin bir sonucuydu. Doğan Cüceloğlu ve Deniz Bayramoğlu arasındaki söyleşiden oluşan bu eserde hayatın her alanına dair bilgiler, gözlemler ve öneriler var.  Sorulara verdiği cevaplardaki donanımıyla Doğan Cüceloğlu' na hayran olmamak mümkün değil. Düşürdüren, gülümseten, zihin açan, insanı geliştiren ve keşfettiren bir deneyimdi benim için. Geleceğime dair bir fikir bile bu kitabı okurken adeta zihnimde bir ampül yaktı. Bu kitap kesinlikle okunmalı, okutturulmalı ve uygulanmalıdır. İçimi burkan noktaya gelecek olursak..  Kitabın başında yazarın hayatına dair bölümde Doğan Cüceloğlu için "... kitaplar yazmaya devam etmektedir."  ifadesi yer alıyor. Oysa Cüceloğlu için artık hayat son buldu. Sonraki basımda bu yazıya eklenecek bir ölüm tarihi olacak. Verilen cevaplarda Cüceloğlu birçok projesi olduğundan, bunları "nasip olursa" gerçekleştirmek istediğinden bahsediyor. Kitapta yer alan başka bir bölümde ise ölümün kabullenmemiz gereken bir gerçek olduğundan...  Hayatın bize ne getireceğini asla bilemiyoruz Doğan Cüceloğlu 'nun son kitabını yazdığını bilmediği gibi..  Böyle trajik bir sonla bitirmek istemezdim. Ancak kitapta hayata dair her şey var demiştim ve hayatın en büyük gerçeği olan ölümü de buraya eklemeliydim. Bazı günler bazı insanlar için daha fazla anlam barındırır. Ve bu günlerde kağıda dökülenler daha duygusal olabilir. Akışınızdaki hüzün için kusura bakmayın :) Keyifli okumalar..
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127bin okunma
256 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mary Shelley 'in yaklaşık iki asır önce yazdığı Frankenstein bilimkurgunun ilk eseri olarak kabul ediliyor. Yaratıcısı tarafından terk edilen bir canavarın intikamı konu olarak oldukça özgün. Bu konu Mary Shelley' nin ifadesine göre uyku ile uyanıklık arasında bir yerde gözünde canlanan sahne olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra detaylandırılarak kurgulanmıştır. Yaratıcı ve Canavar arasında yaşananlar Tanrı ve insan arasındaki ilişkiye benzetilmekte. Benim okurken daha çok hissettiğim 'bir çocuğun kendisini terk eden ebeveynine olan çığlığı' idi. Böyle hissettiğimden olsa gerek bilimkurgudan ziyade edebi bir roman okuduğumu düşündüm. Kitabın işleyişine baktığımızda şunu da görüyoruz :Önce salt iyi olan, sadece sevilmek ve kabul edilmek istenen bir insanın - canlının- toplum tarafından dışlanmasıyla acımasız bir varlığa dönüşmesi mümkün olabilir mi? Evet olabilir. Leonardo da Vinci ' nin tablosuna modellik yapan adamın farklı zamanlarda hem iyi hem de kötü için seçilmesi, insanın iyi ya da kötü olmasını zaman ve yaşadıklarının belirlediğini göstermişti. Yaratığın dönüşümünü de bu öyküye benzetebiliriz. 19 yaşında Frankenstein gibi bir efsaneyi yaratmak ve bunu iki asır sonraya aktarmak gibi olağanüstü bir şöhrete sahip Mary Shelley 'ye saygılarımla :) :)
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · İthaki Yayınları · 202113,9bin okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Kadınlar ülkesi yazıldıktan yaklaşık 65 yıl sonra yayınlanan feminist ütopyanın ilk örneklerindendir. Yazarı Charlotte Perkins yaşadığı dönemin hümanist ve kadın hakları savunucularındandı.Yazarı hakkında bir bilgim yoktu ve ilk kez bir kitabını okudum. Ancak kitabın içeriğinden Gilman 'ın bir feminist olduğu çok barizdi. Şimdilerde kadın hakları
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,1bin okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Doğdukları gün ve hayatlarının son günü dışında ortak bir özelliği bulunmayan iki dostun öyküsünü altında acı geçmişi anlatıyor bu kitap. 'Gerçek bir hayat hikayesidir' yazısına gerek olmadan herkese gerçek gelecek bir konu.. Çünkü bunun adı Yahudi Soykırımı. Babasının asker olması sebebiyle başka yere taşınmak zorunda kalan Bruno ve yuvasından koparılıp bir toplama kampına gelen yahudi çocuk Shmuel.. Yani çizgili pijamalı çocuk. 1943 Nazi Almanya 'sında yahudilere yapılan soykırımı yazarak değil hissetirerek anlatmış sanki yazar. Olayların açık yazılmadan anlatılması ancak anlaşılır olması benim hoşuma giden bir yöntem. Soykırım her şekilde insana acı gelirken bunu bir çocuğun gözünden dinlemek daha acı şüphesiz . Yazarın çocuk gözüyle hayata ve olaylara bakışı o kadar gerçekti ki bunu ancak bir çocuk düşünebilir dedirten ve gülümseten bölümler vardı. Bruno yakınında yaşanan bu insanlık dışı durumun farkında değil ve kendince çizgili pijamalı çocuğun evinden ayrılmasını kendi hayatının bozulan düzenine benzetir. Bunun öyle olmadığını ise tel örgünün ardına geçtiğinde anlayacaktır . Kitabın arka kapağında da yazıldığı gibi umarım tel örgülere rastlamak zorunda kalmayız... Keyifli okumalar diyemeyeceğim çünkü keyif almak pek insanca gelmiyor bu hikaye için..
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,1bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kelime Defteri, Nazan Bekiroğlu' nun kalemiyle tanıştığım ve hayran olduğum kitaptır. Nesneye, renge, kavramlara yüklediği anlamlar, farklı bakış açılarıyla yaptığı tanımlarla bir başka dil sunmakta. Nazan Bekiroğlu anlattığını oldukça şiirsel ve edebi anlatıyor. Ve bu şiirsellik yapaylıktan, bayağılıktan o kadar uzak ki onun asıl dilinin bu olduğu anlaşılıyor. Kitap edebiyat üzerine denemelerden oluşuyor. İçerisinde okumadığınız bir kitap ya da izlemediğiniz bir film üzerine yazılmış denemelerde sıkılabilirsiniz (benim gibi). Kitap fikrinin, çocukken okulda yeni öğrenilen kelimelerle oluşturulan defterle ortaya çıkmasını çok samimi ve sıcak buldum. Sonuç olarak okunmaya fazlasıyla değer bir kitap Kelime Defteri.
Kelime Defteri
Kelime DefteriNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20201,393 okunma
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Bin muhteşem güneş yaşamı boyunca acı çekmiş iki kadının kesişen hayatını ve dostluğunu anlatan bir hikaye... Kitabın öyle içe işleyen bir duygusu var ki ; okurken sinirlendim, üzüldüm, gülümsedim, gözlerim doldu. Yazarak hissettirmek seyirle hissettirmek kadar kolay değilken Hosseini bunu başarmış. Hem Leyla hem de Meryem etkiledi beni. Ama Meryem daha derin bir iz bıraktı. Sadece hayatının nasıl sonlandığından değil aşkı, sevilmeyi hiç tadmadığından daha bahtsızdı Meryem bana göre. " Coğrafya kaderdir." denir ya, bunu iliklerime kadar hissettirdi Bin Muhteşem Güneş. Kabil ve onun zulmünü çeken iki kadın... Bu kalbe dokunan hikayeyi okumanız dileğiyle...
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,8bin okunma
324 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Körlük kitabının devamı niteliğinde olan bu kitap Saramago ' nun okuduğum ikinci kitabı. Körlük' ten aşina olduğum üzere diyaloglar virgülle belirtilmiş ve adı olmayan karakterler betimlenmişti. Diyalogların ard arda olması yorsa da Saramago 'nun kendine has tarzını oldukça orijinal buluyorum.  Kitabın konusuna gelecek olursak...   Adı bilinmeyen bir ülkede yaşanan beyaz körlük' ten 4 yıl sonra yapılan seçimlerde halkın çok büyük bir kısmının boş oy atmasıyla başlıyor hikaye. Atılan boş oylardan kendini sorgulamayan hükümet bunu bir suç sayarak  ülkeyi kaosa sürükler. Ve boş oyda  doktorun karısını  günah keçisi yaparlar. Beyaz körlük'ten sonraki 4 yıl boyunca aslında körlük devam etti ve boş oy ile birlikte artık görülmeye başlandı. Kitap her ne kadar bir distopya olsa da hükümetin halka yaptırımları ve üslubu açısından yaşadığımız dünyaya uzak olmadığını gördüm. Özellikle ironik biten sonuyla bende iz bırakan bir kitap oldu.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,9bin okunma
566 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Çocukluğumda sadeleştirilmiş versiyonu okuyup hiçbir şey hatırlamadığım için okuyayım dediğim bu kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. Kitapta ana konudan uzak bölümler, dönemin Fransa tasviri oldukça fazlaydı. Ağır bir dili olmamasına karşın bazı cümlelerin orijinalinin yazılıp çevirisinin dipnot olarak verilmesi insanı yoruyor. Kitap okurken kendimi tamamen kitaplara verebilirken bu kitapta odak sorunu yaşadım. Kitabı yarım bırakamama gibi bir takıntım olduğundan " Notre Dame 'ın Kamburu" nu zevk almadığım bir kitap olarak bitirdim. Quasimodo' nun Esmeralda' ya olan platonik ve zalim aşkı yoğun bir şekilde işlenebilse ve okuru (beni) sarabilseydi keşke...
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma