Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Mehmet uğur
Mehmet uğur
@Okusevduaet
Henüz okunmamış kitapların varlığı yeni yerleri görmek gibi heyecan verici
Ne zaman kendimi kaybetsem bir kitap ayracı gibi buluyorum kendimi kitapların arasında
Yönetici
Üni
Adana
6 Aralık
58 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Herkes birer engelli adayıdır!
Bir yerde okumuştum. Bu kitabın ortalarına gelince anımsadım bu hikayeyi .
Hikayede şöyle diyordu; bir sinema gösterisi veriliyor salonda herkes filmin başlamasınl bekliyor ama dev ekranda bembeyaz bir ekran beliriyor.
5 dakika 10 dakika derken salonda herkes mırıldanmaya homurdanmaya başlıyor.
Sonra 15-20 dakika derken insanlar artık sinirleniyor.
Sonra beyaz ekranda bir yazı beliriyor.
Bir felçli insanın hayatında 20 dakikasını izlediniz ve sabrettiğiniz için size teşekkür ederiz.
İşte bir engelli bireyin ne hissettiğini ne yaşadığını nelerle karşılaştığını anlatan güzel bir hikaye.
Son derece akıllı ve zeki bir kızın hikayesi.
Empati yapabilmek ve farkındalık oluşturmak için mutlaka okunulmalı.
Para
İlk bankalar tapınaklar ilk bankacılar din adamlarıymış ne ilginç.
Kitapta bölüm bölüm trampa para mal para tartı para madeni para sanal para ve son olarak kripto parayı örnekler hikayeler deyimler ile süper anlatım tekniği ile ifade edilmiş.
İnkalardan Sümerlere Bizanstan Osmanlıya Paranın hep bir iktidar mücadelesinde araç olarak kullandığını anlıyoruz.
Rothschild ailesinin savaşlar başlatıp savaşlar bitirdiğini hemen hemen bir çok ulus devlerini kaderlerini tayin ettiğini anlıyoruz.
Üzerindeki sayılar aynı olsa bile alım güçleri neden farklıdır?
1 Amerikan Dolarının 9 Türk Lirasına denk gelmesi Amerikan ekokomisinin Türkiye’den 9 kat daha mı güçlüdür?
Birçok sorunun yanıtı anlaşılır ve sade dille aktarılmış.
Özetle diyor ki yazar
Para basıp halka dağıtarak toplum zenginleşmez. Sadece üreterek değerli varlıkları artırarak zengin olunabilir.
Son olarak ki bu benimde görüşüm
Bir yüZyıl sonra altın değerini kaybedecek
En değerli olan hazine su olacak bir buğday tanesi olacak .
Keyifle okuyacaksınız buna eminim.
Halil Cibran ‘dan her şeye dair
Halil Cibran’ın okuduğum ilk kitapçığı.Kitapçık diyorum çünkü toplamda 52 sayfa.
Aşktan evliliğe çocuklardan çalışmaya sevince kedere suça cezaya her şeyden çok konuşmaya dair çokça kendi felfesi öğretileri mevcut.
En çok hoşuma giden yerlerin bolca altını çizdim. Özellikle Tanrı için söylediği anlatım çok yerinde.
Diyor ki Tanrı’yı bilmek isterseniz bilmece çözmeye girişmeyin. Çevrenize bakın ! O’nu çocuklarınızla oynarken göreceksiniz .
Evrenin derinliklerine bakın. O’nun bulutta yürüdüğünü şimşekte kollarını ve yağmurla yeryüzüne indiğini göreceksiniz. O’nun çiçeklerde gülümsediğini sonra doğrulup ağaçlarda el salladığını göreceksiniz.
Sıkılmadan notlar alarak okuyabilirsiniz
Okur Takip Önerileri
Sevebilmek
İlk kitabı Vazgeçebilmek beni o kadar etkilemese de bu kitabını sevdim diyebilirim.
Kitap minnoş hikayelerle dolu aslında verilen hikayeler herkesçe kabul gören tarzda .
Empati kurmanın ilişkiyi anlamada iyi bir klavuz olabileceğini anlatıyor
Mesela birkaç alıntı size yol gösteren cinsten
Harper Lee ; olayları onu bakış açısından bakarak anlamadan onun derisine bürünüp yaşamadan bir insanı asla gerçekten tanıyamazsınız.
Hz İsa : insanlara onların size nasıl davranmasını istiyorsanız öyle davranın.
Hz Musa : sizi inciten her neyse onu başkasına yapmayın.
Buda : Size acı veren bir şeyle başkalarını incitmeyin.
Konfiçyüs : Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına yapmayın
Ayrıca bazen her şeyin üzerine gitmek iyi değildir diyor bazen durmakta bir ilerleme kaydetmek gibidir.
Kıvılcımı aleve çevirmemek için durmak iyi bir hamledir.
Yine bir alıntı
T.H. White super alıntısı
Aynı anda bir ileri bir geri yaşamaktansa ansızın yeni hayata başlayalım.
Geçmişten intikam alarak yeni bir gelecek kuramayız .
Yine çocuklar için Ezop masallarında bir boğa ile bir aslan su içmek için kavga eder yukarıda bu savaşı gülerek izleyen akbaba vardır.
İlişkilerde savaş halinde olmak bir tarafın kazandığı anlamına gelmez. Bu savaştan uzak durmak en büyük erdemliktir.
Ben keyifle okudum altını bolca çizdim.
Evet temeli aşk ve ilişki üzerine yazılmış olsa da bence her ilişki için uygulanacak temel ilkeleri anlatıyor.
Kişisel gelişim sevmeyenler gitsin tv8 izlesin
Gogol
Kitaptan çok yazarın hikayesi daha ilginç aslında
Ölü Canlar, Palto ve Bir Delinin Hatıra Defteri yazarı Nikolay Vasilyeviç GoGoL.
Çocukluğunu Kazak kültürü etkisiyle geçiren Gogol orta halli bir toprak sahibinin oğlu olarak dünyaya gelmiş.
Daha önce ölü doğan iki kardeşten sonra Gogol hayata tutunmayı başarmış.
Ailesi onu da kaybetmemek adına şımartarak büyütmüş bu sebepten çevresinde pek sevilmezmiş
Sayısal dersleri sevmez Edebiyata bayılırmış hatta çocukluğundan beri biriktirdiği anıları yazıya dökmek için sabırsızlanırmış
Büyük hayalleri olan GoGol küçük bir memur olabilmiş çalışma hayatına.( daha sonraları prof istifa etmiş tabi)
Toplumu değiştirmek ve insanlara yol göstermek gibi misyonlar edinmiş kendine.
Kısa hikayeleri hala tiyatrolarda sahnelenmektedir.
Son zamanlarında çok kaygılı
geçiriyormuş dinsel açıdan ..
Ölü canlar kitabının kitabının 2 nci cildini yazmış fakat bir rahibin etkisiyle 2 nci cildini yakmış.
10 gün sonra da henüz 43 yaşında hayata veda etmiş.
Şuan Nazım Hikmet’in bulunduğu Novodeviciy Mezarlığına gömülmüş.
Söylenecek çok söz var. Her sayfasında farklı anlamlar çıkartabileceğimiz bir kitap olmuş . ( Hint Destanı )
Esasen kitaptan çok Hermann Hesse’nim hayatı da ilgi çekicidir.
Gel gelelim Siddhartha karakterine …
Hayatın anlam arayışında kendi anlamını bulmak
Bir anlam arayışının yolculuk hikayesi .
Brahman iken bir samana olmayı tercih eder bir gezgin bir dilenci gibi sefil bir hayat yaşamayı tercih eder. Babası zengin ve soyludur kendisi prenstir Siddhartha’nın ama bubların hepsini kabul etmeyerek kendi yolunu bulmak için
arkadaşı Govinda’yla bir yolculuğa çıkar.
Ve hikaye burada başlar .
Siddhartha o içindeki Ben’i bulmak için yola çıkıyor. Bu yolculukta bazen bir Samana, bazen bir ayyaș, bazen șehvet dolu bir budala bazen bir tüccar bazen de bir kayıkçı oluyor.
İnsanın egosuyla savaşması, dünyasal zevklere kendini kolayca kaptırıvermesi, insanî duyguları
ızdırabı ve kendi kişisel doğrusunu bulmasını anlatıyor kitapta.
İnancın Sonu
Şöyle düşünelim özetle biri size eşinizin yada sevdiğinizin sizi aldattığını söylese buna inanır mısınız? Yada bu durumda ne yaparsınız yada sorum kitaptan esinlenerek olsun. Biri sizin değerli bir eşyanızı çaldığında onun hırsız olduğunu nasıl anlarsınız? Tabi ki kanıtla . İşte inancı öldüren şey kanıttır. Bugün 21. yy da insanlar hala cenneti vaat edildiğine inanarak kendilerini patlatıp yüzlerce insanın canına kıyabiliyor. Din size hem canınızı kıymayı (intiharı) yasaklarken hem de cihat anlayışı ile insanları öldürüp cennetteki hurilerle yaşayacağınızı nasıl söyleyebilir? Yada orta çağda engizisyon mahkemleri kurup cadı avı diye binlerce insanı nasıl ödürebilir? Aynı keza Hitler’in binlerce yahudiyi fırınlarda yakmasını?
Sam Harris dini yanlış anladığımızı yada yanlış yorumladığımızı düşünüyor yada dine pek sıcak bakmayan biri olarak söylebilirim . Ona göre eğer bilimsel ilerlemeler dini yanlış yaşayanlar olmasaydı şuan ki internet çağı 16. Yy da başlayabilirdi.
Kirapta sevdiğim yerlerin altını bolca çizdim lakin adam o kadar korkmuş olmalı ki her Kur-an ve incil alıntılarında buradaki alıntılar birebir kitaplardan alınmıştır yazmış.
21. Yy da olsak da korkusuzca bir şeyleri tartışma hürriyetine halen sahip değiliz.
OKUMAYI ERTELEDİĞİM BİR KİTAPTI TAM OKUDUĞUM ZAMANDA MALUM AFGANİSTAN OLAYLARI PATLAK VERİNCE BENİM İÇİN DAHA BİR ANLAMLI OLDU. DAHA ÖNCE AFGANİSTAN VE TALİBAN HAKKINDA ARAŞTIRMA YAPMIŞTIM, YAZARIN OKUDUĞUM 'UÇURTMA AVCISI' ADLI KİTABINDA DA AFGANİSTAN TARİHİ İLE İLGİLİ KISA BİLGİLER EDİNMİŞTİM.
MERYEM VE LEYLANIN DRAMATİK HİKAYESİ
KADIN OLMANIN NE KADAR ZOR VE GÜÇ OLUŞU BİR YANDA DİN BİR YANDA ERKEK EGEMENLİĞİ BİR YANDA HİÇ BÜYÜMEDEN ÖLEN ÇOCUKLAR DAHA KADIN OLAMADAN EVLENDİRİLEN ÇOCUKLAR VE DAHASI DAHASI…
2007 OCAK AYINDA YAZILMIŞ OLMASINA RAĞMEN BUGÜN BİLE TARİHİN TEKERRÜR ETTİĞİNE ŞAHİT OLACAKSINIZ.
KİTAP BİTİNCE KENDİMİZİ ŞANSLI HİSSEDİYORUZ LAKİN O ŞANSIN ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARINA BORÇLU OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
13 yaşında yeni ergen bir kızın saplantılı bir o kadar da karmakarışık ilişkisi . Kendisinden büyükçe birine duyduğu sevda mı kara sevda mı?
Belki üvey babasından belki de annesinden görmediği sevgiyi başka bir bedende bulma çabası. Çaresizlik içinde geçen bir hayat. Kendisi daha büyümeden sevgisini büyütme çabası belki de. Cesur değil takıntıları ile yüzleşememiş bir zavallı mı?
Yine de 60 sayfalık hap gibi minnoş bir hikaye .
Belki de içimizde böyle birileri hala vardır. Beyhude bir sevginin dehlizlerinde savrulan tarumar olmuş bir hayatın içinde eriyip yok olan.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,5bin okunma
toltek bilgelik kitabı
*mitote’den bahsediyor hint felsefesi bu
Zihnimizde binlerce kişinin aynı anda konuştuğu ve kimsenin birbirini anlmadığı bir rüya.
* kara büyünün en kötü şekli dedikodudur.
Hayatımızın her alanında en çok yaptığımız hatanın kabul görmek ve onaylanmak ihtiyacı olduğunu ve kitabın sonlarına doğru en nihayetinde insanların binlerce yıldır aradığı şey mutluluk!
İnsanların bu noktaya getiren şey zihnimizin evriminin bir parçası
Özetle 4 anlaşma yaparsak kendimizle yani;
-kullandığın sözcükleri özenle seç
- hiçbir şeyi kişisel algılama
-varsayımda bulunma
-daima yapabildiklerinin en iyisini yap
diyor Don Miguel , bunları yaparsak harika bir yaşamın ta kendisi bizlerin olacak yaşamı biz kontrol edeceğiz.
Unutulacak Şeyler
İlk tv programında karşılaşmıştım. Şimdiye kadar okuduğum kitaplar arasında en sade anlatımlısı diyebilirim.
Kaotik, fraktal, uzay-zaman, kaos, canlılık, boyutlar, boyut azalması prensibi, ruh, dördüncü boyut, morfik alanlar, kristalleşme, morfik rezonans, ara yüz, beyin, bitkisel tedaviler, dijital dünya, zihin beden tutarsızlığı, koşan beyin - duran beden gibi konuları merak ediyorsanız Sinan Canan'ın kitabı sizlere ışık tutacak türden kitap olmuş.
Özellikle kitabın bir bölümünde 100 maymun deneyi sanırım en ilginciydi diyebilirim.
Sonlara doğru azıcık beyin yaksa da keyifle okunacak bir eser ortaya koymuş.
Tutsak Güneş
Yakın gelecekte, yeryüzünde bir ülke. Tiran ölmüş yerine oğlu başa geçmiştir. Ülke din ulemaları ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetilmektedir.Halk katı yasalarla sınıflara ayrılmış yoğun gözetim ve denetim altında yaşıyor.
Bilim kadını Yuna geçmişine ve kaderine en önemlisi bir kadın olarak tutkularına sahip çıkıyor. Doğa talan ediliyor rant için halkın bir kısmı direniş için sokaklarda. Dünyanın her yerinde kaos hakim
Okuyunca günümüz dünyasında kısmi benzerlikler görmedim değil ilk .
Hatta aklım bir ara gezi eylemlerine kaydı .
Yine de herşeye rağmen prensipleri ile ayakda duran kadın Yuna karakterini çok beğendim .
Bir kedi bir adam bir ölüm
Zülfü Livaneli "ilk göz ağrım" diye söz ettiği bu kitabını, 29 yılda tamamlamış. “Bunun nedeni, olaylara ve karakterlere fazla yakın olduğumu düşünmem ve ‘gerçeğe gerçekdışından ulaşmak’ için gerekli mesafeye sahip olmadığıma inanmamdandı” diyor yine kitabının önsözünde.
Yazar bu kitabında, mülteci bir adamın hikâyesini ele alıyor ve bu hikâyeyi, bir yazarın (kitapta geçen kurgusal yazar) gözünden, bir de söz konusu olan mülteci adamın gözünden olmak üzere iki farklı yorumla aktarıyor.
Livaneli kitabın ön kapağındaki mottosu gibi MuTlu sürgün yoktur diyor. Siyasi mültecilerin yaşadığı ikilemleri hüzünleri hatta aşkı anlatıyor .
Yaşamak Sakinlik İster
Pavia Üni. araştırmasına göre ;
İki dakikalık sessizlik sürecinin rahat müzikten çok daha yararlı olduğu kanıtlanmış
Beş dakikalık sessizlik empati yeteneğini geliştiriyor. Orta beyin daha sağlıklı çalışıyor. Sessizlik sadece stresi azaltmıyor aynı zamanda seratonin endorfin ve oksitosin gibi mutluluk hormonlarının salımını artırıyor.
Şamanlar yemeklerini yavaş pişirir yavaş yerlermiş bu onlar için yemeğe gösterilen büyük saygı ifadesiymiş.
Şimdilerde öyle mi her şeye yetişmeye çalışıyoruz 5 dakika da hazır yemekler hızlı koşuşturmacalar her şeyimiz acele öyle değil mi?
Son olarak üç maymun hikayesini hepimiz biliyoruz değil mi yada bildiğimizi sanıyorduk
Kökeni 8 yy dayanıyormuş 17. yy da Konfüçyus felsefesinden çıktığına dair bilgiler var. Bu üç maymun tasfiri gözünüzde canlanmıştır tahmin ediyorum . Aslı ise Kötüyü görme kötüyü konuşma kötüyü duyma .
Sevme Sanatı
Bu kitabı ikinci kez okuyuşum. İlk okuduğumda yirmili yaşların başındaydım. O zaman ki kavramlar daha uçuşuyordu havada. Şimdi ise bir kaç naçizane alıntılar paylaşmak istedim.
- “İnsanlar sevme’nin kolay olduğunu, asıl güçlüğün sevecek- ya da sevilecek- nesneyi bulmak olduğunu sanırlar.” (Sayfa 12)
- “Bir kadın bize çiçekleri sevdiğini söylese, ama onları sulamasa, çiçekleri ‘sevdiğine’ inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması, gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir.” (Sayfa 32)
- “Eğer birisini gerçekten seviyorsam herkesi severim, evreni severim, yaşamı severim. Başka birisine ‘Seni seviyorum’ diyebilirsem, ‘Sende herkesi seviyorum, seninle bütün evreni seviyorum, sende kendimi seviyorum’ diyebilmem gerekir.” (Sayfa 50)
