Okuyan1ogretmen
@Okuyan_ogretmen
“Ruhum öz dünyasına kaçmak için gayrette. “
Sınıf Öğretmeni
Lisans
Van
399 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Merhaba sevgili okur,
Kumru ile Kumru, Tahsin Yücel ile tanışma kitabım oldu. Severek okudum. Bazı şeylerin sürekli tekrarı bazen sıksa da yazarın dilini, akıcı anlatımını çok sevdim.
Kitapta yer alan toplumsal ve siyasi göndermeler, eleştiriler gayet dozundaydı. İnsan ilişkilerinin boyutu, duruma göre şekillenmesi oldukça çarpıcıydı. Biraz Türk filmi tadında gibi geldi bana.
Üzerine konuşulacak en önemli noktası ise, hayatta neyi, neden ve ne kadar istiyoruz? Bu istekler bizi bambaşka bir insan yapıyor mu? Gerçekten biz mi istiyoruz yoksa toplum mu bizi istemeye zorluyor.
Bir şeye ulaşmak mı kıymetli yoksa o şeye ulaşmak için gösterilen çaba mı?
Kumru’nun bir eşyaya olan bağlılığına bazen sinirlendim, şaşırdım. Ama sonra düşününce hangimiz öyle değiliz ki? Böyle bir çağda telefona, teknolojiye, rahatlığa bağımlı değil miyiz?
Bazı şeyler yokken daha güzel galiba. Meryem ebe diyor ya: “ Şu gök delinse de bir soluk alsam!” Var ile yok arasında kısacık bir ömür yaşamaya çalışıyoruz. Bu ömrü de geçici şeylerle, somut eşyalarla geçirmeyelim. Sevelim, şükredelim, öğrenelim, gezelim..
Okumayı düşünenler bekletmesin okusunlar. Çok muhteşem diyeceğim bir konusu yoktu ancak yazarın dili, akıcılığı işin şans vermelisiniz. 
Kumru ile Kumru 
Tahsin Yücel
Emrah Serbes- Hikayem Paramparça #okudumbitti
.
.
Herkese selamlar.. Güzel ve yorucu düğünlerimizi atlattıktan sonra tatilde okuyayım diye almıştım kitabı. Yazar ile tanışma kitabım oldu. Kalemini merak ettiğim , adını sıkça duyduğum biriydi. Yeni yazarları keşfetmeyi sevmeye başladım, özellikle keşfedip pişman olmayınca
Yazarın dili çok akıcı, doğal, içten ve samimi bir üslup. İçerisinde farklı hikayeler bulunuyor, insanı etkileyen, düşündüren, hüzünlendiren, gülümsetebilen..
Altını çizdiğim bir çok alıntısı oldu. Bunları 1000kitap hesabıma aktaracağım.
Çok sevdiğim, pişman etmeyen bir serüvendi. Diğer kitaplarına da en kısa zamanda şans vereceğim.
Sevgiyle kalın ️ 
Hikayem Paramparça 
Emrah Serbes
Herkese merhabalar Uzun bir aradan sonra nihayet kitap yorumu ile geldim.
Yaşar Kemal’den okuduğum 5. Kitap oldu Tek Kanatlı Bir Kuş.
Yazarın dilini, samimi üslubunu, halka inebilmesini seviyorum. Eserlerinde genellikle toplumumuzun yaralarını ele alırken bunları sezdirerek ana fikri okuyucuya bırakarak yapıyor. Bu eserine gelecek olursak; gayet akıcı ve insanı merak ettiren bir öyküyü kaleme almış.
Kitapta bir posta müdürünün Yokuşlu adında bir kasabaya tayinin çıkması, yolculukları ve köye varıp varamama hikayeleri anlatılıyor. Remzi Bey ve Melek Hanım kasabaya gitmek isterler ancak kimse onları oraya götürmek istemez, herkes o kasabaya bir haller olduğunu, gitmemeleri gerektiğini söyler durur. Kasabada ne oldu ne bitti kimse bilmiyor.
Ne olursa olsun kasabaya giderler ancak köye varmadan şoför kavşakta bırakır. Bir süre bir ceviz ağacının altında kalırlar. Köyü gözlerler, ne ışık ne bir ses seda vardır..
Günler içinde kasabaya girmek isteyen ama giremeyen insanlarla dolar boşalır ceviz ağacının altı. Ama kasabaya girme cesaretini kimse gösteremiyor. Sonucunda giren olmuş mu, kasabaya ne olmuş size bırakıyorum.
Kitabı bitirdiğinizde önce yarım kaldı, ne anlatmak istedi bize diye bir düşünüyorsunuz. Sonra biraz kafa gördükten sonra ben de şu fikirler oluştu.
Kitabın ana konusu korku ve insanların yargılamadan araştırmadan her fikre inanması.
Maalesef toplumumuzda biri bir şey söylediğinde araştırmak yerine inanırız. Bir deli taş atar deyimi vardır ya işte tam da o durum anlatılıyor.
Tek Kanatlı Bir Kuş 
Yaşar Kemal
Okur Takip Önerileri
Hanne Kitap Yorumu
Merhabalar
Yazar ile tanışma kitabım olan Hanne’nin yorumuyla karşınızdayım.
Kitabın ilk başlarında odaklanmakta zorluk çektim. Hanne’nin özünü, kimlik arayışını aktarırken gereksiz yere uzatmış diye düşünüyorum. Çünkü sürekli aynı cümleleri, aynı ikilemleri okuyorum gibi geldi. Ama daha sonra öyle bir sardı ki.. O gün içinde hemen bitirmek istedim. Kitabı bitirdikten sonra öğrendim ki gerçek bir hayat hikayesine dayanıyormuş. Daha bir üzdü bu beni..
Kitabın konusuna gelirsek;
Hanne, Almanya’da yaşayan bir aileye evlatlık verilmiş genç bir kadın. Babası alkolik, sürekli şiddet uygulayan, evlatlarına ve eşine sevgi göstermeyen bir baba. Böyle bir baba ile büyüyünce evliliğinde bir arayışa giriyor. Girdikçe de evlilik hayatı içten içe bitiyor. Eşiyle boşanma sürecine girerler ve o sırada eşi intihar eder. Ardından Kardeşi Ömer ile görüşürler, öğrendikleri onu şoke eder. Bu olaylar onun daha çok yıpranmasına ve kimlik karmaşası yaşanmasına sebep olur.
Ama karşısına yıllardır tanıdığı ona hep destek olan Süleyman çıkar.
Annesi gibi Süleyman da Mesnevi okumuştur. Hanne de Mesnevi okur çok etkilenir.
Süleyman Hanne’yi o karanlık kuyudan, karmaşadan kurtarır.
Yazar keşke sonunu biraz daha uzatsaymış sanki yarım kalmış gibi. Sanırım hikayeyi tamamlamak okuyucuya düşüyor.
Kitapta verilen Mesnevi’den örnekler beni çok etkiledi. Ve okumaya teşvik de etti tabiki ️ En kısa sürede okumak, anlamak ümidiyle 
Hanne 
Bahadır Yenişehirlioğlu
Ben şiir okuduğumu sanıyordum ta ki Necip Fazıl okuyana kadar…
Herkese selamlar Çok ama çok güzel bir eser okudum. Üstad Necip Fazıl’ı bilmeyen yoktur. Kendisinin çoğu şiirini ve sözünü hepimiz duymuşuzdur. Çok bilinen şiirlerini duymuştum ancak bu kitap ile birlikte bilmediğim bir çok şiirini keşfettim. Okudukça neden Üstad deniyor daha iyi anladım. Kaleme yön, nizam vermeyi, insanın içine işlemeyi, kalbe dokunmayı, okuru düşündürmeyi öyle bir başarıyor ki…
Benim şahsi fikrimce kitapta hiçbir şiiri kötü değildi. Hepsi inanılmaz güzeldi ve çok derin manalara sahipti. Normalde kısa sürede bitebilir ancak bitmesini hiç istemedim. Okuduğum cümleleri sindirmek günler sürdü. İyiki de sürdü, kalbime dokundu Üstad.
Yazarı genelde dini şiirler ile bütünleştirenler var ancak
Özellikle edebiyatçılar, şiirseverler mutlaka ama mutlaka okuyun!
Şiirin Üstadı Necip Fazıl’dır. 
Çile 
Necip Fazıl Kısakürek
