Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Pelin

Pelin
@Pelin_alpysr
Kekremsi bir yaşam, dipdiri umutlar ve hayata tutunma düşü..
Hayat bu işte; hiç bitmeyecekmiş gibi düşünülen, yaşanan o yoğun duygular, bir süre sonra insafsız zamanın gadrine uğrayarak sadece birer anı, giderek soluklaşan, silikleşen birer deneyim olarak kalıyor.
Reklam
Dış dünya, totaliter ideolojisinin rehberliğinde, durmadan diktiği heykeller, büstler, anıtlar ve yapılarla yeni ve yalan bir hafıza yaratmaya çalışırken, benim cennetim olan söz ve anlatı dünyası, tüm tevazusu, sadeliği ve maddi yoksulluğuyla, insanlığın doğal gelenekleriyle, binlerce yıllık bir hayatın zengin ve renkli hafızasını korumaya çalışıyordu.
..ona göre kötü insan yoktu, sadece kötü talih, kötü tesadüfler, kötü olaylar vardı. Bazen kiminle konuştuğunu unutur, insanların özündeki iyiliğin, şefkat ve sevginin varlığından, erdeminden söz etmeye başlardı..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sürgün insanı, yitmiş insandır; sürgün insanı, kendisine ait dünyayı yitirmiş insandır. Sürgün insanının, sürgün ülkesindeki ilk ruh hali de, bulmaktır, kendini bulmak, kendisine ait olabilecek bir dünya bulmak, kendisini yenileyerek, Zümrüdüanka (ya da Asurluların deyimiyle Feniks) kuşu gibi, kendisini yeniden yaratmak. .... Sürgün insanı yeni bulduğu mekanları, ister istemez, kendi eski mekanlarıyla karşılaştırır ve yeni mekanları kendisine göre yeniden yaratırken, onları eski mekanlara benzetmeye çalışır.
Hüzün geriye kalandır der Ulus Baker..
"Neden, diye sormuştu Deleuze, her aşk, her yaşantı, her olay bizi yaralıyor, paramparça ediyor? "Neden bütün olaylar hep bir salgın, savaş, yaralanma ya da ölüm türünden?" Hiçbir zaman olayla eşitlenemiyoruz, diyordu Deleuze - hep ya çok erkeniz ya da çok geç kalıyoruz; ya çok aceleciyiz ya çok pasif, ya çok ilerdeyiz ya erişemeyecek denli uzakta. Ya şu: "Bana çok zayıf, kırılgan gelen hayatım, kayıp gidiyor elimden"; ya da bu: "Hayata karşı zayıf olan ben kendimim, beni altüst eden, benimle hiçbir alakası olmayan biricik şeylerini ortalığa döküp saçan hayat."
Reklam
Pelin
Bir kitabı okumaya başladı
Ruhun Gökkuşağı
Ruhun GökkuşağıMehmed Uzun
9.1/10 · 736 okunma
Varoluş sancısıdır 'ömür hanım' Bulantılara vardırır Kabuk tutmuş tüm yaraları kanatır...
Sadece uzun bekleyişlerin derin bakışlar bıraktığını bilirim. Kazandırdığı bir düşünme süresi ve stratejisidir. Gayrısında bekleyişlerin kaçışlara diyecek çok şeyi olur. Tabi kaçışların da yürüyüşlere iki çift lafı vardır bu üçlü döngüde değişmeyen eylemin tekrarıdır. Kaçarken ardında yürümeyi ve yürürken ardında beklemeyi bıraktığını bilirsin. Sonuç olarak beklerken kaçmayı izlersin belki ardından yürümeyi yahut önden kaçmayı... Çokça beklediğimiz, Beklerken yürüdüğümüz, Yürürken kaçtığımız (koştuğumuz değil) anlarımız olmuştur ve biz bunu yıllarca farkına varmadan tekrarladık tıpkı... diye bir başlarım sonunu getiremem misillemeden çok ne var.
79 syf.
·
Puan vermedi
·
151 günde okudu
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal
7.8/10 · 13,5bin okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Özgürlüğün Pedagojisi
Özgürlüğün PedagojisiPaulo Freire
8.8/10 · 76 okunma
Reklam
Ne bir ışık, ne heyecan, ne bir ümit, ne bir iman, hatta uykuda bile insanca bir yaşamı arzulamak yok.
Yeni bir şeyi tekrar ekmek ve büyütmek için en iyi topraktır dip. Bu anlamda dibe vurmak, son derece acı verici olsa da, aynı zamanda tohum ekmenin zeminidir.
Ayrıntı yayınlarıKitabı okuyor
"Çok fazla şey bilmek, insanı çok çabuk yaşlandırabilir."
Sayfa 119 - AyrıntıKitabı okuyor
Pelin
Bir kitabı okumaya başladı
86 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.