Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Penyywise

Penyywise
@Penyywise
15 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Goblin semaları ölümün yere çömelip insanın üzerine atılmaya hazır bir halde bekleyebileceği, gözden kaçırılmış bir köşe kadar karanlıktı.
Sayfa 114 - İthakiKitabı okudu
Reklam
Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarırsan Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadardır,ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş.
Sayfa 22 - Doğan kitapKitabı okudu
" Hadi sor çocuğum! İstediğin kadar cesurca sor, ben yanıt vereceğim. Bir insan için bilmemek sormaktan daha kötüdür. Çok soran insan çok şeyi anlayabilir ancak. Yalnızca çok şeyi anlayan biri adil bir insan olabilir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Evet. Tabii siz çok gençsiniz... Henüz bu noktaya gelmemişsinizdir. Ama eninde sonunda o nokta geliyor. Artık her şeyin bittiğini anlayınca duyulan o sonsuz rahatlık... kurtuluş duygusu... Artık aynı yükü taşımak zorunda olmamanın verdiği huzur. Bir gün siz de hissedeceksiniz bu duyguyu... "
Sayfa 102Kitabı okudu
D gözlerine düşen siyah saçları geriye itti. "Beni endişelendiren de tam olarak bu, L. Bu söylediklerin. Zira bildiğin her şeyi tek kaynaktan öğrenmekten daha kötü bir şey varsa o da duyduklarına körü körüne inanmaktır."
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Allah ile aldatan zihniyet, dilin değil mesajın kutsal olduğunu asla söylemez. Çünkü bu onun işinin bitmesi anlamına gelmektedir. Dil kutsal ve dokunulmaz olacaktır ki kitleler, mesajı anlamak için o 'kutsala aşina olan' kutsal ve dokunulmazlar önünde eğilmek ve onlara haraç ödemek zorunda kalsın.
Sayfa 187Kitabı okudu
Daha kötüsü, din adına dökülen kanların büyük kısmı, dindarların kanıdır. Dinci tasallut, öncelikle dindarları yok eder. Çünkü onun saltanatının en büyük engeli dindarlardır.
Sayfa 154Kitabı okudu
"Dinde baskı /zorlama /tiksindirme yoktur." (bakara, 256) "yüz çevirirlerse biz seni onlar üstüne bekçi göndermemişiz. Sana düşen tebliğden başka bir şey değildir." (şura, 48) "Eğer rabbin dileseydi yeryüzündeki insanların tümü mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın?" (yunus, 99) "Artık uyar/düşündür! Çünkü sen bir uyarıcı/düşündürücüsün. Üzerlerine musallat bir despot değilsin!" (ğaşiye,21-22)
Sayfa 140Kitabı okudu
Dinin siyasete alet edilmesinin kendisi bir iftiranın ürünüdür. Din, onu gönderen Allah'a ve onu tebliğ eden peygambere iftira edilmeden siyasallaştırılamaz,aldatma aracı olarak kullanılamaz.
Sayfa 136Kitabı okudu
Kur'an'daki takva ve ittika tabirlerini 'Allah' tan korkmak' (doğrusu Allah iradesine ters düşen şeylerden sakınmak), müttaki tabirini 'Allah' tan korkan', "ittekuuni" tabirini 'benden korkun!' şeklinde tercüme etmek temelden yanlıştır;Kur'an'ın ruhuna ve mesajına aykırıdır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Allah aldatma aracı yapılınca... Konyalı Mevlana Celaleddin'in oğlu Sultan Veled'in,eseri Maarif'te muhteşem ama aynı zamanda ürpertici bir sözü var. Şöyle diyor Sultan Veled:"Engel Tanrı ise onu hangi 'lahavle' uzaklaştırabilir!?" (Maarif, 12) tüm aldanış ve aldatışların yıkımını bertaraf etmek için sığınılacak son noktanın bizzat kendisinin yıkım aracına dönüştürülmesi halinde insan ne yapacaktır? Düşünmek bile ürpertiyor.
Sayfa 119Kitabı okudu
Büyük ihtimalle kocasına, 'Dün akşam anlatılan ne tuhaf, ne inanılmaz bir öyküydü?' dedi. 'insan kendini o şekilde vurabilir mi? Eğer mümkünse bana bunun nasıl olabileceğini gösterebilir misin?' zavallı aptal adam da gösterdi tabii. Tüfeğinin namlusunu ağzına soktu. Kadın hemen eğildi, parmağını tetiğe koydu ve adamla açıkça şakalaştı. ' Ya şimdi, kocacığım, 'dedi arsızca.' Ben tetiğe basarsam?' "ve sonra... Ve sonra Hastings, kadın tetiğe bastı."
Soruların en yamanını ve en acımasızını soran tarih bize şunu sormamış mıdır : "Dine, imana sarılacak idiyseniz, Allahın bitiridiği bir kuruma neden atama yapmaya kalktınız?! Neden siyasal-yönetsel bir kavram olan devlet başkanlığını dinselleştirip hatalarınızın Allah'a ve dine fatura edilmesine yol açacak bir günaha imza attınız?!" Osmanlı'nın çöküşü hakkında öteki söylenenlerin tümü bu gerçeğin yanında dekor ve hikaye. Halifelik, Allah ile aldatılmamızda en büyük yıkım sebebi oldu. Çünkü o aldatılma bizi, Allah' a ve Peygamber'e saygısızlığı din yapma gibi bir günahın girdabına soktu
Müslüman kitlelerin Allah ile aldatılması,Emevi kralı Muaviye bin Ebu Süfyan'ın, Hz.Ali'nin ordusunu aldatmak için Kur'an sayfalarını mızrak uçlarına takıp " Aramızda bu kitap hakem olsun!" diyerek sergilediği şeytanetle başladı. İslam tarihinde, Allah ile aldatmanın ilk ve en yaman görünümü budur Hz. Ali, hükümlerini ayaklar altına aldığı bir kitabın kağıtlarını 'hakem' yapma aktörlüğüne kalkan bir zihniyetin güvenilir olmadığını en gür sesiyle haykırmışsa da bu tarihsel aldanışı önleyememiştir. Tarih Sıffin'den Madımak Oteli neronizmine, Suriye'deki dincilik destekli terörizm cinayetlerine kadar bu aldatışın ibret tablolarıyla doludur. Allah ile aldatmanın bu dehşet tablolarından ders almasını bilmeyen bir kitlenin dinden rahmet bulmasını beklemek akıl gerçeğini ciddiye almamak olur.
" Beni bir kez aldatırsan sana yazıklar olsun; beni iki kez aldatırsan bana yazıklar olsun." Sun Tzu
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.