Sonu gelmeyen bir kaçıp kovalamaca, iyilik ve kötülüğün bitmek bilmeyen çatışması ve ölümle noktalanan çileli hayatlar… Jean Valjean, neredeyse çürümeye yüz tutan toplumun suça ittiği bir insandır; küreğe mahkum olur, kaçar, tövbe eder ve çevresine yararlı bir insan haline gelir. Ne var ki toplumun yasaları adaleti sağlamak, kötülüğün üstesinden gelmek üzere kurulmamıştır. Tersine, kötü olan toplumsal düzenin kendisidir. Doğal haline bırakıldığında iyiliğe meyilli birey, doğal halini ve adalet duygusunu yitirmiş modern toplumun çarkları arasında ezilir, toplum dışına itilir ve kötülükle tanışır.