“Kimlik, içermenin olduğu kadar dışlanmanın da ürünüdür. Bundan
dolayı etnik grubu öbür gruplar açısından tanımlayan şey, araya konulmuş olan
toplumsal sınırdır, bu sınırlar içerisindeki kültürel gerçeklik değil.
Fotoğraflar bir yandan insanlara gerçekdışı bir geçmişin hayali sahipliğini verirken, diğer yandan da insanların içinde güvensiz oldukları boşluğa sahip olmalarına yardım eder
Köleliği ezersin, ama efendi derebeyi olur, köleyi çiftçi yapar. Feodalizmi "Büyük Devrim"le yıkarsın, ama derebeyi kapitalist olur ve çiftçiyi işçi yapar.
Parmenides düşünülebilecek iki irdeleme yolu
olduğunu söyler: (1) Biri varolanın olduğu ve onun var
olmamasının olamayacağı-ki bu inandırıcı yoldur, ha-
kikatin yolu. (2) Öteki ise varolanın olmadığı ve onun var
olmamasının zorunlu olduğu yoldur, "o yoktur"
yolu-girilmez yahut çıkmaz yol. Parmenides, ikinci yo-
lun girilmez, çıkmaz olduğunu söylemiştir; zira varolan-
olmayan bilinemez, dile getirilemez. "O yoktur", söz edi-
lebilir ya da düşünülebilir değildir. Çünkü "o" bir varo-
lana işaret eder. Varolan-olmayana dair konuşmak
açıkça çelişkiye düşmek olacaktır:
Sayısız sallanacak yer, sadece bir kurtuluş vardır, ama kurtuluş olasılıkları sallanacak yer kadar çoktur. Varılacak bir yer vardır, ama ona giden yol yoktur; yol dediğimiz şeyse tereddüttür.