"Julian ne derdi hatırlıyor musunuz?" dedi Francis. "Hayalet diye bir şey vardır. Dünyanın her yerinde insanlar bunu bilirler. Bizler de onlara tıpkı Homeros'un inandığı gibi inanıyoruz aslında. Ama şimdi sadece bambaşka isimlerle adlandırıyoruz onları;hafıza,bilinçaltı."
"Aristo, Poetika'da der ki," dedi Henry, "ceset gibi gerçekte görmesi rahatsız edici şeyler sanat eserlerinde bakmaya doyulmayacak manzaralara dönüşebilir."
"Ama sonra, herşey değişti,"dedi."O adamı Öldürdüğüm gece"....
"Hayatımın en önemli gecesiydi," dedi sakince. "En çok istediğim şeyi yapmamı sağladı."
"Neymiş o?"
"Düşünmeden yaşamak."
"Görünüşümüzün ne kadar işimize yaradığını daha önce hiç fark etmemiştim," dedi. "Öyle çok zeki olduğumuzdan değil, sadece böyle bir şey yapmış gibi görünmediğimiz için yırtıyoruz."
Ama ahlâk konusunda olduğu gibi, kötülük de iyiliğin bir sonucudur,yani aslında neşe de hüzünden doğar.Ya geçmiş saadetin anısı bugünün azabıdır;ya da ızdırapların kökeninde zevk yatıyor olabilir.
Güzel kızları herkes sever sevgili karanlık ama güzel kalpleri incitirler.
Bu yüzden Kalbimi beslemeyi bırakmıştım. Bu yüzden yüzüme bakmayı hiç bırakmamıştım.