Bilirsiniz, nezaket, yabancılar arasında geçerlidir. Ve yabancıların dedikodusu yapılır. Birisine “sen” dediğiniz an, o kimseye sizi kendi sıradanlığı içinde eritme yetkisi verirsiniz.
Bizim cihanda, reklamlar, fotoğraf filitreleri ve sosyal medya yüzünden herkes kendini değerli sanıyor. Ruh okşayıcı yalanlara nasıl bayılıyorlar bilseniz aklınız şaşar. Normal insan muamelesine kimse katlanamıyor.
Uzlaşırken ya da taviz verirken teslim olmak zorunda değilsin. Bunu iyi belle dostum. Ancak bir budala, hiçbir şeyden vazgeçmemeyi, asla kaybetmemeyi, hiç ayrılmamayı bir halt sanır.
Kurumsal dinler, tabiatta kaçak yaşayan bir canlının vehimlerinden, kurgularından ibaret bence. Dehşet ile ümit arasında mekik dokurken, güvence, kurtuluş, sığınak ararken hayallere tutunduk. Hayaletleri adlandırdık. Mahrumiyetlerden kaynaklanan psikolojik dezavantajları telafiye çalıştık. Doğamıza içkin güçsüzlüğümüz sebebiyle; aşılmaz, erişilmez, mutlak bir iktidar tasarladık ki bizi himaye etsin. Dolayısıyla inanç sistemlerimiz masal kadar bile tutarlı değil maalesef.
Mutsuzsan iyi de olamazsın. Bunu anlaman önemli. Tatminsiz insanlar, sessizce gaz çıkarır gibi fısır fısır kötülük yayarlar. Bir başkasının sevincine iştirak edemezler. Otomatikman iki yüzlüdürler…
Şahsen, ölümden de yaşamdan da çok şey beklemiyorum. Ölülerle yılda bir kez yarım saatliğine olsun görüşmemize izin vermeyen Tanrı’dan. Ve başkalarına da ulaşan bir mutluluk yaratmak değil de haklı, üstün ve galip hissetmek peşindeki insandan.
Neyi bırakmışsan geride
bir kül yığınıdır şimdiden
ömrün gibi savrulup gider işte
Ama ıslığını unutma sakın
bir türküdür yine de
yolcuya en çok yakışan
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğime