Ama en kötüsü, ne içinde kimselerin yaşamadığı ölü evler, ne ortada gömülmeden duran cesetler…ne de kentler önündeki toplu mezarlardı. En kötüsü, üzerlerine çöken dehşet ve ölüm korkusunun altında adeta gözlerini ve ruhlarını kaybetmiş yaşayan insanlardı.