Edebiyat şunun için güzeldir: Senden belki asırlar önce yaşamış biri, senin de içini kemiren, genellikle ifade edemediğin duyguları tarif etmiştir bir yerlerde. Varlığından haberdar olmayan birinin, seninle aynı sıkıntıları çekmiş olduğunu, seninle aynı hisleri taşıdığını görmek rahatlatır. Anlarsın yalnız değilsindir.
Bayan Ramsay'ın tecrübelerine göre insan tek başına karanlıkta kalmadıkça asla huzur bulamazdı. Kişiliğini kaybeden insan, üzüntüsünü, telaşını ve heyecanını da kaybederdi.
Dünyaya aşkın gözünden bakan, gerçek olmayan, delici ve heyecan verici evrenin bir parçası olmuşlardı birlikte. Gökyüzü onlar için vardı, kuşlar onlar için cıvıldıyordu.
Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar
Hür ve mes'ut bir şarkı halinde
Penceremizden uzanır nur.
İstediğimiz şekilde doğar gün,
Dilediğimiz gibi yağar yağmur.
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."
Tuhaftır yaşam, acımasız mantığın faydasız bir amaca yönelik gizemli düzeni. Hayatta en fazla kendinizle ilgili bir şeyler öğrenmeyi umabilirsiniz -ki o da çok geç öğrenilir
Yalanda pis bir ölüm kokusu vardır. Dünyada en tiksindiğim, en unutmak istediğim şey de budur. Çürümüş bir şeyi ısırmış gibi midemi bulandırıp kötü hissettiren bir şey. Yaradılış meselesi herhalde.
Onlar fatihtiler ve bunun için sırf kaba kuvvet kullanmak yeter- bu da övünülecek bir şey değil, zira senin gücün, diğerlerinin zayıflığından kaynaklanan bir tesadüftür sadece.