Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gül

Gül
@Silencee
Sıkı Okur
‘Aklı dışlayan tartışmalar için müsait değilim.’ Sizi şöyle profilin dışına alalım. aut disce aut discede
Reklam
Kara Yazı
geçmedi yare sözümüz yollarda kaldı gözümüz yere sürüldü yüzümüz böyleymiş karayazımız. çiçekler açılmaz oldu pınarlar içilmez oldu yar bize gülmez oldu böyleymiş kara yazımız. yalnız ona yar demiştik onda bir şey var demiştik o bizi anlar demiştik böyleymiş kara yazımız. hey gönül gene bu gece kederim geceden yüce gel susalım beraberce böyleymiş kara yazımız.
Sayfa 101 - Yapı kredi yayınları
144 syf.
8/10 puan verdi
Kitap YKY'nin 2017'de çıkardığı ciltli özel baskı. Sabahattin Ali'nin diğer şiir kitabında bulunan şiirleri bu defa ayrıntılı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Mektuplarında dostlarına gönderdiği el yazmalı bütün şiirleri fotoğraflarıyla birlikte; hangi dostuna, hangi tarihte, nerede gönderdiği, hangi cümleyi-kelimeyi değiştirdiği detaylı bir şekilde yazılmış. Sabahattin Ali'yi bir de el yazısından okumak ayrı bir keyif. Lakin el yazmaları Osmanlıca olduğu için çevirisini okuyabiliyorsunuz. 'Tüm kitapları bende var bide el yazmaları da olsun' ( Şahsen ben öyle dedim ) diyorsanız tavsiye ederim. İyi okumalar.
Dağlar ve Rüzgar
Dağlar ve RüzgarSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20171,305 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
480 syf.
·
Puan vermedi
Herkesin bildiği gibi John Verdon bir polisiye roman yazarı. Emekli olunca kendini yazmaya vermiş ve 5 kitap yazmış. Dave Gurney serisi 24 dile çevrilip 25 ülkede yayımlanmış. Gönüllerde taht kurmuş. İlk kitabı Aklından Bir Sayı Tut. Adını kitaptaki olaydan alıyor.Olay kısaca şu: Mark Mellery posta kutusunda kendine yazılmış bir mektup buluyor.
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202341,2bin okunma
Dudağının bir kıyısı hafifçe kıvrılmıştı. Bir tebessüm. Orantısız. Çarpık. Varla yok arası. Ama orada. "Uçurtmayı senin için yakalamamı ister misin?" Başını evet anlamında salladığını gördüm. "Senin için bin tane olsa yakalarım"... Yalnızca bir gülümsemeydi, hepsi bu. Her şey düzelmiş değildi. Hiçbir şeyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak. Ama kollarımı ardına kadar açıp onu kucaklayacağım. Bağrıma basacağım. Çünkü bahar gelince, karların tek tek, tane tane eridiğini biliyorum; belki de ilk kar tanesinin eriyişine tanık oldum.
Sayfa 440 - Everest yayınları
Reklam
Prag , 5 Eylül 1920 / Pazar
Bak Robinson'a ; bir gemiye tayfa yazılmak zorunda kaldı , tehlikeli bir yolculuğa çıktı, gemisi battı, daha neler neler...Ben de seni kaybedersem, Robinson olurum.Ama ben ondan daha Robinson olurum.Onun elinde ada,Cuma ve daha bir sürü şeyi vardı; en sonunda da bir gemi onu aldı ve neredeyse her şeyi bir rüyaya çevirdi , benimse hiçbir şeyim olmazdı, bir tek ismim bile; onu dahi sana verdim. İşte bu yüzden senin karşında bir ölçüde bağımsızım; bağımlılığın bütün sınırları aştığı için. Burada "ya-ya da" ikilemi fazla büyük. Ya benimsin ve o zaman her şey iyi ya da seni kaybederim, o zaman buna kötü bile denemez, hiçbir şey kalmaz ki geriye ; kıskançlık,acı,korkaklık,hiçbir şey.
Sayfa 247 - Can yayınları
" Şöyle dedi. 'Çok korkuyorum.' Neden diye sordum. 'Öyle mutluyum ki, Doktor Resul. Böylesine büyük, müthiş bir mutluluk, insanı korkutuyor.' Yine nedenini sordum, şöyle dedi: 'Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.' "
Sayfa 255 - Everest yayınları
"Kimse sizin için canını vermez .Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile o tek başına topunuzdan önemlidir.Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur ,rüzgardan koruduğum odur,kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğrunda öldürdüğüm odur. Yakınmasına , böbürlenmesine hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o " "Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: "Gerçeğin mayası gözle görülmez." "Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: "Uğrunda harcadığım zamandır." "İnsanlar bu gerçeği unuturlar, sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeyden her zaman sen sorumlusun.Gülünden sen sorumlusun..." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı:"Gülümden ben sorumluyum..."
Sayfa 84 - Can yayınları
Çünkü nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır. "Ya kalbim bir gün artık çarpmazsa?" diye sordu Momo. "O vakit ,senin için zaman biter, çocuğum" diye cevap verdi Hora Usta.
Sayfa 179 - Kavalcı yayınları
Reklam
"Ve ben "O"nu düşünüyordum. Kahkahalarını,konuşmalarını. Dışardaki Cırcır böcekleri bile sakalının çıkardığı hırt hırt sesini taklit ediyorlardı. Onu düşünmekten kendimi alamıyordum. Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
Sayfa 169 - Can yayınları
“ Şimdi mollalar ne derse desin , yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar,hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Ne demek istediğimi anlıyor musun ? -"Hayır,Baba can" "Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun," dedi Baba. "Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?”
Sayfa 19 - Everest yayınları
26,7bin öğeden 26,6bin ile 26,6bin arasındakiler gösteriliyor.