Sana gelince... Ne ben Sezarım,
ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz, düşman bile değiliz..
“Bir kokusu vardır akşamın ve toprağın
Candan geçirir insanı,
yaşama düşman yalnızlığı
Bilirim tutarsızdır tuttukların
Bağıra bağıra bağrına bastıkların
bilirim
Sadece uykularla sınırlıdır,
ayakta uyutulduğunu unuttuğun anların
İntihar ediyorsun belki rüyalarında
Belki de biri öldürüyor seni
sıkarak avuçlarında
Korkuyorsun,
korkuyorsun ölümden de yaşamaktan da
Olmuyor ikisi de
Ne yaşam beliriyor yüzünde
Ne ölüm alıp başını gidiyor sessizce
Her gün biraz daha ölerek yaşıyorsun
Her gün yaşayarak biraz daha ölüyorsun
Her gün biraz daha
Keşke yapabileceğin bir şey olsa
Bir şey olsa seninle ölmek dışında”🎵
Şiirler söyledim belki duyarsın diye
Çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
Sana seslendim durdum bu küçücük odadan
Acımı duy, sensin pusulam benim
Ki dünya
Silinmiş bir harita
Gibi yabancı bana.
Karıcığım,
Sen meğerse nasıl her şeyimmişsin benim…Seni sevmek benim içimde, toprağı, suyu, güneşi, hayatı ve fikri sevmekle birbirine karıştı. Sen ciğerlerimdeki nefes, gözlerimdeki ışık, kalbimdeki çarpıntı ve beynimdeki düşünce gibisin. Neyi düşünürsem seni düşünüyorum. Neyi görsem seni görüyorum.
(7 Mart 1934)
Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmr sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Beklide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir