G Atik

1062 syf.
8/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Tolstoy’un hemen hemen çoğu kitabını okuduğum için Anna KARENİNA kitabını biri bana yazarını söylemeden okutsa kesinlikle Tolstoy’un yazdığını tahmin ederdim. Hz. Muhammed ve İnsan Ne İle Yaşar kitabındaki çoğu düşünce kitaptaki Levin karakterinde hayat bulmuş. Önce aşk romanı diye başlamıştım ama varoluş sorgusu, aile ilişkileri, hatalar, pişmanlıklar, yönetim, hayat görüşü her şey ama her şey olabilir mi bir kitapta. Övüldüğü kadar varmış, tam bir başyapıt. Özellikle 966 sayfadaki “Saygıyı, sevginin olması gereken yerdeki boşluğu saklamak için uydurmuşlar.” cümlesi beni çok etkiledi. Bu ve bu tarz bir çok saptamaları da aynı şekilde. Okuduğum her sayfanın hakkını verdi diyebilirim. Kitabın adı olan Anna KARENİNA kitapta ikinci planda kalmış ve ikinci planda kalması da kitabın başyapıt olmasını sağlamış. Anna’nın ölüm anında duyduğu korku ve pişmanlığını da bu kadar az sözcükle okuyucuya geçirebilmiş olması ayrı bir yetenek. Kitapta en çok Aleksey KARENİNA’ya üzüldüm. Her şeye rağmen affetti, defalarca şans verdi ama olduramadı. Kont Varensky de kitabın başında sandığım kadar havai bir karakter çıkmadı. Tüm karakterler kendi içinde iyiyi temsil etmişti. Yalnızca yanlış seçimler yapmışlardı o kadar. Kiti ile Levin’in mutlu olmasına çok sevindim. En azından biri için mutlu sona ulaşılmış. Dolli içinse yapılacak hiç bir şey yoktu. Bir kere kaderi kötü yazılmıştı. Kitap boyunca değişmeyeceği belliydi. Tavsiye edeceğim kitap listeme eklendi.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,7bin okunma
Reklam
248 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yaralısın… Öncelikle kitabın 2. tekil şahıs ağzıyla yazılmış olması beni roman okuyorum hissiyatından çıkardı. Üstelik Erdal ÖZ’ün Can yayınlarının kurucusu olması ve kitabın önsözünü Yaşar KEMAL’in yazmış olması sebebiyle beklentim çok yüksekti, açıkçası hayal kırıklığına uğradım. Ancak buna rağmen anlatım güçlüydü. Bu romandan önce işkence üzerinde bu denli düşünmemiştim. Bir insanın bir insana yapabileceklerinin sınırlarının bu derece ileriye gidebileceğini değil yaşamak düşünmek bile istemezdim. Romandaki Nuri’lere gelirsek onların çoğu adi suçluyken baş karakterimiz siyasi suçlu. Suçu kitap okumak. Önceleri Nuri’leri yargılarken tüm o işkencelerden sonra Nurileşmeye çok çabuk adapte oluyor ve nitekim en sonunda Nurileşiyor. Bu metafor beni etkiledi. Kitapta onca yaşananlar arasına cinselliğin sıkıştırılmasından da açıkçası pek hoşlanmadım. Katlanılan sözde kutsal acıyı bayağılaştırmış gibi geldi. Kitabın adı ise benim için en etkileyici kısımdı diyebilirim. Yaralısın…
Yaralısın
YaralısınErdal Öz · Can Yayınları · 20191,955 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Bu kitabı ne zaman okumak istesem çevremdeki insanlardan düşük not alması sebebiyle elimden bırakmıştım ama sonunda okudum ve çok beğendim. Hatta çok duygulandım… Gregor SAMSA babasının borçlarını ödeyen, ailesini geçindiren, sosyal hayatı olmayan, köle düzen yaşayan bir gençtir. Bir sabah böceğe dönüşmüş olarak uyanır ve işe geç kaldığı için
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2022224,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
78 syf.
6/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Doğu yolculuğu denilince doğuya yolculuğu mistik bir şekilde ele alacak sanmıştım ama doğu yolculuğuna katılan birini anlatan bu romanda yolculuğa ait çok kısa kesitler var sadece. Cemiyete üye olan H.H yolculukta Leo isimli hizmetkarın bir anda ortadan kaybolmasıyla yolculuğu yarıda bırakır ve sonrasında bu yolculuğu kaleme almak ister, fakat bir türlü başaramaz ve tesadüf eseri Leo’yu bulur. Leo meğer hizmetkar değil cemiyetin başkanıdır. Baya eski türk filmi edasında bir kitap. Siddharta kitabından sonra bu kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. Tavsiye etmem.
Doğu Yolculuğu
Doğu YolculuğuHermann Hesse · Can Yayınları · 20192,834 okunma
336 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Robinson Crusoe. Robinson, ailesi tarafından orta halli gelecek vadeden bir ailenin evladı olmasına karşın gemicilik yapmak uğruna ailesini geride bırakıp maceralara atılan pervasız bir gençtir. Babasının öğüdü; orta halli yaşama sahip insanların mutlu olacağıdır. Çünkü babası; insanın aşağı tabakadakiler gibi muhtaç ya da yukarı tabakadakiler
Robinson Crusoe
Robinson CrusoeDaniel Defoe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202022bin okunma
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Atatürk’ün mutlaka okunması gereken kitaplar listesinde olan Toplum Sözleşmesi 250 yıl önce yazılmış olmasına rağmen günümüzde dahi geçerliliğini koruyor. Bu anlamda J.J. Rousseau’nun hem ileri görüşlü, hem nokta atışı tespitleri olan hem de çok zeki bir filozof olduğunu anlıyoruz. Kitap ilk başta zor başladı ama yazarın yalın dili ve üslubu sayesinde akıp gitti. Bu kitabı sürükleyici bir roman kaygısıyla okuyan tatmin olmaz fakat bilgi edinme ve öğrenme içgüdüsü ile okuyan hem çok zevk alır hem büyük kazanımlar elde eder. Bence toplumun tüm bireyleri okumalı. Çünkü aydın bir toplum olmak için bunu gelecek nesillere borçluyuz. Toplum Sözleşmesinde cumhuriyet, aristokrasi, monarşi, oligarşi, diktatörlük, din ve devlet ilişkisi gibi konulara değinilerek bu yönetim biçimlerinin uygulanabilirliği sorgulanmış. Bu anlamda hepsi bir toplumun bireyleri tarafından bilinmesi gereken algoritmalar. Yönetim nasıl olmalı, hangi topluma hangi yönetim biçimi uygulanmalı, yasa, yürütme ne şekilde işlemeli tüm ayrıntılarıyla ele alınmış. Herkese tavsiye ederim. En az bir kez olsun okunmalı. Ben ilerleyen zamanlarda yeniden okuyup yeniden değerlendirme yapacağım.
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,1bin okunma
128 syf.
5/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yazarla ilk tanışma kitabım. Akıcı üslup ve fazlaca olay örgüsüne sahip bir tarzı var. Kitapta Sabit Bey’in spor ayakkabıları hariç tüm öykülerde baş karakter çocuklar. Aslında çocuk başrol olan kitaplara bayılırım. Hatta en sevdiğim kitaplardan biri olan Cengiz AYTMATOV’un “Beyaz Gemi” si de başucu kitabım olmasına rağmen bu kitabı pek sevemedim. Yalnızca Sabit Bey’in spor ayakkabıları öyküsüne bayıldım. Bir de Sır:Bir Masal isimli öykü fena değildi. Destur isimli öyküsü ise gereksiz ürkütücü geldi. Zaten ülkemizde bu öyküdeki olaylar çok yaşanıyor. Öykülerde de aynı karamsarlık ve buhran beni çok itiyor. Bu biraz benim tarzımla alakalı sanırım. Genel olarak tavsiye edeceğim bir kitap değildi benim için.
Bana Kuşlar Söyledi
Bana Kuşlar SöylediYekta Kopan · Can Çağdaş Yayınları · 2021532 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Jack LONDON’ın okuduğum 3. kitabı. İlki Martin EDEN, 2. Adem’den önce. 3. ise Beyaz Diş. Adem’den önce kitabı ile Beyaz Diş kitabını tarz olarak çok benzettim. Her iki kitapta da içgüdüden ziyade geçmiş yaşantıların atalardan kalan görüler olduğundan bahsetmiş. Yaşadığı dönemde yaptığı bu saptama çok başarılı bence. Adamın her kitabı kendini okutuyor. Dili, üslubu, anlatımı çok akıcı. Bu kitabında Beyaz Diş isimli bir kurdun hayatı anlatılıyor. Beyaz Diş yeri geliyor vahşi doğada aç kalıyor, yeri geliyor itaat edip boyunduruk altına giriyor fakat insandan bir türlü kopamıyor. Son sahibi Scot ile tanışana kadar zerre sevgi görmüyor, hatta annesi bile onu unutuyor. Türlü işkencelere maruz kalıyor ama Mr Scot onu kurtarıp sevgisi ile bambaşka dünyaların kapısını açıyor. Önceleri tedirgin olsa da sevgi karşısında bir kurt bile dize geliyor. Sonunda ise sahibinin yargıç olan babasının hayatını kurtarıyor. Hem de kendi hayatı pahasına… Bunun akabinde ilk günden beri anlaşamadığı Mr Scot’un çoban köpeği Collie ile çocukları oluyor. Sevgi ve mutlu son. En sevdiğim… Yalnız yazarın kitabın bir bölümünde beyaz ırkı siyahilerden üstün gören anlatımı ironi miydi, kendi düşüncesi miydi yoksa hali hazırdaki bakış açısını mı dile getirmişti anlayamadım ama her halükarda gereksiz buldum.
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Can Yayınları · 201977bin okunma
494 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İki şehrin hikayesi… Hikaye değil resmen destan. Çok çok sevdim. Ancak ilk 200-250 sayfa hikayeler öyle çarpık ve karmaşık anlatılıyor ki kitabı defalarca yarım bırakmak istedim. Direk 300 sayfadan ibaret bir anlatım yeterli olabilecekken gereksiz uzatıldığı kanısındayım. Tabi ki bu benim şahsi düşüncem. İlk 200 sayfa her ne kadar karmaşık yazılmış olsa da; sonraki sayfalar onun aksine gürül gürül akıp gidiyor. Hikaye iki şehri yani Londra ve Paris’i anlatıyor. Fransız Devriminin intikam ateşiyle donatılmış kanlı günleri göz önüne serilmiş. Açlık ve sefalet içindeki halk Cumhuriyet adı altında yönetimi ele geçirip haklı haksız demeden gözüne kestirdiğini giyotine mahkum ediyor. Yine adaletsizlik bir şekilde hüküm sürmeye devam ediyor. Yalnızca yönetimdekilerin değişmesi dışında değişen hiç bir şey yok. Hikayede Dr Manette’nin haksızlığa uğraması sonucu 18 yıl suçsuz yere hapis yatması ve zorlu şartlara dayanabilmek için kendine bir dünya yaratıp bilincini dışlaması beni çok çok etkiledi. Her çıkmaza girdiğinde ayakkabı tezgahına geçip ayakkabı yapışındaki psikolojisi öyle gerçekçi anlatılmış ki insan bu romanı yazanın böyle bir şey yaşamadan yazmasının imkanı olmadığını düşünür. Hikayede Tellson Bankası görevlisi Mr Lorry ise tam bir dostluk timsali. Her zaman aileden biri oldu ve tüm gücüyle Dr Manatte ve ailesine destek oldu. Ama bence baş kahraman Sdney Carton idi. Ahh Sdney Carton hikayenin en başından beri senden böyle bir fedakarlık beklememekle ne büyük yanılgıya düşmüşüm. Aşkın nirvanasını sen yaşamışsın meğer… Kesinlikle okunması gereken bir roman.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202259,3bin okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Goethe’nin okuduğum ilk kitabı. Anlatım tarzını, üslubunu çok beğendim. Yazarın sosyal zekası, farkındalığı çok yüksek. Oscar WİLDE ve Platon’u okurken da aynı hisse kapılmıştım. Aynı bilgelik; bu bilgelik ve farkındalık sebebiyle topluma adaptasyon sorunu, senkron tutturma uğruna kendi düşüncelerinden kaçış ve başaramadığında vazgeçiş… Kendimden çok şey buluyorum bu tarz kitaplarda. Aslında kitap imkansız bir aşkı konu almış ama benim kitaptan çıkarımım daha ziyade Werther’in gelgitlerine yönelik oldu. Dolayısıyla Goethe benim nezdimde çok ayrı bir yere yerleşti. Herkese tavsiye ederim.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,8bin okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Çok çok eskiden okuduğumu unutup yeniden okurken okuduğumu anladım; fakat yine aynı duyguları yaşattı bana. Çaresaz’ın yaptığı tüm o gereksiz fedakarlıkları okurken ben burada çıldırdım resmen. Sevgi yanında fedakarlık da ister fakat Çaresaz’ın yaptıkları sek enayilikti. Maalesef günümüzde hala Münir gibiler de var Çaresazlar da…
Çaresaz
ÇaresazHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20171,149 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Paulo COELHO’nun Simyacı kitabını yıllar önce okuyup beğendiğim için bu kitabı satın aldım. Kitap; Veronika isimli bir genç kızın hayatındaki her şey normal olmasına karşın tükenmişlik sendromu neticesinde intiharı ile başlar. Akabinde gözlerini bir akıl hastanesinde açar ve intiharı sebebiyle kalbinde hasar oluştuğunu, bir haftalık ömrü kaldığını öğrenir. Az bir ömrü kaldığına sevinerek son günlerini başıboş, kafasına eseni yapan, duygu ve düşüncelerini kim ne der kaygısı taşımadan söyleyen bir insana dönüşür. Zira onu akıl hastanesinde yargılayacak akıllılar(!) yoktur orada. Oysa ön yargılar olmadan hayatı olduğu gibi yaşamak Veronika’ya başka bir hayatın olduğunu, aşkı, özgürlüğü bahşeder. Kitabın bu kısmında aslında Veronika’nın kalbinde hasar olmadığı, doktorun onun üzerinde bir deney yaptığı ve bu deney neticesinde Veronika’nın ölümü beklerken yaşamın kıymetini anladığı ayyuka çıkar. Tabi Veronika’nın bu deneyden haberi olmaz ve sevdiği adam ile akıl hastanesinden kaçar. Böylece her günü son günüymüş gibi dolu dolu yaşar. Muazzam bir eser, muazzam bir sürükleyicilik. Her yaşa hitap eden bir anlatım. Herkese tavsiye ediyorum.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078,2bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Benim için iyilik ve merhamet her zaman hayatımın merkezi olmuştur. Yazar da bunu masal tadında okura aktarmış. Merhametsiz ve cimri Scrooge ortağı Marley’in ölümüne bile üzülmeyen bir kalpsizdir. Yılbaşı arifesinde eve gittiğinde ölen ortağı Marley’in ruhu ile karşılaşır ve önündeki 3 günde onu 3 ayrı ruhun ziyaret edeceğini öğrenir. İlk gün geçmiş yılbaşının ruhu Scrooge’u ziyaret eder ve geçmiş yıllardaki yılbaşı gecelerine götürür. O günlerin güzelliği Scrooge’un başını döndürür. 2. Gün gelen ruh ise şimdiki zamanın yılbaşı ruhudur. Ona o günkü yılbaşında insanların en mutlu anlarına şahitlik etmesine vesile olur. 3. Gün gelen ruh gelecek yılların yılbaşı ruhudur. Bu ruh ise Scrooge’a mutsuz geçen bir hayatı sonunda ölümünü gösterir. Aynısını başkalarına yaptığı üzere kimse Scrooge’un ölümüne üzülmez. Yalnızca katibi Bob ve yeğeni üzülür. Scrooge bugüne dönmek için ruha yalvarır, yaşadığı hayattan artık pişman olmuştur. Geriye döndüğünde ise yeniden doğmuşçasına iyilik meleğine dönüşür. Masumiyetin ve iyiliğin kazandığı tüm kitaplar beni hep etkiler. Masum ve iyi kalmamız dileğimle…
Bir Noel Şarkısı
Bir Noel ŞarkısıCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,4bin okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yorumlamakta ve değerlendirme yapmakta bu kadar arada kaldığım bir kitap daha önce okumadım diyebilirim. Hani bazen birinin deli mi dahi mi olduğunu anlayamadığımız zamanlar olur ya aynen o ruh halini yaşadım bu kitapta. Olay içinde olay, hikaye içinde hikaye şeklinde postmodern bir roman Puslu Kıtalar Atlası. Hikayeler karmaşık başlasa da son anda bağlantılar yapılarak açıklığa kavuşturulmuş. Düş içinde düş, gerçek içinde düş, düş içinde gerçek, binbir hayal aleminde yaşayan Uzun İhsan Efendi adından da anlaşılacağı üzere yazarın kendisi, kendi hayal alemi bence. Yazarın kesinlikle çok donanımlı olmasının yanı sıra hayal gücüne de diyecek yok. Yani zaman zaman beni içine çektiği zaman zaman “Atma Ziya” dediğim yerler oldu Dolayısıyla belki postmodern ve fantastik romanlara ilgim olmaması sebebiyle haddim olmayarak taraflı inceleme yapmış olabilirim. Ancak yine de bana çok farklı bir bakış açısı kattığını yadsıyamam.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Öncelikle alıntılarımdan da anlaşılacağı üzere kitapta benim için altını çizdiğim çok fazla cümle oldu. Maksim GORKİ inanılmaz bir yazar. Resmen kelimelerle dans ediyor. Kapitalizmin karşısında dimdik duran ve her türlü cezaya razı bir avuç insanın özgürlük mücadelesini anlatıyor. Üstelik de hiç bir karşılık beklemeksizin yapıyorlar bunu. Yalnızca adalet için… Kitapta bir ananın oğlu uğruna bir inanca tutunup o yolda yürüyen herkese analık edişi konu alıyor. Muazzam bir kitap.
Ana
AnaMaksim Gorki · Can Yayınları · 201928,8bin okunma
53 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.