"Benim için bir şeyin Avrupa malı olup olmamasının hiç önemi yoktur... Hakiki miymiş, sahte miymiş bu da önemli değil... Bence insanlar, taklit bir ürünü sahte olduğu için değil, 'ucuza alındığı anlaşılabilir' korkusuyla kullanmak istemezler. Benim için kötü olan şey ise, tabii eşyanın kendisine değil, markasına önem vermektir. Kendi duygularına değil de, başkalarının ne diyeceğine önem veren insanlar vardır ya hani... Bu akşamı yıllarca bu çanta ile hatırlayacağım.Çok tebrik ediyorum, unutulmaz bir geceydi. "
Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız.
"Peki bu yoğun çabalarınızın sonucundan memnun oldunuz mu? "
"Hiç olmadım. Kafamdaki fikirle elimin ortaya çıkardığı şey arasındaki farkı görmek eziyet gibiydi hep benim için; her seferinde gerçekleştirmeye gücümün yetmeyeceği bir şey hayal etmiştim. "
İşte insan doğasının kusuru en parlak yıldızların üzerinde bile lekeler vardır; Miss Scatherd'ınki gibi gözler ise sadece bu küçücük lekeleri görür ama yerküreyi kaplayan parlaklığa karşı kördür.
Tabağın üzerinde sarmaşıklardan ve gül goncalarından oluşmuş bir çelengin üzerine tünemiş bir cennetkuşu vardı; bu figür bende hep tabağa karşı bir hayranlık uyandırmış, o tabağı elime alıp daha yakından incelemek için kaç kez yalvarmış ama böyle bir ayrıcalığa hiçbir zaman layık görülmemiştim. Şimdi bu kıymetli tabak dizlerimin üzerine kondurulmuş, üstündeki lezzetli yuvarlak pasta bana samimiyetle sunulmuştu. Boş bir lütuf, çok istenen ama sürekli ertelenen diğer tüm lütuflar gibi, geç kalınmış!
Yeryüzünde her şey yok olsa da yalnız o kalsa, ben var olmakta devam ederim; başka her şey yerinde dursa da yalnız o yok olsa, evren bana tümüyle yabancılaşır.