Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Büşra Yüce
Büşra Yüce
@Umutsever
Umut;kalbimizde bir kuştur,sürekli öter.
957 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Mustafa Kutlu'dan bir çocuk kitabı..
Güzelim çocukların dünyasına güzelim bir dokunuş Mustafa Kutlu'nun kalemi..
Esas güzelliğin maneviyatta ve duyguda olduğunu; bize, çocuklara, bu kitabı okuyan herkese iki güzel hikâyesiyle anlatıyor.. Bisikletini delicesine seven bir abinin, kardeşine zarar verdiği için bisikletinden hiç düşünmeden vazgeçmesi ne kadar harika bir davranış.. Bana bu bisikletten daha hayır gelmez, kardeşime zarar veren bir bisiklete daha binemem demesi ve daha nice örnek ifade ve davranışlar.. Yüreğinize, kalbinize dokunuyor bu hikayeler kısacası..
Bir de bunu öğrencilerim karşısında yani minik kalplerin huzurunda okumak bana çok iyi geldi..Arka kapaktaki ifade de özetliyor aslında kitabı:
"Her yaştan çocuğa ve içindeki çocuğu yaşatanlara..
Türk hikâyeciliğinin yaşayan usta kalemlerinden Mustafa Kutlu çocuklar için yazdı.."
"Yüreğinizi Isıtacak" garantisine katılıyorum..
Tavuk Suyuna Çorba, yazılış amacı ve muhtevasıyla benim daha önce karşılaşmadığım bir yapıya sahip. Kitabı okurken hem bir an önce bitsin hem de bitmesin istedim.. Bu ikircikli fikrimin sebebi ise öykülerin devamını merak etmemdi. Bitmesini istememe gelince de tahmin edeceğiniz üzere kitabı çok ama çok sevmemdi. Küçüklüğümden beri az buçuk tanışık olduğum bu kitabı sonunda okumuş olmak ve hatta memnun kalarak bitirmiş olmak beni fazlasıyla memnun etti. Annemin başucu kitaplarından biri olması da sempatimi bir miktar artırmış olabilir elbette:)) Velhasılı kelam, iş yaşamına adım atmış veya atmaya aday arkadaşlarıma, tanıdıklarıma çok güzel bir hediye olacağını düşünüyorum.
Siz de okuyup hediye edilecek kitap listenize büyük ihtimalle bu kitabı da eklemek isteyeceksiniz..
Büyük beklentiyle aldığım bir kitabın memnuniyeti ve o yüreği umut dolu Sadako için kalbimi kaplayan hüzün ile kitabı bitirdim.. 45 dakika gibi bir sürede hem de bazı sayfaları defalarca okuyarak.. Akıcılığı bu cümleden sonra zaten tartışılmaz. İçeriğe gelecek olursam kitabın esas hikayesi zaten çok başarılı bir şekilde izah edilmiş bununla
Okur Takip Önerileri
İçerik hakkında size ipucu verebilir!!
Dostluk ne zaman başlar?
Okyanusa dökülen petrolden zehirlenen ve tüyleri yapış yapış petrol olan Kengah, karaya ulaşmayı ve Zorba'nın yanında yumurtlamayı başararak ondan üç konuda söz vermesini ister.Sonra da ne yazık ki ruhunu teslim eder. Bu üç söz elbette ki Kengah'ın emanet bıraktığı yumurtayla ilgilidir.Burada şunu düşünmekte fayda var,bir
Ateşten Gömlek, dayanılmayacak derecede güç ve sıkıntılı durum demek..
Bir vatan müdafaası.. Kitap ismi ile ne kadar da uyumlu..
Yazar Halide Edip'in cephede gönüllü olarak görev yapan bir onbaşı olarak savaş sırasında yazdığı etkileyici bir roman..Bu dönem ve öncesindeki edebiyat dilini başarılı kalemlerden okumayı şahsen çok seviyorum ve yine
"Bir söz var bilir misiniz?
'Yine mi güzeliz yine mi çiçek' diye. Cevap veriyorum:Evet, yine bir Kutlu kitabı okudum ve yine memnunum. Yani yine güzeliz ve yine çiçeğiz.
~Mustafa Kutlu özgün bir yazar ve kıssa tekniğini en güzel yorumlayanlardan biri bence.
~Halk şiirinde bir tabir vardır, Sehli Mümteni.Yunus Emre ile birlikte anılır.
Manası da şudur: Herkesin söyleyebileceği ama kimsenin söyleyemediği diye.
Benim, Mustafa Kutlu ile tanışmamdan bu yana onun için düşündüğüm şey tam olarak bu. Sade, yalın bir anlatım ve bizden bir konu. Buraya kadar her şey normal. Buna ilaveten bir Kutlu yorumu eklenince güpgüzel bir kitapla karşılaşıyorsunuz.
~Kısacası ben kitabı çok sevdim ve çok beğendim.
~Son sözüm ise Mavi Kuş'a:
Mustafa Kutlu'dan okuduğum 10.kitabımsın ve bence bu payede ikimiz de şanslıyız..
Bu kitap,benim yazarla tanıştığım ilk kitap oldu.. Kitabı hiç ummadığım bir zamanda hiç aklımda yokken okudum böylece plansız yaşadığım farklı bir başlangıç oldu..
Kitabı ilk gördüğümde arka kapağından güzel bir kitap olacağını düşünmüştüm. Beni çok da yanıltmadı kitap halbuki kitaba tam başlamadan önce okuduğum yorumların çoğu bana aksini gösteriyordu..Bununla birlikte yeni bir yazar tanımış olmak bile bana farklı bir perspektif katmışken kitabın içindeki içsel hesaplaşmadaki duygunun yani hissiyatın okura geçebilmesi, kitabın adının muhtevayla aynı doğrultuda birleşmesi beni memnun etti.Ben sevdim..
Kitabın ismini andığımızda ilk olarak meşhur Türk filmi aklımıza bir uğrar.
Ama genelde kabul gören bir görüştür ki kitabın bambaşka bir tadı var diye.Ben de yerine göre ikisinin de yeri ayrıdır derim ..Kitap için hiciv de var denebilir mizah da..Bence her ikisi de harikulade bir şekilde mevcut. Kitabın üslubu o kadar hoş, anlaşılır ve akıcı ki gündelik bir hayatı yazar, yazın eserine ancak böyle dahil eder dedim; kısacası türüne göre kaliteliydi. Kitabın teknik yapısı şöyledir böyledir birçok şey söylenebilir ama kitabı keyifle okuduğum gerçeği sabittir.
Ayrıca önsöz okumanın önemini bir kere daha fark etmemi sağlayan bir tarafı oldu bu kitabın.Girişte diyor ki Hüseyin Rahmi Gürpınar bir hanımninenin ricası üzerine yazmış Gulyabani'yi.Zaten o önsöz bile kitap hakkında size bir fragman gibi bir şeyler sezdiriyor.
Okurken daha doğrusu güldürürken düşündüren tam isabet ironilerin yer aldığı gayet beğendiğim bir kitaptı.Bu tarz kitapseverlerin bu kitabı da kesinlikle okumalarını tavsiye ederim..
Nur hakkındaki görüşlerimi kitabı bitirir bitirmez yazarsam sanki yazabileceğim en güzel ifadeyi ancak bu şekilde bulabilirim diye düşünüp hemencecik yazmayı uygun gördüm. Sürükleyici, anlamlı, gülümseten esprili ifadeler, kıssadan hisse bir Kutlu kitabı daha okumuş oldum.
Kitaptaki maneviyat yüklemesi ise kitap okuma keyfinin yanında yanımıza kâr kalan artı bir verim.Bununla birlikte benim için ayrı bir önemi oldu Nur'un. Dilime pelesenk olmuş bir Kutlu sözü vardır:Umut kalbimizde bir kuştur, sürekli öter,diye. Ister hayat mottosu diyelim ister yaşam felsefesi..
Kitapta o sözle karşılaşmak beni beklemediğim bir anda gelen güzel bir haber kadar memnun etti.
Iskender Pala'nın bu kitabını okuduğumda (da) yazarın "Divan Şiirini Sevdiren Adam" olarak tanınmasının bir kere daha ne kadar yerinde bir tanımlama olduğunu doğruladım.O kadar nahif ve dikkatli tespitleri, yorumları vardı ki bana okurken kitabın keyfini çıkarmak kaldı.Hem nazım hem de nesir ile güzel bir yolculuk oldu.
İlgililerin keyifli bir şekilde okuyacağını düşünüyorum.Meraklısı olup da hiç bu tarz kitap okumayanlar için de bu kitap, bu sahada okuyacakları güzel bir başlangıç kitabı olacaktır.
"Ipin ucu bendedir,
Bir ucu da sendedir." diye bir halk türküsü ile başlıyor yazar.Bir halk türküsünün sade ve samimi üslubu tadında da devam ediyor.İnsanı yormadan bir çırpıda okunabilecek güzel bir deneme kitabı. Diğer okuduğum kitaplarına nazaransa yazarın bu kitabını daha sade bulduğumu söyleyebilirim.Bununla birlikte kitaba ismini veren "İpin Ucu" tabiri o kadar güzel izah edilmiş ki kitapla ilgili genel bir kanaat oluştururken bu izahın güzelliğinden kendimi alamadım açıkçası.
Yazarın öndeyişteki izahı kısaca şu şekilde:
"İnsanların aralarında iletişim kurabilmek için ortaklaşa tutacakları bir ipe sahip olmaları gerekiyor.Aynı dünyada yaşıyor ve aynı dünyayı paylaşıyor olmamızın bize böyle bir ipi tutma fırsatını bahşettiğini düşünebiliriz. Bununla birlikte daha somut, daha elle tutulabilir durumların da sözü edilebilir: Aynı secdeye baş koymanın benimle Filipinlerde yaşayan Müslüman bir kardeşim arasında mecazi bir ipin var olduğuna delalet ettiğini niçin düşünmeyelim?
Seçme Öyküler
Ömer Seyfettin'in hikayelerden oluşturulan bir seçki Türkçe Reçete..
Kitapların da insanlar gibi ismi ile müsemma olduklarına inanırım.Bu kitap da benim için ismi ile müsemma olanlardan ve adeta bir huzur molası tadında..
İçindeki hikayeler o kadar güzel seçilmiş ve o kadar güzel bir başlık altında bir araya getirilmiş ki hâlâ memnuniyetle, arka kapağını keyifle kapattığım bu kitaba tebessümle bakıyorum. Kısacası reçetesinde dinlendirici bir şeyler yazmış Ömer Seyfettin biz okurları için..Öyle kafa karıştırıcı bir durum da yok..Bildiğimiz Türkçe Reçete.. Ruha şifa verenlerinden..
