Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Yağmur Sürücü
Yağmur Sürücü
@Yagmursurucu44
MEB/Türkçe Öğretmeni
20 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
İki Devrin Hikâyesi
Kitap Ülkü ve Selim adlı iki devri temsil eden tipler üzerine kurulmuştur .Selim Osmanlı sandrazamlığı yapmış bir babanın oğludur haliyle eski şanını kazanmak için Osmanlı’nın yeniden dirilmesini isteyen bir kişiliğe sahip hilafet yanlısı bir tip . Ülkü (dudu) ise babasını savaşta kaybeden Egeli bir taşralı halk tipini temsil eden ve Cumhuriyetin getirdiği eşitliği savunan Cumhuriyetçi tiptir. Bu ikilinin yaşadığı aşk etrafında cumhuriyetin ilk dönemindeki zihniyet başarılı bir şekilde yansıtılmıştır kitapta Fred adlı Cumhuriyet okullarında ders veren öğretmen tarafından Sümerler ile ilgili bir çok bilgi verilmiştir bu da yazarın Mustafa Kemalin Sümerler’le ilgili araştırma yapmasının önemi üzerinde nasıl durduğunu göstermek istemesinin bir sonucudur .kitapta Menemen olayında ölen Kubilay (Fehmi)öğretmen ve dönemin Adalet bakanı Mahmut Esad Bozkurt gibi tarihte önemli bir yeri olan kişiler de yer almaktadır .kitap bir çok yönden alkışa layık olsa da Osmanlı medeniyetine olan bazı saldırılar benim fikrimce doğru değildi . O dönemde sadece Osmanlı değil Avrupa’nın da meşruti şekilde veya monarşiyle yönetildiği göz ardı edilerek dönemin yaşam koşullarının düşünüldüğünde Osmanlı medeniyetinin bu kadar kötülenmesi benim için doğru değildi diğer okuyacak olanlar benle aynı fikre sahip olmayabilir .Cumhuriyet kadar Osmanlı da bizim tarihimizin vazgeçilmez bir parçasıdır tarihi karalamaktansa tarihe sahip çıkmaktan yanayım . Güzel kitap okumanızı öneririm iyi okumalar.
Beşeri bir Aşkın ilahi bir aşka geçişi
Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun adlı eseri üzerinden bu mesnevinin kıtalar dolaşarak Aşk kavramı üzerindeki betimlemelerini görüyorsunuz aşkı hem Doğu hem Batı kültürü üzerinden işlemiştir alışılmışın dışında kahraman mesnevinin kendisidir ama Kays yani Mecnun, aslında Fuzuli’nin kendisidir .
Bir Hadımın Gözünden Harem
Kitabın konusu 17.yüzyılda geçmektedir . Efendi veya büyük valide gibi ünvanlar kullanılmış ve isim verilmemiştir ancak kitaptan sonra yaptığım Araştırma sonucunda ulaştığım bilgilerle kitabın tarihsel gerçeklikle yazıldığını öğrenmiş oldum . Livaneli’nin yaptığı söyleşilerde bu kitabı 1996 yılında yazdığı zaman Engereğin Gözü’ ismini vermesinin
Okur Takip Önerileri
Kitap bir roman gibi okunup kenara atılacak bir kitap değil arada sırada açıp tekrar tekrar gözden geçirilmeli psikolojiye olan ilgimden dolayı okuyorum akademik kelimenin çok olması kitabın akıcılığını negatif yönde etkiliyor ancak size çok bilgi verdiği yadsınamaz.
bir cinayet ve yanında onlarca hikaye
Bu kitap hakkında özet bir bilgi vermem kitabı okuyacak insanların heyecanını kamçılamak olurdu bu yüzden kitap en başından en sonuna kadar kesinlikle sonunda bu olacak diyeceğiniz bir kitap değil başından itibaren sizi şaşırtıyor . Merak duygusu yoğun dozda kitabın bütününe serpilmiş bir şekilde var. Kitabın karakterini ben Albert Camus “Yabancı “romanındaki karaktere benzettim okuyacak çoğu kişinin de bu kanıya varacağını düşünüyorum. Yazar kitabın bir yerinde egoyu bir diktatöre benzetiyor bu benzetme benim beğendiğim bir benzetme olmuş ayrıca yazar diğer kitaplarında olduğu gibi bir çok edebi romandan bahsetmiştir aşk duygusu kitapta yoğun olarak düşünce olarak işlenmiştir , aşk bir uçurum kenarında gözü bağlı yürümektir düşüncesini kitabın bir çok yerinde yinelemiştir . Kadın cinayeti ile başlayan kitabın sevmediğim yönü de oldu tabi ki aşk duygusunu cinayete gerekçe olarak başkarakterin yinelemesini sevmedim aşk yaşatır felsefesini benimseyen bir okur olarak buna karşı çıktım neyse ki kitabın sonunda yazar bir nebze de olsa farklı bir gerekçe ile kitabı bitirmiş yoksa bunu savunduğunu yani aşkın bir katil olduğunu savunduğunu düşünecektim . Yeni okuyacak herkese keyifli okumalar diliyorum .
Bir Şah bir Sultan
Çaldıran Savaşı ana hatlarıyla hepimizin Tarih derslerinde okuduğu bir savaştır . Ancak bu kitapta savaşın içerisine girerek savaşı hem Sultan Selim’ in hem Şah İsmail gözünden görüyoruz objektif bir şekilde kuzılbaş ve Sünnilik kavramları üzerinde durulmuştur . Kitap Tarihi bir kitap olmasına rağmen olaylara katılan aşk vb ögeler kitaba akıcılık katmıştır . Selim ile Şah arasındaki mektuplaşmalar ise çok ayrı bir heyecan katmaktadır . İki kardeşin savaşıdır Çaldıran bir tarafta Türkmen Safevi devleti bir tarafta Osmanlı iki kardeş tek savaş hiç bir savaşın kazananı yoktur biri insanını kaybeder toprak kazanır biri de hem toprağını kaybeder hem insanını ama insan yoksa toprak da yoktur devlet insandır .
Kitap bir körlük salgını üzerine yazılmıştır . 7 kişi üzerinden insanlığın acımasızlığı gözler önüne seriliyor mizahi yönü ağır basan kitapta aslında günümüzün dünyası da gözler önüne seriliyor insanlar her şeyi Beyaz görüyor beyaz bir körlük olabilir mi her şey karanlığa bu kadar görülmüşken beyaz görmek tamamen ironi .
Yazar , Edmon kirsh adlı karakter üzerinden Darwinizm ve dini karşı karşıya getiriyor . Edmond’ un ölmüş olması aslında yazarın belki de daha fazla ortalığı germeyip okura son söz senin , ortamı oluşturma amacında olduğu izlenimini yaratıyor .Din ve Ateizm ile ilgili düşünceleri eşit olarak savunup , okuyucuya bir tarafı savunmama gibi görünse de ciddi bir sorgulama olduğunu ister istemez hissediyorsunuz . Kendinizi bir anda 4 tane din ( Müslümanlık , Yahudilik , Hristiyanlık ve Hinduizm) bu 4 dine karşı bilimin pozitivist düşüncesi sizi hem hangi dinden olsanız da dine sahip çıkmaya hem de Acaba deyip tereddüt etmeye itiyor .Sorgulamaya elverişli bir kitap olduğu kesin ,ben severek okudum. Okuyacak olan herkese keyifli okumalar dilerim .
Daha önce Livaneli’nin bir kaç kitabını da okudum ancak “Serenad” benim için diğerlerine oranla daha önemli bir kitap çünkü bu kitap sevmeyi öğretiyor her şeyi bir yana bırakıp sevmeyi , dini, mezhebi ,ırkı ne olursa olsun insanı sevmek sadece insan olduğu için sevmek ...3 kadın 3 din 3 bayrak ama aynı acı. O zaman fark nerede ? Bir tarihi gerçeklik empatik bir şekilde gözler önünde bu kitapta .Stuma Gemisi’nde hissettim kendimi kömür ve lağım kokusunu hissettim etrafımda ölüler ve fitiller Yanyana sonra yavaşça bir yahudi kampına gittim sonra bilimsel bütün çalışmalarımı arkamda bırakıp başka bir ülkeye giden mülteci bir bilim adamı oldum. Ben bu kitapta hem Yahudi oldum Hem Hristiyan hem de Müslüman; ama iktidar olmak en zoru oldu çünkü vicdanımla yoğun kanlı bir savaşa girmek zorundaydım ya öldürüp yerimi koruyacaktım ya da kurtarıp yerimden olacaktım .
