Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra dinler

İyimserlik bulaşıcıymış! Öyle olsaydı sevdiğimiz kişiye dudaklarımızda kocaman bir gülümsemeyle, aklımızdaysa planlar ve fikirlerle yanaşıp bütün paketi ona sunardık. İşe yarar mıydı? Hayır. Asıl bulaşıcı olan korkudur; ömrümüzün sonuna kadar bize eşlik edecek birini bulamamaktan duyduğumuz o geçmek bilmez korku. Bu korkunun yüzünden akıl almaz şeyler yaparız, yanlış kişiye evet, deriz ve tek doğru kişinin o olduğuna, karşımıza Tanrı tarafından çıkarıldığına kendi kendimizi inandırırız. Çok geçmeden güvenli bir yuva arayışı samimi bir sevgiye dönüşür, her şey daha çekilir hale gelir, böylece hislerimiz bir kutuya konup aklımızdaki bir dolabın dibine itilir ve sonsuza dek gözlerden uzak bir biçimde orada saklı kalır.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
Doğru erkeği sevmeyi öğrenmek mümkün müdür? Elbette mümkündür. Esas mesele, yoldan geçerken kapıyı açık görüp izinsiz içeri giren yanlış erkeği unutabilmektir.
Sayfa 218Kitabı okudu
Ama Kum'dan gelen adam(Hasan Sabbah), dillere destan olacak bir intikam almak üzere geri dönecektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güçsüzlüğün farkına varan bir kişinin güçsüzlüğüne karşı çıkmak yerine ona boyun eğmeye karar vermesi.. Güçsüzlükten sarhoştur, daha güçsüzleşmek ister, kentin en büyük meydanında herkesin gözü önünde yere yuvarlanmak, daha da alçalmak, aşağının aşağısı olmak ister.
Şu sonuca vardı Tomas: Bir kadınla sevişmek ve bir kadınla uyumak iki ayrı tutkudur, sadece farklı değil aynı zamanda zıt tutkular. Aşk çiftleşme arzusunda (sonsuz sayıda kadına kadar uzanabilecek bir tutku) duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusunda duyurur(tek bir kadınla sınırlı olan bir arzu).
Reklam
Büyük Türk(*), kitapların ve öğretimin insanlara kendi haysiyetlerini tanımayı ve despotluktan nefret etmeyi diğer başka bir şeyden daha iyi öğrettiğinin farkındaydı. Bu nedenle onun ülkesinde, kendisinin ihtiyaç duyduğundan daha fazla bilge insan olmadığını okumuştum. *) Osmanlı sultanlarına o devirde Avrupa'da Büyük Efendi ya da Büyük Türk deniliyordu.
Bir hainin kalleşliği sonucu boyunduruk altına giren bir halkın ne kadar alçaldığını düşünmek mümkün değildir; bütün haklarını öyle derin bir şekilde unutur ki, bu haklarını tekrar kazanması için onu bu derin uyuşukluğundan uyandırmak imkansızdır; o kadar gönüllüce hizmet eder ki, bakıldığında, sanki haklarını kaybetmemiş de adeta köle olmak istemiş gibidir.
Öyleyse, mademki varoluş duygusuna sahip her canlı tutsaklığın üzüntüsünü hissediyor ve özgürlüğü arıyor ; mademki tüm canlılar, insana hizmet için yaratılmış olanlar bile, ancak gönülsüzlüklerini gösterdikten sonra bu tutsaklığa razı oluyorlar; nasıl talihsiz bir kötülük, sadece özgürce yaşamak için doğmuş olan insanın doğasını ona bu ilk durumunu unutturacak ve hatta özgürlüğe olan arzusunu kaybettirecek kadar böylesine bozmuş olabilir?
Fransızcaya etre comme Montaigne et la Boétie (Montaigne ve Boétie gibi olmak, aralarından su sızmamak) deyimini kazandıran bu dostluk aynı zamanda Montaigne'nin edebi kariyerinin de başlangıcı olarak görülüyor kimi çevrelerde.
Doğru, ışık gibi kör eder. Yalansa, tersine, her nesneyi değerlendiren güzel bir alacakaranlıktır.
Reklam
Gerçek şu ki, her zeki insan, iyi bilirsiniz bunu, bir gangster olmayı ve salt şiddet yoluyla toplum üzerinde egemenlik kurmayı düşler.
Durmadan ileriye gitmeli. Tanrı insanın geriye gitmesini istemiş olsaydı, başının arkasına da bir göz koyardı. Her zaman doğruya, aydınlığa, gelişmeye bakalım.
Sayfa 458Kitabı okudu
Ah! Haydutlar! Bu korkunç yer neresi? Onları öldürmek için benden çaldılar! Zavallı İsa! Yavrularımı istiyorum. Oh! Ne yapacağımı şaşırdım. Ölmelerini istemiyorum. İmdat! İmdat! Onlar böyle öleceklerse Tanrı'yı öldürürüm.
Sayfa 400Kitabı okudu
SAİNT- BARTHÉLEMY KATLİAMI
Çocuğun uykudan uyanışı bir çiçeğin açmasına benzer; sanki bu taze ruhlardan güzel kokular yayılmaktadır.
Sayfa 311Kitabı okudu
Sonra Gauvain devam etti: - Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik; bunlar huzur ve barışın temel ilkeleri. Bunları ürküntü verici bir çehreye büründürmek niye? Ne istiyoruz biz? Halkları evrensel bir Cumhuriyet içinde birleştirmek. Peki, ama onların gözünü korkutmayalım. Yıldırmanın neye yararı olur? Kuşlar gibi insanlarda korkuluğa dayanamazlar. İyilik yapmak için kötülüğü kullanmamalı. Dar ağacını ayakta tutmak için taht verilmemeli. Krallara ölüm. Ama uluslar yaşasın. Taçları yere atalım ama başları yerinde bırakalım. Devrim inanç beraberliğidir, anlaşmadır;dehşet değil.
Sayfa 276Kitabı okudu
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.