Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra Demiral

584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah Jane!
Hikayeni tamamladığında gözlerimden yaşlar akmıyor olsa da senden ayrılacak olmamın hüznü bütün kalbimi sardı. "Hayır Jane, gitme!" demek istiyor fakat çoktan gitmiş olduğunu biliyorum. Günlerdir kendime ait bir hayatım olduğunu unutmuş yalnızca seni dinliyor, seninle yaşıyordum. Her ne kadar karakterlerimizin arasında derin farklar
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Sms Yayınları · 202131,4bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Herkes yalnızdır, ama kimileri vakit bulup dinleyemezler yalnızlıklarını
Pörsümüş kıyafeti, kül rengi yüzüyle eli cebinde gezen bir yalnızlık... Farklı sınıflardan, farklı düşüncelere sahip, farklı hikayelerde koşturup pek bir yere yetişememiş birtakım insanların tek ortak noktası... Eprimiş, bitap düşmüş yalnızlık... Kimisinde yetişilememiş hayaller, kimisinde netice vermemiş çabalar, kimisinde hayata anlam verilememiş beyhude yaşamlar... Hepsi de mutluluğu ıskalamış, bir türlü tamamlanamamış... Cumartesi yalnızlığı öyküleri bazı yerlerini kısmen beğensem bile çoğunlukla konuları bana hitap etmeyen, benden çok uzak ve bir türlü sevemediğim öykülerdi. Kimi zaman "buradan sonrası güzel gibi, muhtemelen bu kitabı seveceğim" diye düşünedururken sonlara doğru vazgeçtim. Neticede bazı cümlelerinden etkilenmiş, bir iki öyküsünde iç çekmiş olsam da bir an önce bitirmeye çabaladım hatta sonlara doğru hafakanlar geçirmek üzereydim ki bitti. Cumartesi yalnızlığı,
Selim İleri
Selim İleri
'nin ilk okuduğum kitabıydı. Uzun süredir merak etmeme ve heyecanla başlamış olmama rağmen biraz hayal kırıklığına uğradım. Fakat belki başka bir zaman yazarın bir romanına şans verebilirim. Tabi biraz zaman geçtikten sonra..
Cumartesi Yalnızlığı
Cumartesi YalnızlığıSelim İleri · Everest Yayınları · 2014433 okunma
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Modunuz düşük veya düşmeye meyilliyse bu kitabı şimdilik okumayınız
Keşke bu kitabı bu kadar depresif olmadığım bir dönemde okusaydım. Zira dış dünyanın ruhuma verdiği azap dolayısıyla kaçıp kitaplara sığınmak isterken Yozo'nun yaşadığı yalnızlığı okumak içimi daha çok daralttı. Bu nedenle normalde, sevgi görmemiş ve türlü türlü samimiyetsiz insan ilişkilerine şahit olmuş bir çocuğun hayat mücadelesini okumak, insan psikolojisini anlamama yardımcı olacakken bu süreçte okumam ancak kendi psikolojimi bozdu. Yine de söylemek isterim ki
Osamu Dazai
Osamu Dazai
psikolojinin derinliklerine çok hakim ve bunu kalemine muazzam bir şekilde yansıtmış. Bazen bir insan sırf toplum yüzünden günden güne insanlığından olur, ne tarafa gitse, hangi yolu denese fayda etmez. Yozo'nun hikayesi de böyle midir yoksa o, doğduğu eve yalnızlığıyla gelmiş, kendince yaşamış fakat hiç insan olamamış mıdır? Bilemiyorum. Yozo, bir türlü anlamlandıramadığı insanlardan fizikisel olarak değil de, onlara şamatalıklar yaparak, onları bilinçli yaptığı saçma hareketlerle güldürerek, fakat hiçbir zaman kendi duygu ve düşüncelerini yansıtmaya cesaret edemeyerek uzaklaşır. O,
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'ın Tutunamayanlarından farklı bir tutunamayandır. Zahirde hüznünü saklamıştır. Fakat fotoğraflara yansıyan gülüşü bile onu ele vermektedir bütün çıplaklığıyla. Uzun lafın kısası, bu kitabı herkese önermem. Konu ilginizi çekiyor ise ve iyi bir psikolojik inceleme okumak istiyorsanız kesinlikle size hitap edecektir. "Hayatımda sadece bir kez büyük, şiddetli bir neşe yaşamak istiyorum." ...
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
212 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm
Yüklerimin ağır geldiği, ne etsem kederden uzaklaşamadığım bir günde kalkıp tıpkı Gönül dağı dizisindeki Ciritçi Abdullah gibi bozkıra bir gezintiye çıkmaya karar verdim. Zira bilirim Anadolu'da, bilhassa bozkırda ders almasını bilene nice ibretler vardır. Bugün Mustafa Kutlu ile Gülpaşa çavuşun oğlunun hikayesine şahit olduk, mis gibi bozkır havası alıp o güzel bahçeden meyveler tattık. Her ne kadar Çavuşun oğlu beyhude dese de aksine onurlu, huzurlu en önemlisi de tutkulu bir ömür sürmüş; bozkırın ortasında azmedip bol meyveli bir bahçe kurmuş. Ömrünü o bahçeyle eğleşerek geçirmiş, yaşadığı gibi de ölüme gitmiş. İmrenilecek bir ömür sürmüş desem yeridir. Hâsılı hikayeyi büyük bir zevkle ve buram buram Anadolu kokusunu içime çekerek, bozkırda gezinerek okudum. Kimi zaman sabrı, kararlılığı, vefayı gördüm. Kimi zaman bir köyün yıllar içindeki değişimine şahit oldum. Kendimce mesajlar aldım heybeme koydum. Ben çok sevdim siz de seversiniz bu hikayeyi. Okuyun, okutturun efendim. "Deneyeceğiz hocam, dedim. Tutturursak ne âlâ, tutturamaz isek Cenab-ı Hak bizi bu yolda denemiş olur, haddimizi bilir otururuz."
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ama ben mâhkum değilim ki, ben yalnızca çocuğum
Cezaevinde annesinin yanında kalan Barış ve biricik arkadaşı İnci'ye mektupları. Bir çocuğun gözünden cezaevi. Hiç görülmemiş bir günbatımı, göğe bakınca bir yıldız görme özlemi ve simit yiyememek. Her şeye rağmen onca acının içinde yaşanan küçük sevinçler, minik masum ümitler.. Kitap bir çocuğun gözünden yetişkinlerin fark etmeyi unuttuğu küçük detayları hatırlatmasının yanı sıra dönemin siyasi durumuna da ışık tutuyor. Ayrıca cezaevindeki karakterler de bu toplumda yaşamış gerçek kişiler, bunu her yönüyle yansıtıyordu. Kitabı boğazım düğümlenerek okudum. Beyaz perdeye uyarlandığını öğrenince filmini de izledim. Böylece Barış ve hasret duyduğu uçurtmaları hikayemde bir yer edinmiş oldu. Onu hatırlamak bir yana, özleyeceğim. Hâliyle Uçurtmayı vurmasınlar kitabını da filmini de herkese öneririm. Zira bazen bir minikten boyundan büyük dersler alabiliriz. Son olarak; aşamadığınız yüksek duvarlarınız olsa bile o duvarların ardında renkli bir uçurtma görmeniz ve uçurtmanızı vurmamaları dileğiyle.. "Uçma zamanı gelince gitmesi gerekirmiş. Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış. Ya çocuklar İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?" "...bazen gözümüzü kapıdaki deliğe uydurup akşam göğüne bakmaya çalışıyoruz. Bir yıldız görebiliyoruz ara sıra. Ama çok minik görünüyor akşam göğü. Bizim göğümüzün yalnızca gündüzü var. Senin göğünde akşam oluyor mu İnci?"
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202212bin okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Acının ve ıstırabın yegane kitabı
Peyami Safa'nın Fatih Harbiye ve Yalnızız kitaplarını okuduktan sonra derinden etkilendiğimi anlayınca ve zaman zaman Neriman, zaman zaman da Meral'in içsel buhranlarını kendi içimde keşfedince yazarın diğer kitaplarını da okumaya karar verdim. Tabi bunda Samim'in beni kendine bağlayan cazibesi ve Simeranyası da etkili olmuştur muhakkak. Dokuzuncu hariciye koğuşu, yazarın da muzdarip olduğu kemik tüberkülozu hastalığının karakterin ruhundaki etkisini ve ilk gençlik yıllarında yaşadıklarını kaleme aldığı, otobiyografik ögeler ve derin psikolojik tahliller içeren, insan ruhuna nüfuz eden bir roman. Yazarın toplumsal gerçekçi anlatımı, insan hissiyatını dışa vuran cümleleri ve Türkçemizi kullanışındaki muntazam edebi dili okuma hazzımı doruklara çıkardı. Ayrıca kitap, bir hekim adayı olarak bir hastanın gözünden hastalığı görmek ve hastanın yaşadığı ruhsal sıkıntıları anlamak açısından beni daha da içine çekti. Her satırıyla okunmaya değer olduğunu düşündüğüm bir kitap oldu. Herkese muhakkak okumasını tavsiye ederim, umarım ömür müsaade eder de birkaç defa daha okuma saadetine nail olurum. Küçük birkaç alıntı: "Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm." "Hâlbuki mesele çok basit: İnsan hastalanır ve ölür." "İçimde hep ne olduklarını bilmediğim gizli ve meçhul ümitlere sarılmıştım; onlar olmasa bir saniye nefes alamazdım; çünkü bütün hesaplar aleyhime çıkıyordu, bu meçhul ümitler beni aldatırsa mahvolacaktım."
Peyami Safa
Peyami Safa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,3bin okunma