Gökyüzü öyle yıldızlı, öyle berraktı ki, onu gören kendine sormadan edemezdi: Nasıl oluyor da böyle bir göğün altında türlü türlü suratsız, kaprisli insan yaşayabiliyor?
"Savaşta güçlüler zayıfları köle yapar, barışta da zenginler yoksulları köle yapar. Yaşayabilmek için çalışmak zorundayız ama bize öyle düşük ücret ödüyorlar ki ölüyoruz..." Görünüşte özgür olsakta zincirlerle bağlıyız,herkes bize özgür desede bizler birer köleyiz.
Kaybolmalı bazen insan.
Kendi tenhalığına çekilmeli.
O ıssız karmaşanın içinde yeniden çoğalmalı, nadasa bırakılmış bir toprak gibi kendi karanlığında bereketlenmeli.