İmam Gazali'nin Esmaü'l-Hüsna yorumundan parçalar
Er-Rahman, er-Rahim, İlahi Rahmet, her ihtiyacı karşılaması anlamında kusursuz, hak edenlere de hak etmeyenlere de ihsan edilmesi anlamında mutlaktır. Yukarıda anılan iki isimden ilki (er-Rahman) başkalarına uygula­namaz, yalnızca Allah'a özgüdür. Bundan dolayı kullanımda Allah adına yaklaşır. De ki: "İster Allah'ı çağırın, ister Rahman'ı veya her neyi olursa olsun çağırın, en güzel isimler O'nundur.
Senin vücudun bin kubbeli hârika bir saraya benzer ki; her kubbesinde taşlar, direksiz birbirine başbaşa verip, muallakta durdurulmuş. Belki senin vücudun, bin defa bu saraydan (kainattan) daha acibdir. Çünki o saray-ı vücudun, daima kemal-i intizamla tazelenmektedir. Gayet hârika olan ruh, kalb ve manevî letaiften kat'-ı nazar, yalnız cesedindeki herbir a'zâ, bir kubbeli menzil hükmündedir. Zerreler, o kubbedeki taşlar gibi birbirleriyle kemal-i muvazene ve intizam ile başbaşa verip, hârika bir bina, fevkalâde bir san'at, göz ve dil gibi acib birer mu'cize-i kudret gösteriyorlar. Eğer bu zerreler, (atomlar) şu âlemin ustasının emrine tâbi' birer memur olmasalar; o vakit herbir zerre, umum o ceseddeki zerrelere hem hâkim-i mutlak hem herbirisine mahkûm-u mutlak, hem herbirisine misil hem hâkimiyet noktasında zıd, hem yalnız Vâcibü'l-Vücud'a mahsus olan ekser sıfâtın masdarı, menbaı, hem gayet mukayyed hem gayet mutlak bir surette olmakla beraber, sırr-ı vahdetle yalnız bir Vâhid-i Ehad'in eseri olabilen gayet muntazam bir masnu-u vâhidi o hadsiz zerrata isnad etmek; zerre kadar şuuru olan, bunun pek zahir bir muhal belki yüz muhal olduğunu derkeder.
Sayfa 14
Reklam
Allah'a Tevekkül
Büyükhanım başını çevirdi, masmavi suya baktı.Buraya kadar getiren ALLAH c.c. sonrasında da kerim'di hem O ,Ekreme,'l-Ekremin'di.
Sayfa 319 - TİMAŞ YayınlarıKitabı okuyor
"Halku'l-Kur'ân" meselesine "Mihne" de denir. Tarihte, Mihne Olayları, Mihne süreci diye de anılır. Bunun bugüne bakan yüzünde, yansımasında şöyle bir şey söz konusu: Bugünkü tarihselciler, modernistler geçmişte Mu'tezile tarafından ortaya atılmış bu iddiayı şunu söyleyerek istismar ediyorlar: Mu'tezile
Şeyhü'l-İslâm lâkabını da taşıyan Ebû Osman en-Neysâbûrî es-Sâbûnî, Sünnet'le ilgili risalesinde şöyle der: Hadis ehli itikad ve şahitlik eder ki, yüce Allah, Kitab'ında da belirttiği gibi, yedi göğünün yukarısında ve Arş'ın üzerindedir. إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ
Var mıdır acaba, önce Allah için sevilmek isteyen bir hatun
Bir adam Rabia Hatun'a ben seni Allah için seviyorum dedi. O da Beni kendisi için sevdiğine isyan etme dedi.
Reklam
İ S L A M
İslam ise nefsi Allah'a itaat ve O'nun uğrunda iyilik yapmak için kullanmak demektir.
İ S L A M
İslam, iyiliğe şükretmek ve kalbin sırra teslim olmasıdır.Çünkü tevhit, Allah'ın kula doğru yolu göstermesine vebizzat kılavuzluk etmesine dayanan bir sırdır. Allah'ınkendisine desteği ve rehberliği olmasaydı, kul o yolukendi aklıyla öğrenemezdi.
Başka bir şey görmüyorum demişler..
Dem vuranlar, Vâcibü'l-Vücud'a o kadar hasr-ı nazar etmişlerdir ki, mümkinattan tecerrüd ederek, yalnız bir vücudu belki bir mevcudu görmüşler.
Sayfa 256
İ'lem Eyyühel-Aziz! Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan büyük bir ölçüde tekrar ettiği ihya-yı arz ve toprak unsuruna nazar-ı dikkati celbettiğinden kalbime şöyle bir feyiz damlamıştır ki: Arz, âlemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir. Ve tevazu, mahviyet gibi maksuda îsal eden yolların en yakını da topraktır. Belki toprak, en yüksek semavattan Hâlık-ı Semavat'a daha yakın bir yoldur. Zira kâinatta tecelli-i rububiyet ve faaliyet-i kudrete ve makarr-ı hilafete ve Hayy, Kayyum isimlerinin cilvelerine en uygun topraktır. Nasılki arş-ı rahmet su üzerindedir. Arş-ı hayat ve ihya da toprak üstündedir. Toprak, tecelliyat ve cilvelere en yüksek bir âyinedir. Evet kesif bir şeyin âyinesi ne kadar latîf olursa, o nisbette suretini vâzıh gösterir. Ve nuranî ve latîf bir şeyin de âyinesi ne kadar kesif olursa, o nisbette esmanın cilvelerini cilâlı gösterir. Meselâ hava âyinesinde yalnız şemsin zaîf bir ziyası görünür. Su âyinesinde şems, ziyasıyla görünürse de elvan-ı seb'ası görünmüyor. Fakat toprak âyinesi, çiçeklerinin renkleriyle şemsin ziyasındaki yedi rengi de gösterir. اَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّه۪ وَ هُوَ سَاجِدٌ olan hadîs-i şerif, bu sırra işareten şehadet eder. Öyle ise arkadaş, topraktan ve toprağa inkılab etmekten, kabirden ve kabre girip yatmaktan tevahhuş etme!
Sayfa 241
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.