Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitlelerin iktidar diye gördükleri birer gölgeden ibaret...
Türkiye'nin 4-5 katı büyüklüğündeki Osmanlı Devleti'nin 11. Abdülhamit Dönemi'nin tamamında Mülkiyeli memur sayısı 38.000 civarındadır. 2017 yılında Türkiye Cumhu- riyeti'nin MİT hariç memur sayısı ise 3 milyon 341 bin 358 iken; emekli, dul, yetim, malullük ve ölüm aylığı alanların toplamı ise 12 milyon 324 bin 186 kişiyi buldu. 2018 Ağus- tos verisi.) 45 Ancak devletlerin her ay bu kadar büyük bir kitleye maaş ödeyebilecek kaynakları -5-6 sömürgeci ülke hariç yoktu. Hala yok. Bunun için büyük tefecilere, sermayeye gittiler ve her ay maaşları ödemek için borç istediler. Büyük tefeciler de onlara kendi şartlarını kabul etmeleri -yani ülkenin kay- naklarını onlara açmaları- halinde bu parayı temin etmeyi kabul ettiler. Karl Marx daha 1800'lerde "... bunu kabul ettiklerinden beri iktidarlar, zenginlerin idare kurulundan başka bir şey değiller... Onlar, çoktan sermayenin tarafına geçtiler... Kitlelerin iktidar diye gördükleri birer gölgeden ibaret... İktidarlar meşruiyetlerini bu ilişkiyi gizleyebilmek- ten alırlar" diyordu.
Sayfa 27
640 syf.
·
Puan vermedi
Yıkımın eşiğinde bir toplum
Üç İstanbul, Adnan karakteriyle bize 25 yıl içerisinde 3 farklı dönemi sunuyor. Bir insanın 25 yıl gibi bir sürede 3 farklı hayat yaşaması ancak bizlere has bir şey olsa gerekir. 2.Abdülhamit dönemiyle başladığımız yolculukta Adnan muhalif bir gazeteci olarak yer alır. Ancak yaşadığı her şeyi ''tesadüf'' eseri denk gelen şeyler
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 20232,430 okunma
Reklam
324 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
"Kızıl Sultan " Abdülhamid
Esere başlamadan önce üzerinde fazlasıyla durduğum Abdulhamit dönemine değinmek istiyorum . II.ABDÜLHAMİD DÖNEMİ; Tahta geçen II. Abdülhamid Osmanlı Devleti'nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir .(1876-1908) yılları arasında 33 yıllık bir hüküm sürmüştür. Kanun-i Esasi'nin hazırlandığı , meşrutiyetin ilan edildiği ,
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,7bin okunma
260 syf.
7/10 puan verdi
Said Halim Paşa 1865 yılında (64'te olabilir) Mısır'da doğmuş,bir kaç dil bilen Avrupa'da hukuk,siyaset bilimi,vs.. eğitim almış soylu biri.1913-1917 arası sadrazamlık yapmış.1921'de (bu tarih önemli) Roma'da suikast sonucu ölmüş.. Kitaba gelince çok ilginç başlıklar vardı.Okudukça kafamda soru işaretleri oluşturan bir çok
Said Halim Paşa Bütün Eserleri
Said Halim Paşa Bütün EserleriSaid Halim Paşa · Anka Yayınları · 200325 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Baba, Oğul ve Hayalet olmak üzere üç kısımdan oluşuyor. İhsan Sait karakterinin merkezinde olduğu, farklı farklı olaylara geçiş yaptığımız, sonunda hepsinin bağlantılı olduğu dili sebebiyle okuması zor olan bir kitap. Neyseki yazarın okuduğum ilk kitabı değildi. Osmanlı döneminde geçen bir kitap. Anladığım kadarıyla II. Abdulhamit dönemi.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,768 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Salon Köşelerinde
#okudumbitti #türkklasikleri 8/10 Safveti Ziya -Salon köşelerinde Serveti Fünun dönemi yazarlarından olan Safveti Ziya II.Abdulhamit dönemi olan Ve İstanbul'un yabanci çevrelerde yaşamaya alışık olan bir salon adamının romanidir.Kitabi okuyunca yazarla karekter arasındaki benzerliği de göreceksiniz. Batılı tarzda eğitim almış olan Şekip çalışmadan hayatını İstanbul'un çevrelerinde geçirir.Pera Palas'ta kadınlarla dans eder yani anlayacağınız tam bir salon adamidir.Bu sayede kendisine birçok kadın cevreside etkilenmiş olur.Bir gün. Pera Palas'ta Lydia gelir ve onunla vals ederler. Asıl kitapta buradan sonra başlıyor . Okuyun okutun
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,168 okunma
Reklam
Sultan Abdülhamit dönemi politikaları ve din-siyaset ilişkileri açısından öne çıkarılabilecek kavram, ıslahat hareketleri için kullanılan "çatallaşmış" "ikili yapılar"dan ziyade muhtemelen paradoksların imkânları olacaktır. Şöyle: Bir taraftan Osmanlı modernleşmesinin, -eğitim ve idarenin rasyonelleştirilmesi başta olmak üzere- bütün süreçlerine geliştirici ve kuvvetlendirici bir "muvafakat/uyum" sağlanırken diğer taraftan din ve gelenek merkezli fakat yeni(lenmiş) "mukavemet/direnç" alanları inşa edilmiş veya var olanlar ihya edilerek kuvvetlendirilmiştir. Paradoks aynı zamanda bir açılma, yeniden üretme ve mevcut hiyerarşik yapıları değiştirme istikametinde de işleyecek; çelişik oldukları için birbirini itmeleri, birbirinden uzaklaşmaları beklenen iki taraf (hatta taraflar) birdiğerini besleyici, kuvvetlendirici bir çerçeve içine dahil edilmeye zorlanacaktır.
Sayfa 327Kitabı okudu
Fransız Devrimi, hemen hemen tüm dünyada olduğu gibi, Osmanlı aydınları üzerinde de etki yapmıştır. Genç Osmanlılar adındaki aydınlar Osmanlı'nın çöküşten kurtulması için yenilikçi fikirlerin bir an önce hayata geçirilmesi düşüncesindedirler. Bu düşünce, Osmanlı monarşisi karşısında yeni fikirlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Mesela o dönemde Namık Kemal'in vatanperverlik ve kahramanlık duygularını işleyen ve gerçek adı "Vatan" olan ancak, yasak ve sansür nedeniyle "Vatan Yahut Silistre" adlı eseri, 1 Nisan 1873'de Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelenmesinden sonra izleyicilerin heyecana gelerek başlattıkları gösteri ve olaylar; yazarın tutuklanarak Magusa'ya sürülmesine sebep olmuştur. Geç de olsa Aydınlanma döneminin Osmanlı'da yarattığı bu etkiler sonucunda Sultan Abdülhamit, Türk tarihinin ilk anayasası özelliğini taşıyan 1876 Kanun-i Esasi'yi ve Birinci Meşrutiyet'i ilan etmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde Osmanlı aydınları Cumhuriyet fikrini konuşulabilir ve tartışılabilir bulduysa da, bu kadarıyla kalmıştır. Genç bir Osmanlı subayı olarak bu dönemi incelemek, iyi tahlil etmek ve doğru çıkarımda bulunarak sonuca ulaşmak Mustafa Kemal'le olmuştur.
Sayfa 93
Bugün Türkiye'yi yönetenler, kemalizm konusunda ciddi bir sorunla karşılaşıyorlar. Artık, Türkiye sınırları, Türkiye'nin büyük işletmelerine yetmiyor. Türkiye dışarda iş alıyor ve sürekli ihracat yapmak zorunda kalıyor. Bu, ''yurtta sulh cihanda sulh" diyerek olmaz. Bu Misak-ı Milli diyerek olmuyor. Türkiye'nin emperyalist planlar yapması dönemi başlamış görünüyor. Böyle bir dönemde, ufku Abdülhamit'ten de, Enver'den de daha sınırlı bir Mustafa Kemal yetersiz kalıyor.
636 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.