Duadan Sonra Elleri Yüze Sürmenin Hükmü Nedir?
Soru: Duadan sonra elleri yüze sürmenin hükmü nedir?
Cevap: İster kunutta olsun, isterse de kunut dışında olsun fark etmez bunun bir aslı yoktur. Çünkü bu hususta ne Nebî'den (aleyhis ne de sahabeden (radıyallahu anhum) bir hadis sabit olmamıştır. Evet bu hususta birtakım rivayetler vardır. Ancak Rasûlullah'tan (aleyhis aktarılan bu tarz rivayetlerin hepsi illetlidir ve münkerdir. Hatta İmam Abdullah b. el-Mübarek (rahimehullah) ellerini yüzüne süren kimse hakkında şöyle demiştir: "Bu cahildir! Cahildir! Cahildir!" çünkü bunun bir aslı yoktur ve Nebî'den (aleyhisselam) bu hususta bir şey sabit olmamıştır.
Şeyhul İslam İbn Teymiyye'ye Fetâva'sının Namaz Kitabı kısmında duadan sonra ellerini yüzüne süren kimse hakkında sorulmuştur. Dedi ki: "Bu hususta hadisler varid olmuştur, ama onlardan hiçbiri sahih değildir. Böyle bir amel meşru sayılamaz."
Sayfa 71Kitabı okudu
“İlmin evveli niyet, sonra anlamak, sonra yapmak, sonra muhafaza, sonra da yaymaktır.”
Abdullah b. Mübârek [kuddise sırruhû]
Cumanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun.
Lütfen doğru bilgilenmek için sonuna kadar okuyunuz!
RECEP AYI
"Üç aylar" ifadesi Kur’an ve Sünnet’te yer almaz. Kur’an’da Araplar arasında bir örf olarak savaşmanın haram kabul edildiği dört aya (Zilkade, Zilhicce, Muharrem , Receb) gönderme yapılır. Bu dört haram aydan bir tanesi de [halkımızın üç aylar olarak isimlendirdiği ayların ilki olan] Receb ayıdır.
Recep ayının "haram
Abdullah b. Mübarek de diyor ki:
"Kişi, ilim peşinde koşturduğu sürece âlimliği devam eder. Ancak, artık ben ilim sahibi oldum, düşüncesine kapıldığı andan itibaren cehalet başgösterir."
Sayfa 367
Hasan El Basri şöyle demiştir:
"Şeytan sana bakar ve senin ibadetlerde devamlı olduğunu görünce önce seni izler, sonra yine seni birakmaz izler. Sen bu şekilde ibadetlerle devamlı olunca artık senden bıkar ve seni terk eder. Eğer sen ibadetler üzerinde devamlı olmaz, bir öyle bir böyle olursan şeytan senden ümit var olur."
(Taben 14/51. Bkz: Buhari 8/492 ve Müslim 8/80)
Bakmak ve Görmek veya Kainatı Okumak.
“Abdullah bin Mübarek bir gün yolda gidiyordu. Önünde birkaç koyunla giden bir çoban çocuk gördü. Ona acıdı ve kendi kendine, Zavallı, çocuklukta çobanlık yaparsa büyüdüğünde Allahu Teala’nın ibadet ve marifetine nasıl erişir? Gideyim, ona Allah’ı tanımakta bir mesele öğreteyim, diye düşündü. Çocuğa yaklaştı;
- Evladım, Allahu Teâlâ’yı bilir
Sayfa 249 - Server Yayınları 3. BaskıKitabı okudu
Harut ve Marut
(Kur’ân-ı Kerîm’de adları geçen ve insanlara sihir öğrettiklerine inanılan iki melek)
Arapça asıllı olmayan Hârût ve Mârût kelimeleri (Mevhûb b. Ahmed el-Cevâlîkī, s. 629) Kur’an’da bir âyette geçer (el-Bakara 2/102). Bazı hadislerde nakledilen, tarih ve tefsir kitaplarında ayrıntılı biçimde yer alan Hârût-Mârût kıssası farklı
Abdullah b. Mübarek,
“Kim bir edebi küçük görürse sünnetlerden, sünnetleri küçük
gören farzlardan, farzları küçük gören de marifetten
yoksun olmakla cezalandırılır.” buyurmaktadır.
Ebu Musa el-Eşari şöyle demiştir:
ما ننتظر من الدنيا إلا كلا محزنا، أو فتنة تنتظر.
Dünyadan hüzün veren bir yorgunluk ve beklenen bir fitneden başkasını gözlemiyoruz.
rivayet no:5
Hasan El-Basri (رحمه الله) şöyle demiştir:
Bir adam arkadaşına:
"Ey kardeşim senin cehenneme gireceğin haberi sana geldi mi?" deyince arkadaşı:
"Evet" dedi. Adam ona:
"Peki oradan çıkacağınla ilgili bir habergeldi mi?" dedi. O:
"Hayır" deyince adam arkadaşına şöyle dedi:
"O halde neye gülüyorsun?" O adam ölene kadar artık gülmedi.
Sayfa 311
Abdullah b. Mübarek demiştir ki:
"Hikmet sahibi bir adam, bütün (güzel) sözleri toplamış. Ardından onlardan kırk bin tanesini seçmiş, sonra onlardan dört bin tanesini seçmiş, sonra onlardan dört yüz tanesini seçmiş, sonra onlardan kırk tanesini seçmiş, sonra onlardan şu dört cümleyi seçmiş:
Birincisi, "Hiçbir zaman kadına güvenme!"
İkincisi, "Hiçbir zaman mala güvenme!"
Üçüncüsü, "Midene güç yetiremeyeceği şeyi yükleme (: aşırı yeme)!"
Dördüncüsü, "Sana fayda vermeyecek ilmi elde etmeye çalışma!"
“Kulluğun tadını tatmayan, hiçbir şeyden zevk bulamaz.”
Abdullah b. Mübârek (rah.)
Semerkand Takvimi
Abdullah b. Mesud (ra)
Efendimizin (sav) mübarek ağızlarından 70 sureyi bire bir alıp ezberleyen bu büyük insan der ki; “Kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah’a yemin olsun, Kur’an’dan nazil olan her surenin nerede indiğini, her ayetinde ne sebeple indiğini mutlaka biliyorum. Eğer bilsem ki, biri Allah’ın Kitabını benden daha iyi bilmektedir ve ona da deve (ile) ulaşılabilmektedir, mutlaka biner ona giderim!”
Sayfa 155
