Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Abdullah b. Revâha
Allah bize hidayet etmeseydi ermezdik hidayete ne zekat verir ne namaz kılardık kâfirler saldırdı bize geri durduk fitne çıkarmak istediklerinde can feda sana ya Resulallah bağışla bizi düşmanla karşılaşma anında ayaklarımızı sabit eyle yarabbi
Sayfa 134 - Abdullah b. revahaKitabı okudu
Şeytanların isimlerinden arın artık tümüyle, Bil ki Allah ile beraber çağırılan her şey batıldır. Abdullah b. Revaha
Sayfa 430
Reklam
Tevbe,111 iniş sebebi
Akabe gecesinde 70 kişi Rasulullah’a biat ettikten sonra, Abdullah b Revaha şöyle dedi: Ya Rasulallah! Rabbin için ve kendin için dilediğini şart koş. Rasulullah şöyle buyurdu: Rabbim için, ona ibadet etmenizi ve hiçbir şeyi ona ortak koşmamanızı şart koşuyorum. Kendim için de kendinizi koruduğunuz şeyden beni de korumanızı şart koşuyorum. Ensar: Bunu yaptığımız takdirde bizim için ne var?dediler. Rasulullah: Cennet diye cevap verdi. Ensar: Bu alışveriş kârlı oldu. Ne bu alışverişi bozarız ne de vazifeden affımızı isteriz dediler.Bunun üzerine; “ Allah, müminlerin mallarını ve canlarini cennet karşılığında satın aldı. Bu kârlı alışverişten dolayı sevinin ve bununla son derece mutlu olun işte büyük kazanç budur“ ayeti indi.
Abdullah b. Revaha, diğer komutanlar gibi şehit düşeceğini anlamıştı. "Ya Resulallah! Bana son bir nasihat daha ver!" Deyince, Peygamberimiz ona tebessüm ederek: "Allah'ı bol bol zikret! Çünkü onu zikretmek, insanı umduğu şeye ulaştırır!" buyurdu.
Sayfa 470Kitabı okudu
Abdullah b. Revâha
Tan yeri ağarıp şafak aydınlandığı sırada Resûlullah aramızdadır; hem de dilinde Kur'an. Sapkınlıktan sonra gönüllere hidayet yolunu gösterendir o Ve her ne ki tebliğ ettiyse muhakkak vâkidir.
Abdullah b. Revâha (R.A.)
Ey nefsim! Ben, seni kendime boyun eğdireceğim diye yemin ettim.
Sayfa 659 - Nesil Yayınları
Reklam
Abdullah b. Revâha
Biz düşmana karşı sayıyla değil, ancak Allah’ın ihsan ettiği imanla savaşabiliriz. Önümüzde iki güzelden biri var: Şehadet ve zafer..
Sayfa 137Kitabı okudu
Hicretin sekizinci senesinde (1) bir barış elçisi, zulmün, kula kulluğun ve sömürünün hüküm sürdüğü topraklara doğru ilerliyordu. Elindeki meşaleyle karanlığı yarıyor, göklerin ve yerin nuru olan Allah"tan gelen aydınlığı diğer insanlara ulaştırmanın heyecanını yüreğinde taşıyordu. Bu barış elçisinin adı Hâris b. Umeyr idi. Diğer bir ifadeyle
"Ey nefsim! Ben, seni kendime boyun eğdireceğim diye yemin ettim. Sen buna ya kendiliğinden razı olursun ya da bunu sana zorla kabul ettiririm!...." Abdullah b. Revâha
Sayfa 395Kitabı okudu
234 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.