Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kaç gün kaybetmişim? Ne zaman dalmışım o suyun içine? Ne zaman “tamam, daha fazla nefesimi tutamıyorum” diyip çıkmışım sudan? Evet, hesaba göre 3010 gün kaybetmişim. Daha doğrusu 3010 gün kaybetmek değil de, yaşamamış olmak… 3010 gün yaşamamışım. Peki, o kadar güne yetişebilecek miyim şimdi? 3010 gün boyunca okuma ihtimalimin olduğu kitaplar,
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
İstanbul ,Tarihsiz
Canım Nahitim, Mektubunu alınca hem sevindim hem şaşırdım. Aynı şeyleri ben de sana yazmak istiyordum. Mektubumu almadın mı? Buna iki cihetten canım sıkılıyor. Birincisi senin bakımından,ikincisi de posta kutusuna olan emniyetim bakımından.Bu mektubumu da acaba almayacak mısın? İstersen başka adres ver oraya göndereyim.Bu arada suiniyete dayanmayan,sırf yanlışlıktan ibaret olan ihtimalleri de düşünmüyor değilim.Başka kutulara ait mektuplar da kaç defa bizim kutudan çıktı. Mektubumu alırsan hemen cevap yaz. Nasılsın, ne yapıyorsun? "Hasretim canına tak etmeden bana mektup yazma" demiştin. Hasretim daha senden ayrıldığım gün başladı. Artarak devam ediyor. Her yerde seni arıyorum. ...
Sayfa 148 - YapıKredi YayınlarıKitabı okudu
Le Horla -Bir Garip Hikaye-
Ruh hekimlerinin en ünlüsü ve en seçkini Doktor Marrande, üç meslektaşına ve doğal bilimlerle uğraşan dört bilgine, hastalarından birini görmek üzere, yönettiği akıl hastanesinde bir saat geçirmelerini rica etmişti. Bir araya gelince dostlarına şöyle dedi: “Size şimdiye kadar karşılaştığım en tuhaf ve en kaygı verici vakayı
Ayrıntı Yayınları - Çevirmen: Serdar Rifat Kırkoğlu
akşam, marie beni görmeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu. ‘bence bir, ama istersen evleniriz’ dedim. o zaman, kendisini sevip sevmediğimi öğrenmek istedi. bir başka sefer de söylediğim gibi: ‘bunun bir anlamı yok ama, her halde sevmiyorumdur’ diye cevap verdim. bunun hiçbir önemi olmadığını, isterse evlenebileceğimizi söyledim. zaten isteyen kendisiydi, ben sadece evet demekle yetiniyordum. o zaman, marie ‘evlilik ciddi bir şeydir’ dedi. ben de ‘değildir’ diye cevap verdim. bir an sustu, bana sessiz sessiz baktı. sonra yine konuştu: ‘aynı şekilde bağlı olduğun bir başka kadın sana aynı teklifi yapsa kabul eder miydin, onu öğrenmek istiyordum’ dedi. ‘elbette ederdim’ dedim. o zaman ‘ben seni seviyor muyum acaba’ diye sordu. ben de ‘bu hususta hiçbir fikrim yok’ diye cevap verdim. yine sustuktan sonra, ne kadar tuhaf bir adam olduğumu, beni muhakkak ki bunun için sevdiğini, ama belki günün birinde yine aynı sebeplerden benden nefret edebileceğini mırıldandı. bunlara ekleyeceğim bir sözüm olmadığı için susuyordum. gülümseyerek kolumu tuttu, ‘seninle evlenmek istiyorum’ dedi. ben de ‘ne zaman istersen evleniriz’ diye cevap verdim”
Reklam
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
. " Yaşlı birinin yaşamını sürdürüyorum âdeta. Gençlik yok, yaşam hevesi yok, amaç yok...Olan tek şey, eriyip giden vücudum... "Neden bu vaziyette yaşamak zorundaydım ki?" diye düşündüm. Öte yandan aksine yaşamak da istiyordum. Hayatımdaki eğlenceli şeyleri sayarsam; yemek yemek, kitap okumak ve yazı yazmaktan başka birşey yok. Diğer on dokuz yaşındaki insanlar ne tür şeyler yaparak eğleniyor acaba.?" . 14 yaşında spino-serebeller ataksi hastalığına yakalanan Aya Kito.. Günden güne eriyen vücuduna rağmen kocaman kalbiyle yaşamın bir ucundan tutmaya çalışan hayat dolu bir genç kız.. Ne yazıkki bu savaştan galip çıkamıyor.. Kitabı okurken öyle yoğun hisler içine girdimki.. O defalarca düştüğünde sızladı kalbim.. Her düştüğünde bir daha bir daha kalkma çabası, hastalığıyla savaş hali kendine hayran bıraktırdı.. Günlüğüne yazdığı satırlar yaş olup aktı gözlerimden.. Kendimi sorguladım "Ben olsam böyle savaşabilirmiydim.? Öleceğimi bile bile belkide, her şeye rağmen yaşama sevincimi diri tutabilirmiydim..? "
Bin Damla Gözyaşı
Bin Damla GözyaşıAya Kito · Portakal Kitap · 2016374 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Birazcık spoiler içerir. Aranızda bana Winter'ı bulacak olan kimse var mı? Yok yanlış oldu bu soru, adamın nerede yaşadığı belli. Beni St. Giles Yetimhanesi'ne götürecek olan kimse var mı acaba? Bu nasıl bir kitaptır sayın okuyucular? Elizabeth yine coşmuş. Resmen aşk yaşadım kitapla! Winter, Isabel siz ne tatlıydınız öyle! Resmen mıncırasım
Kalbin Gölgesi
Kalbin GölgesiElizabeth Hoyt · Pegasus Yayınları · 2016185 okunma
Acaba Ne Olurdu?
Ama içimde her zaman özlem duyduğum, resmi asla tamamlayamayacak veya bir yapbozun son parçasına ulaşamayacak bir şeylerin derinlerde yattığını biliyordum. Bir parçası mutlaka eksik kalacaktı. Fiziksel engelimi büyük ölçüde aşsam da tam anlamıyla normal bir insan olamayacaktım. O eski 'farklılık' her zaman kalacaktı. Oysa sevmeyi ve sevilmeyi öyle çok istiyordum ki...
Sayfa 142 - nemesisKitabı okudu
Üçüncü Kavga-Deneme
Sonunda zil çaldı. Hemen eve gitmek istiyordum. Herkes yüzüme bakıp gülüyor acaba çok mu pis dayak yedim. İlk defa bir kavgada burnum kanamıştı. Sol gözümde ufak bir sızı vardı gözlüklerim yine kırılmıştı. Gerçi gözlüklerimi mütemadiyen kırdığım için o bir kıstas olamazdı. Açık tenliyim diye böyle bence en ufak darbede hemen kızarır yüzüm. Ona
578 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.