Burdaki ilk incelememi bu kitapla yapmaya karar verdim çünkü bana kitap okumayı sevdiren kitaptır kendileri. Kitabı 8. Sınıfta aldım tesadüfen ve keşke almasaydım çünkü hazırlanmam gereken bir sınav varken kitabı elimden düşüremedim. Yani o derece beni içine çeken bir kitaptı. İncelememde spoiler olur büyül ihtimalle ama spoiler butonu gibi bişey
Feyzullah Birışık'tan bolca kitap okudum çünkü polen yayınları ve politikasını seviyorum. Lakin son zamanlarda ufak bir zam olayı olmuş eskiden 3-4 liraya okuyabiliyorduk bu kitapları şimdi 8-9 liraya çıkmış bir anda bu yükseliş göstermesi hoş değil ama bazen zam kaçınılmaz oluyor. Çünkü giderlerin fiyatı artıyor. Neyse kitaba dönecek olursak
Ne kadar özel bir kitaptin sen!
Okuma alışkanlığımı yeni yeni kazandığım şu dönemlerde, kitaplara vakıf olduğumu soyleyemeyecegim, hatta varlığından Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un Paltosundan geliyoruz" sözüyle haberdar olduğum bir eserdi kendisi. Öncelikle kısa olması beni kendine çeken etkenlerden oldu çünkü bu durumu kitaplarin
Anlatmaya nasıl başlasam bilemiyorum. Ben inceleme yapma konusunda acemiyim.Normalde bir kitabı okuyunca kitabın arkasına notlar alırım,bitirdiğim tarihi yazar karakterler ile ilgili küçük incelemecikler yapar,sonrada raftaki yerine bırakırım.Ama yedi duraklık uzun bir okuma yolculuğundan sonra yol arkadaşım Proust ‘a okuyup hemen rafa kaldırma
Simyacı kitabını 9.sınıftayken Kimya hocamız önermişti. Bir türlü okuyamadığım ama hep aklımda olan bir kitaptı. 7 sene geçti ben anca okuyabildim.
Bu ilk incelemem olacak. Biraz acemiyim.
Gelelim kitabın konusuna gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakıp İspanya'dan Mısır piramitlerine giden Endülüslü Çoban Santigo'nun serüvenini okuyacağız. Onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor.
Bu kitap;
Insanın hayatına yön verebilen, kimi zaman da öğüt verebilen,insanı kendini sorgulatabilen bir kitaptı.
Okurken hayatın devam ettiğini geçmişi ve geleceği düşünmeden şimdiki anın tadını çıkarmayı hatırlattı.Güzel bir kitaptı ama bağzen okurken sıkılmadım diyemem.
Kitabı bitirdiğimde de biraz hayal kırıklığına uğradım. Çünkü daha farklı şeyler bekliyordum.
Ama okumak için bir kere şans verebilirsiniz.
•"Gerçekten kendi Kişisel Menkıbesini yaşayan kimseye hayat cömerttir."
•''Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir , çünkü Evren'in Ruhu'ndan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir.''
•"Gözler ruhun gücünü gösterir."
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207,2bin okunma
Fazla merak edilecek bir yanım yok sıradan bir köylü kızıyım işte, Öyle büyük okullarda okuyamadım, Övünecek bir diplomam da yok , Kendi çabamla bitirmeye çalıştığım bir lisem var sadece,
Her ders için ayrı ayrı oğretmenimde olmadı
Yada gidebileceğim bir dershanem,
Peki senin neyin var diyeceksin,
Hayyellerim var en başta,
Severmisin bilmem ama şiir de yazıyorum
Henuz daha bu konuda acemiyim
Hem belki birgün benimde şiirlerim herkes tarafından sevilir,
Belki benimde Övünecek bir diplomam olur,
Birgün bunlar olursa bile bana yapılanı yapmayacağım kimseye,
Eksik görmeyeceğim,
Yada yetersiz...
Unutma herkesin şartlari aynı değil...
Yoksa kim istemez kendi ayakları üzerinde durmayı
Ama ben başaracağım bütün zorluklara rağmen,
Yapamazsın diyenlere işte ozaman olacak cevabım...
Okuyucuyu fazla sıkmadan ve kitabı gereksiz uzatmadan anlatmak istediğini en güzel ve akıcı şekilde anlatan yazarımız, Stefan Zweig den aynı özelliklere sahip bir kitap daha.
Kitap, ceza çekmenin korkudan daha iyi olduğunu anlatan bir hikayeyi anlatıyor. Bu kitabı okumadan önce böyle bir şey tam olarak hiç düşünmemiştim ama başıma buna benzer
"Dışarıda da, içeride de bizi acıtan şeyler hep aynı. Aynı betondan, aynı demirden yapılmış evlerimiz."
Eserden bir alıntıyla başlamak istedim incelememe. Ne kadar haklı değil mi? Hapishane duvarları ile evlerin duvarları arasındaki fark giderek azalıyor. Hepsi beton, hepsi demir... Defalarca duydum Umay Umay'ı. Birçok sözü İnternette