... gerçek bizim için o denli vazgeçilmezdir ki, ona varamamış olmayı ağır rahatsızlıklarla ödüyoruz. Bu nedenle uzun bir süreç sonunda bize yeni bir özgürlük alanının kapılarını açıncaya kadar, acı vereceğini bilerek gerçeği keşfetmeye çalışıyoruz ya da buna katlanamayıp yalnızca bilişsel düzeyde bir kavrayışla yetiniyoruz. Fakat böyle yapınca da yanılsamaların alanından kurtulmamız mümkün olmuyor.
Bunlar hep çok tanıdık :)
Düşmanımızın elimizden alınmasından hoşlanmıyoruz; acı çektiğimiz zaman nefret edecek birilerini arıyoruz. Acıları akılsızlığımız yüzünden çektiğimizi düşünmek bile çok düş kırıcı, fakat insanlığı bir bütün olarak aldığımızda gerçek bu. Bu nedenle de, hiçbir siyasal parti nefret dışında bir itici güce sahip olamıyor; suçlayacak birilerinin olması gerekiyor. Eğer falancanın kötülüğü acılarımızın tek nedeni ise onu cezalandıralım, mutlu oluruz.
Reklam
Hermann Hesse/Demian adlı eserinden...
" Nerede alışkanlıktan dolayı değil de içimizden geldiği için sevgi ve saygı duyup , kendi rızamızla çömezliği ve dostluğu kabullenerek yüreğimizi sunmuşsak , orada birden çok acı ve korkunç bir duyguyla anlıyoruz ki , içimizden kapıldığımız akımlar bizi sevdiğimizden uzaklara sürüklemek istiyor . O zaman dostumuzu , öğretmenimizi reddeden her fikir zehirli bir diken gibi dönüp kalbimize çevriliyor , karşı koymak için kalkan yumruğumuz kendi suratımızda patlıyor . O zaman içinde gerçek bir ahlak anlayışı taşıdığını sanmış olan kişinin her yanından utanç verici haykırışlar yükseliyor ve gözlerinin önünde iki kara damga gibi " sadakatsiz " , " nankör " sözcükleri beliriyor . Bundan irkilen yürek korkular içinde çocukluk erdemlerinin sakin vadisine çekiliyor ve bu ayrılığı da yaşamaya , bu bağı da koparmaya mecbur olduğuna inanamıyor . "
Sayfa 117 - Profil Kitap Yayıncılık 15.baskıKitabı okudu
Bir daha soralım: acı ne ölçüde “borç”un telafisi olabilir? Acı çektirmenin son kerte bir hoşnutluk sağlamış olduğu ölçüde, zarara uğrayan, zararı ve buna ek olarak zarara uğramanın sıkıntısını olağanüstü bir karşı haz ile takas etmiş olduğu ölçüde: acı çektirme, - gerçek bir şölen ve daha önce de söylediğim gibi, alacaklının ait olduğu sınıfa ve toplumsal konumuna ters düştüğü oranda da değeri artan bir şeydir. Tahminen söylüyorum bunları: çünkü böylesi yeraltı meselelerinin temelini görmek, nahoş olması bir yana, zordur da; ve bu noktada, araya hoyratça öç kavramım sokan, bu görüşü kolaylaştırmaktan çok kapatır ve karartır (nitekim öç de aynı soruna geri götürür: “nasıl olur da acı çektirmek bir doyum sağlar?”).
Sayfa 83
Onu o anda ve orada affetmiştim. Gözlerinde öyle derin bir pişmanlık, sesinde öyle gerçek bir acı ve davranışlarında öyle erkeksi bir enerji vardı ki ve üstelik bütün bakışında ve hareketlerinde öyle değişmez bir aşk görülüyordu ki, onu her şey için affettim: Ancak sözlerle ve açıktan değil; sadece kalbimin dibinde.
Sayfa 436 - KoridorKitabı okudu
Bumerang
Gabriel, korku ve travmanın dönüştürülmesi gerektiğinin, aksi takdirde kınından çıkmış bir bıçak gibi, hayalî bir zamanda savrularak başkalarına acı getiren, gerçek ve ölümcül bir jilet gibi zihinde kalacağının açık bir göstergesiydi..
Sayfa 84 - DomingoKitabı yarım bıraktı
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.