İsmail Abi biraz tuhaftır. Renkli kıyafetleri, patavatsızlıkları, sorun çözmeye çalışırken daha büyük sorunlara neden olması, konuşması, oturuşu kalkışı yürüyüşü ne bileyim işte farklıdır yani. Dışarıdan baktığınızda yanınızda olmasını istemeyeceğiniz adamlardandır. Onu anlayabilmek için tanımanız, tanımak için de sabretmeniz lazım. Belki de İsmail Abi bu yüzden yalnızdır. Belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. Belki de yüzden her gün bu sahile inip denize doğru el sallıyordur. Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. Kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. Oysa onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. Kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir İsmail Abi. O çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri.
Kim olduğumu söyleyince acırmıl gibi yüzüme baktı 'hatun kocanı biz de arıyoruz, kaşıkkıran dedikleri Hayriye yi de almış kaçmış. Ama kabahat sen de, kocanı zapt etmeyi bilememişsin...artık ondan sana hayır gelmez.Başının çaresine bak' dedi
Umudun ete kemiğe bürünmüş haliydi ismail abi. İnsan umutlarına nasıl veda edebilir ki? İçimden "İsmail Abiiiii!" diye seslendim. Dönüp baktı, sanki beni duymuş gibiydi.
Şimdi sen kaIkıp gidiyorsun.
Git
GözIerin durur mu onIar da gidiyorIar.
GitsinIer.
Oysa ben senin gözIerinsiz edemem biIirsin
Oysa AIIah biIir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi iIk açıIışı gözIerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmakIarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek geImiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünIerde eveIsi günIerdeki yoksuIIuğumuz
Sanki hiç oImamıştı...