Kadınlar bazen eşlerinin kendilerini anlamalarını beklerken yorulur ve huysuzlaşırlar. Şöyle derler: "Ne düşündüğümü, ne istediğimi niye bilemiyorlar?" Bu soruyu sormaktan yorgun düşerler. Ancak, bu çıkmazın bir çözümü vardır, etkili ve verimli bir çözümü. Eğer bir kadın bu açıdan duyarlı bir eş istiyorsa, ona kadınların ikiliğinin sırrını açacaktır. Ona içerideki kadından, kendisine eklendiğinde iki yapan birinden söz edecektir. Bunu yapmanın yolu, onda görüldüğü, duyulduğu, bilindiği hissini uyandıran ve aldatıcı ölçüde basit gibi görünen iki soruyu sormayı eşine öğretmesidir. İlk soru şudur: "Ne istiyorsun?" Hemen herkes doğal olarak bu çeşit bir soruyu sorar. Ama daha temel başka bir soru daha vardır: "Derin benliğinin arzuladığı şey nedir?" Eğer bir kadının ikili doğası gözden kaçırılır ve kadın sadece göründüğü biçimiyle değerlendirilirse, insan büyük bir sürprize hazır olmalıdır, çünkü kadının vahşi doğası, derinlerinden yükselip kendini göstermeye başladığında, çoğu zaman daha önce ifade ettiklerinden tamamen farklı ilgi, his ve fikirleri olduğu görülür. Bir kadın bir ilişkiyi güvenle örmek için eşiyle ilgili olarak aynı iki soruyu soracaktır. Kadınlar olarak hem kendi doğamızın hem de diğerlerinin doğasının iki yanını da bir araya getirmeyi öğreniriz. Her iki yandan karşılıklı olarak aldığımız enformasyon sayesinde, en değerli şeyin ne olduğuna ve nasıl uygun bir tepki verileceğine çok açık bir şekilde karar verebiliriz.
Sayfa 147Kitabı okudu
222 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Amaçsızlığın, arada kalmışlığın romanı...
Kitabı seve seve okudum. Yazarın da okuduğum üçüncü kitabı oldu. Eşkıyaların evlerini basarak ebeveynlerinin vahşice öldürüldüğü Kuyucaklı Yusuf'un hikayesini okuyoruz. O vahşi olaydan sonra yetim kalan küçük Yusuf Kaymakam Selahattin Bey'in himayesi altına girmiş, bir süre sonra da yabancısı olduğu Edremit'e gelmiştir. Yine
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176,2bin okunma
Reklam
Ancak arzularını dizginledi çünkü o anın tadını çıkarmak isti- yordu. Onu yavaş yavaş, doya doya tatmalıydı. Bu sabah sonsuza dek sürmeliydi. Genç kadının üzerindeki tişörtü baştan aşağı yırtarak yere fır- lattı. "Harika bir tadın var," diye fısıldadı. Tenini boynundan göğüslerine dek hafif hafif ısırdı. Dili ve sivri dişleriyle ağır
Sayfa 224
Dört bir yanımız davetkâr bir dünyayla çevrilidir; hayatlarımıza kurnazca sokulan, daha önce hiç iştahımızın olmadığı ya da pek az olduğu hallerde iştah açan ve yaratan bir dünya. Bu türden bir seçim tarzıyla hareket ederken belli bir seçimde bulunmamızın nedeni, o sırada önümüzde bir seçenek bulunmasıdır. Bunun bizim istediğimiz şey olması şart değildir, ama ne ilginçtir ki, ona ne kadar uzun süre bakarsak bizim için o kadar cezbedici hale gelir. İçgüdüsel benlikle, kadının doğal ve vahşi olan ruhuyla bağlantı içinde olduğumuzda, tesadüfen orada teşhir edilenlere göz gezdirmek yerine, kendimize şöyle deriz: "Ben neye açım?" Dışarıdaki bir şeye bakmadan önce içeriye dönmeye cüret eder ve sorarız: "Ben ne arıyorum? Şu anda istediğim nedir?" Bunların yerine şöyle de diyebilirdik: "Neyi çok istiyorum? Neyi arzuluyorum? Özlemini çektiğim nedir?" Genellikle de yanıt çabucak gelir: "Ah... istediğimi düşünüyorum... gerçekten neyin iyi olacağını bilirsiniz, şöyle bir şey ya da böyle... ah, evet, aslında istediğim bu işte."
192 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın kalemini övmekle başlayacağım çünkü yaşananların gerçek oluşu bir yana, okurken öyle hakikş noktalara parmak basıyor ki mümkün değil bu kadınlara hak vermemeniz. Çaresizliklerini, korkmalarını, ve sonunda canlarına tak edip hayatlarının sonuna dek yaşayacakları vicdan azabının cinnet noktasını, işledikleri vahşi cinayetleri bile
Canına Tak Eden Kadınlar
Canına Tak Eden KadınlarSibel Hürtaş · İletişim Yayıncılık · 201466 okunma
‒İngilizler aflarını talep edenlere versinler Mösyö, affı zalimler değil, mazlumlar verir. Çanakkale’de dövüşürken ne asi, ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürdük. Ne zamandan beri ve hangi milletle harp edilir de mağlûp olduğu zaman ona katil denilir? ‒İngiliz kanıyla Türk kanı bir mi, Madam? ‒Mikroskop altında İngiliz
Reklam
1.000 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.