68 syf.
·
Puan vermedi
Abdülhak Şinasi Hisar' dan okuduğum üçüncü kitap. Genel olarak anlatılan kişiler farklı olsa da okuduğum kitapların birbirine benzediğini söyleyebilirim; bir çocuğun gözünden görülen anıların yetişkin aklıyla biçimlendirilmesi, bunun da geçmişe duyulan özlemle yoğurulması. Herkesin sevebileceğini düşünmüyorum açıkçası. Dil zevki en üst düzeyde olsa da her şeyin böyle ince şekilde detaylandırılması, belli bir olay olmaması, bir kişi üzerinden gitmesi kimi insana göre sıkıcı gelebilir. Hatta bazı kelimelerin çok sık kullanımı rahatsız bile edebilir. Bu da yazarın coşkulu dilinden kaynaklı bir durum zaten. (Benim için geçerli olmasa bile gözüme çarpıyor tabi) Fakat söylediğim olumsuzluklara rağmen yazarın kitaplarını sevmekten ve okumaya devam etmekten alıkoyamıyorum kendimi. Çünkü bu sayede o dönemi derinlemesine hissedip yaşayabiliyorum. Üslübunun derinliğiyle edebiyatımızın güzelliğini görüp ruhumu doyurabiliyorum. Benim için bir dinlenme bir rahatlama yöntemi ara ara yazarın kitaplarını okumak. Gerçekten çok önemli bir edebiyatçımızın böyle az bilinmesi beni üzüyor. En azından bir kitabını olsun herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Bu kitap ince olduğu için Çamlıcadaki Eniştemiz'e göre daha kolaylıkla bitirilebilir. Ayrıca anlatılan konunun da çok ilgimi çektiğini belirtmeliyim. Okuyun, okutun. Not: Fahim Bey ve Biz'i okumadım ama diğer kitaplarından farklı olduğu söyleniyor. Bunun için okumayı çok istiyorum.
Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği
Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve ŞeyhliğiAbdülhak Şinasi Hisar · Yapı Kredi Yayınları · 2013198 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
Gülten Dayıoğluyla yakından tanışma fırsatı yakaladığımda bu kitabını sordum.Benimle çok özel bir ayrıntı paylaştı.Dediğine göre Feten'in çektiği acıların birçoğunu kendi hayatından kesitlerle yazmış.Çocuk kitabı olarak nitelendirdiğimiz bir hikayede yazar kendi hayatını ince ince işlemiş.Annesi babası ölmüş,taşradan şehre inen dört çocuğun,kardeşlerin başına gelen acı dolu hikayeye şahit olacaksınız.
Dört Kardeştiler
Dört KardeştilerGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 20222,189 okunma
Reklam
Duygulu ve hassas bir insanımdır. Başkalarının üzerinde bile durmayacağı olaylar, beni çok etkileyebilir. Bir çocuğun ağlamasına ya da bir kedinin açlığına, kısaca tüm canlıların çaresizliğine, umutsuzluğuna onlardan fazla üzülürüm. İnsanları güldürebilmek için, acılarına da ağlayabilmek gerektiğini düşünürüm. Kemal Sunal.
758 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Bir çocuk düşünün hayali olacak. Bu çocuğu yazar anne karnında bütün her şeyini üstlenecek ve doğduğu andan kendi fikirleri ve düşüncelerini sağlam bir zemine oturtana kadar. İşte her ebeveynin okuması gereken bir kitap aslında. Yazar bir evlat doğurtuyor. Emile yetim olacak. Yetişeceği yeri yine yazar seçiyor. Acılarına katlandırıyor. Ve daha nice tepeden tırnağa bir baş yapıt. Rousseau bir aydındı ve aydın bir toplumun çocuğunu bu kitapta yetiştirdi. Eleştirilecek bir yanı varsa kitabın bana göre belki de özgürlük ile olabilir.
Émile
ÉmileJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20222,919 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
-Spoiler içerebilir- İkinciye okuyorum kitaplarını, senin yazdığın sırayla ve seni daha da çok anlamak kaygısıyla. Aslında tam tersidir, okurken bir şiiri ya da bir kitabı kendinden izler ararsın, ama ben senin kitaplarını okurken senin izlerini, hissettiklerini, yaşanmışlıklarını, küskünlüklerini, acılarını, özlemlerini, hayattan beklentilerini... görmeyi umut ederek okuyorum. İkinciye okuyorum ama daha kaç kez okurum bilmiyorum. Hani bir röportajında diyorsun ya "bir çocuğun muzipliğini hissettim hep şiir yazarken" ben de okurken hissediyorum onu. Çok ayrı yerin bende o yüzden o kadar çok yazasım var ki. Niye bu kadar erken gittin ki? Ya da niye iyiler hep erken gider? "Aklım başımda olsaydı şiir yazmazdım Aklım başımda olsaydı, her devirde nasıl beceriyorsam muhalif olmanın bir yolunu bulmazdım" demişsin ya son mektupta, ben senin muhalifliğini, direnmeni, kendi doğruların için savaşını, bu savaşı da büyük bir zerafetle sergilemeni sevdim. Son mektubu da koyayım o da kalsın burda. youtu.be/L_9wGMcyWVg "Kaç şiir, kaç kere, sular altında kaldı. Kitaplar, aşk, her şey. Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım" Kaç şiir sular altında kaldı evet, kaç şiir yarım ve eksik gidişinle... Keyifli okumalar...
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214,3bin okunma
ağlamak acıların yontulmuş biçimidir hüzünse bir çocuğun gökyüzünü sevmesidir
Reklam
1.000 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.