"Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?"
"Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver."
"Seven kişi aşkı incelemez, harekete geçen kişi eylem üzerine hiç düşünmez: insanoğlunu araştırıyor olmam, olmaktan çıktığı içindir; kendi kendimi incelemem de artık "ben" olmadığımdan: tıpkı diğerleri gibi nesne haline gelirim. imanını tartan mümin sonunda terazinin üzerine tanrı'yı koyar ve ancak yitirme korkusuyla coşkusunu ayakta tutar. safdilliğin, bütünsel ve otantik varoluşun tam zıddında yer alan ahlakçı, kendisiyle ve ötekilerle karşı karşıyalık içinde tüketir kendini: soytarıdır, art düşünceler mikrokozmosudur, insanların yaşamak için kendiliğinden kabullendikleri ve tabiyatlarına kattıkları yapaylığa katlanamaz: duyguların ve fiillerin nedenlerini dillendirir, uygarlığın benzeştirimlerinin maskesini düşürür: onları sezinlemiş ve aşmış olmanın acısını çekmesindendir bu; zira bu benzeştirimler yaşatılırlar, yaşam'dırlar; halbuki onun varoluşu, bunları seyre dalarken, var olmayan ve var olmuş olsa bile kendisine eklenen yapaylıklar kadar uzak olacak bir "tabiat" arayışı içinde yolunu yitirir."
Hüzünlü, esprili bir melodram Müzeyyen ve anlatıcının aktardıkları. Karahindiba gibi savrulur durursunuz hep satır aralarında. İçine kapanmış bir adamın iç dökümü adeta. Güldürürken düşundüren, karlı bir günde sevgiliye yalınayak gitmek gibi cesur ve bir o kadar pervasiz.
-‘’müzeyyen’’ dedim, ‘’sende hicran yarasından derin yara mı var?’’
verdiği cevabı alıp, suda eritip, yemeklerden sonra bir kaşık:
‘’ ben böyleyim.’’
Ilhami ağabey! Albaya yine mektup yok. Müzeyyen zaten gitti. Çay koy da içelim.
"babam öldü.
dün bir geyik avladım." Edebiyat dünyasının giriş cümlelerine adını yazdıran kitaplardan biri Doppler. Albert Camus'un "Yabancı"sı da annem öldü diye başlar. Erlend bir selam göndermiş midir Camus'a bilinmez ama mesaj kaygısı olduğu aşikar. Iskandinav sinemasi,edebiyatı her ne kadar varoluşa dair doneler sunsa da Erlend hepsini birleştirmiş. Adeta 'dünyanızdan tiksiniyorum. Riyakarlıktan, sahtelikten ve hepinizden' diye haykırıyor.
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,5bin okunma
Yaralı Bilinç kitabının devamı olan Iran aydınlarından Daryush Shayegan'in eseri Melez Bilinç. 2018 yılında terk'i diyar eyleyen yazar,aydın Iran sosyolojisini molla öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırıyor. Farkındalık başucu eseri. Iki arada kalmış toplumun sekansı, hem Mozart dinleyen hem de Sadi'yi hatmeden, Hafız'ı hiç unutmayan İran'a daha yakından bakmak isteyen herkes için...