İnsanların aralarına sınır koyarak dünyayı kendileri için daralttıklarını, daha sıkıcı bir hale getirdiklerini düşünüyordum.
Sayfa 44
...insan gitmelidir...yeryüzünün farklı diyarlarında kendi varoluş öyküsünün peşine düşmelidir. Çünkü yollar “hayat” denilen bilmeceyi çözebilmek için insana üst üste kapılar açar.
Sayfa 9
Reklam
Yolculuk sadece gitmek demek değil; aynı zamanda var olmaktır.
Sayfa 9
Hasan'dan (R.A.) naklen bildirildigine göre Hz. Âdem (A.S.) kusurundan tevbe edip de tevbesi Allah (C.C) tarafindan kabul edilince, melekler kendisini tebrik ettiler. Cebrail ile Mikâil (selâm üzerlerine olsun) yanına inerek O"na «Ey Âdem! Gözün aydın, Allah (C.C) tevbeni kabul etti» dediler. Hz. Âdem (A.S.) Cebrail'e (A.S.) «Ey Cebrail, tevbem kabul buyurulduguna göre, bundan sonraki durumumu ögrenmek istiyorum» dedi. Bunun üzerine ulu Allah (C.C) vahiy yolu ile Hz. Âdem (A.S)'e şunları bildirdi; «Yâ Âdem! soyundan gelenlere. Sen sıkıntı ve kederi miras bırakıyorsun. Ben de onlara tevbeyi miras sayıyorum. Onlar içinden hangisi bana dua ederse. Senin dilegini nasıl yerine getirdimse onun da duasını öylece kabul ederim. Kim Benden günahlarının bağışlanmasını isterse, bağışımı ondan esirgemem. Çünkü Ben; Bana el açanların en yakını ve dileklerinin karşılayıcısıyım. Günahlarından tevbe edenleri, duaları kabul edilmiş, sevinçli ve güler yüzlü olarak kabirlerinden çıkarıp Mahşer' e yolcu ederim.»
" Yol sadece yol değildir. Yol insana yordam öğretir. Yol insana hayatın bilmecelerinin ipuçlarını verir. İnsan yeryüzünde yollar kat ederken aslında kendi içinde de upuzun yollar kat eder. Asıl yolculuk da çıkılan seyahatler esnasında kendi içimize doğru yaptığımız yolculuklardır aslında. Yolların seyyahlara, yolculara en büyük faydası da işte budur. Her insan bu dünyada bir yolcu değil midir? Hayatın içinden gelip geçen, arkasında aşılmış, kat edilmiş yollar bırakan bir yolcu. Asıl olan bir kere yola düşmek, yola çıkmaktır. Bir kere yola çıktığınızda ise yollar aşılır gider."
Sayfa 159Kitabı okudu
Lütfen okumadan beğenmeyin
Hasan'dan (R.A.) naklen bildirildigine göre Hz. Âdem (A.S.) kusurundan tevbe edip de tevbesi Allah (C.C) tarafindan kabul edilince, melekler kendisini tebrik ettiler. Cebrail ile Mikâil (selâm üzerlerine olsun) yanına inerek O"na «Ey Âdem! Gözün aydın, Allah (C.C) tevbeni kabul etti» dediler. Hz. Âdem (A.S.) Cebrail'e (A.S.) «Ey Cebrail, tevbem kabul buyurulduguna göre, bundan sonraki durumumu ögrenmek istiyorum» dedi. Bunun üzerine ulu Allah (C.C) vahiy yolu ile Hz. Âdem (A.S)'e şunları bildirdi; «Yâ Âdem! soyundan gelenlere. Sen sıkıntı ve kederi miras bırakıyorsun. Ben de onlara tevbeyi miras sayıyorum. Onlar içinden hangisi bana dua ederse. Senin dilegini nasıl yerine getirdimse onun da duasını öylece kabul ederim. Kim Benden günahlarının bağışlanmasını isterse, bağışımı ondan esirgemem. Çünkü Ben; Bana el açanların en yakını ve dileklerinin karşılayıcısıyım. Günahlarından tevbe edenleri, duaları kabul edilmiş, sevinçli ve güler yüzlü olarak kabirlerinden çıkarıp Mahşer' e yolcu ederim.»
Çelik yayıneviKitabı okudu
Reklam
490 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.