"Ben boşuna nefes tüketmişim. Sen bari tüketme. Çünkü kimse karşısındakini dinlemiyor, insan doğrularını ve yanlışlarını kendileri bulmak zorundalar."
Bundan sonra, yazacağı sevda şiirlerinin öznesi kadının adı artık, "Münevver" olacaktı. Bu konuda bilinen ilk şiiri, 1948 tarihli "Sen" idi: Sen esirliğim ve hürriyetimsin, çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin, sen memleketimsin. Sen ela gözlerinde yeşil hareler, sen büyük, güzel ve muzaffer ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin... -Nazım Hikmet
Reklam
''Aşkta mesele şu ki.. O dönme dolap, adı üzerinde, dönüyor.. Yükseliyor.. Alçalıyor.. Ama sen hep en tepedeki halini anımsıyorsun..''
-Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor. (Sustu. Bir sigara yaktı.) Bakın, şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: Sigara içtiğimi. İşte bir başkası: Bütün bu ‘siz'ler, 'iz'ler, 'uz'lardan sıkılırım ben. Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana. İkinci konuşmamda sen diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam. Ne dersin(iz)? -Galiba sizi anlıyorum. -Yanılıyorsun. siz anlanamaz, sen anlanır. Bazı kitaplarda 'Sizi seviyorum'u okuyunca gülerim. Sanki siz sevilirmiş! Sen sevilir, değil mi? -Seni anlıyorum. (Kızardı.)…
BİLİYOR MUSUNUZ? “1923TE TÜRKİYE’DE; Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu. Traktör sıfırdı, karas...aban’dı. 5 bin köyde sığır vebası vardı. Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu. İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon
SEN VURDUNDA BEN ÖLMEDİM Mİ ? Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni Sense araya korkular koydun. Yasaklar koydun... Bitmez tükenmez engeller koydun Şimdi nerdesin diye sakın sorma Sen çağırdın da ben gelmedim mi? Sen varken
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.