Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir
Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.
Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı;
Hisseler neden farklı, hâk, hukuk neden ayrı;
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı;
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe, eğlence, cinnet.. yatıp uyumak korkunç.
Güvenmek aldanmaktır, ölçü-tartı izafî;
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî;
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî;
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor,
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor...
Senin için ey ibadet şehri
Dua ediyorum
Senin için ey meskenlerin en güzeli
Şehirlerin çiçeği
Ey Kudüs
Ey Kudüs
Ey ibadet şehri, senin için dua ediyorum