Artık kulübeyi terk ediyorum,
Sevdiklerimin meskenini,
Yalnız, alçak adımlarla dolaşıyorum
Issız ve karanlık ormanın içini.
Luna (ay) doğuyor çalı ve meşeler ortasından,
Zefir (meltem) seyrini bildiriyor,
Huş ağaçları eğilerek serpiyor yukardan
Ona doğru, en tatlı tütsüyü seriyor.
Nasıl da tapınıyorum serinlikte
Bu güzel yaz gecesine!
Ah, ne damıtıcı burada duygulanma,
Ruhu şen ve mutlu kılan;
Neşene nafile dokunamadan!
Ama, gene de isterdim ki, ey sema sana
Binlercesine böyle gece bırakmak,
Yarimi verseydin bir tek bana.
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya.
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Bakınız sevmek nasıl bir şeymiş👇🌷
“Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında
Ummadığım bir anda,
Kabul olan duamın adına.
Bilmem, bilemem heyecanlandım ben,
Ah aşk can bulunca,
Titredim, titredim, sarsıldım ben.
Rüyalarım bir değişik,
Sanki bir mesaj verir bana.
Hislere bırak, sarsın seni
İşledi ruhuma, bildiğin gibi değil (Ah, ah)
Segah
Hissediyorum rockstar biri ama yaşıyorum tam serseri gibi (Ah, ah)
Yedimdeki gibi yirmimdeyim
Bileğim pek de güçlü değil
Değişmedi içimdeki masum peri
Ama kovaladım yine her gün daha deli
Seçemem yolu ama çıkarır beni bi' şekil
Gideceğim yere kadar, benim için kolay
Ben kalbimin orta yerine seni yazdım
Bir gülsen razıyım
Nasıl aldın ahımı
Ne geçti söyle eline
Ben kara sen nerdeysen orası beyazdı
Ah başıma belasın
Ne günlere kaldık
O yıllar dönmez geriye
Gece hain döner kabusa
Gözlerimde durmaz damlalar
Sövdüm göçüp giden aşklara
Nerden bilecekler yanmadan
Dar geliyor bu dört duvar evim inan bana
Belki bir şans verir zaman yarım kalanlara
İnanıyor saf yüreğim yürüyor uçurumlara
Direniyor sensizliğe olsa da yalan, yalan yalan
Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında elini tutmak,
Ah Gece oldu
Hüzünlendim
Ben yine
Hasret kaldım
Gözlerinin rengine, ah
Gel, mehtabım
Gel, sevdiğim
Gel yine
Hasret kaldım
Gözlerinin rengine, ah
Hasret kaldım
Hüzünlü Gece
Başak kokusuyla geldim; Kuzey Yıldızı tutuşunca 'Horan'ın hüzünlü gecesi
KARA / AHMED ARİF
Çarpmış
Paramparça etmiş
Kara sütü, kara sevdayla seni
Ve kara memelerinde dişlerin asi
Karadır, upuzun yattığın gece
Felek, ah ettirir, boynun kıl - ince
“Bir gece yarısıydı,
Bulutlar siyah, ay karanlık.
Bir gece yarısıydı.
Gök yakın, sen uzak.
Elimde bir kadeh.
İçi boş, kulpu kırık.
Ah!
Çekilmez bir özlem sensizlik.
Ateş sönmek üzere.
Orman ıssız ve sessiz.
Gün pazarı bekliyor.
Ben bizi, biz seni!
Bir gece yarısında,
Üşütürken yalnızlık…”