bu velhamdulillah vessalatu vesselamu Ala rasulillahi Ah ah Şeytan insanları
boş boş hayaller L avutuyor boş kuruntularla onları oyalayıp duruyor
çölde yol alanlar zaman zaman serap görürler değil mi Onu gerçek zannederler
ve ümitle oraya doğru koşarlar Halbuki
bir hayalin peşinde koşturup dururlar geç anlarlar aynen onun gibi Şeytan
Fareler ve İnsanlar yoksulluğu, ırkçılığı, dostluğu, umudu çaresizliği.. anlatan dolu dolu bir kitap.
Bazen gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz halde umudumuzu yitirmeden hayaller kurarız.Çok değildi istedikleri aslında kendilerine ait bir toprakları, bir çiftlikleri, tavşanları olacaktı Lennie'nin. Lennie ve George... Ah nasıl güzel bir dostluk. Lennie'nin saflığı, masumane sevgisi, George'nin koruyan sahiplenen tavrı varsın böyle bir dosttan gelsin ölüm dedirtti. Ah bu sınıflandırma bu ırkçılık bu yoksulluk olmasa.. Hayallerin bile parayla kurulduğu bir dünya. Seni de unutmam zaman alacak Lennie belki de hiç unutmayacağım.
Ben mi sulu gözüm bu kitaplar mı duygu yüklü bilmiyorum ama yüreğimi burktu diyebilirim. Ertelediğim kitaplar hep en beğendiklerim oluyor. Geç kaldığım için kendime kızdım biraz. Kesinlikle okunmalı..
Ah, evet, insan yalnızken, yurtdışında yaşarken, hiç durmadan kendi dili ya da ilk dili olmayan bir dili konuşurken, hiçbir zaman olduğu gibi değildir - tam olarak değildir, tıpatıp değildir. Yokluğumuzun süresi ne kadar uzarsa uzasın, ne zaman noktalanacağı, baştan belirlenmediği için ya da başta belirlenen tarih bulandığı ve belirsizleştiği için
//KİTAP TAVSİYEM
"Aras'ın Gölgesinde"
/Alıntılar
__Hiç kimse birinin karşısına boşuna çıkmaz bu hayatta...
__Belki,
Biz bu aşka geç kalmıştık...
__Sana doyamadan öleceğim...
__Mutluluk ne kadar
çabuk geçiyor oysa ki mutsuzluk ve huzursuzluk geldi mi,gitmek bilmiyor...
__Herkesin yalanlarına inanıyormuş gibi yapıp,beklemeye de
Sermayesi buzdan hayatlar!
Çocukluğunun büyük bir bölümün geçtiği Ankara’ya yine gelmişti. Bu defa ki gelişi öncekilerinden biri hariç çok farklıydı. Ankara’dan uzak yerlerde başlayan hayatı için ilk Ankara ziyareti, çocukluğunda büyük bir yer kaplayan kuzeni Leyla’nın düğünü için olmuştu.
Sonra ki gelişleri, hayatın olağan akışı
Lâyihanın en umumi meselesi dil meselesidir. Araplar diyorlar: Biz Türkçe bilmiyoruz. Şimdiye kadar Türk hükûmeti bize kendi dilini öğretmedi, öğretemedi, şimdi den sonra da öğretemez, hem Türkçe öğrenmeyi kendimize gerekli de görmüyoruz. Türkçede bize fayda getirecek asâr yok. Türkçe, Arapçadan daha mükemmel, daha medenî bir dil değil; Türkçe
müjde Yıldırım son kitaplarından biri olan #ayten de bitti. Ama beni de bitirdi. Kalbim acıdı be... Bu son hiç olmadı. Sanki ben Yaşar oldum da acısını çektim. 😔
Bir düğünde kendini kurtarmak için bulustu ilk gözleri ve dudakları... Adam beklemediği bu menekşe gözlere ilk görüşte vuruldu. Sonra kader onları tekrar buluşturdu ve yine aynı şekilde gözleriyle dudakları buluştu. Yaşar hiç unutamadı Ayten'i. Şiirler yazdı ona hayaller kurdu. Uzun zaman sonra bir ev almak için gittiği yerde kapıyı o menekşeler açtı ona. Bu ev onun olmalıydı. Ayten bankada çalışan bir memur, Yaşar ise bir bankanın Genel müdür yardımcısı ve ayrıca ünlü bir yazar... Evinden sonra işinde de bırakmadı Yaşar onu. Melih ve Hülya'ya rağmen. Kız güvenemezdi bu çapkın adama ve hayatında uzun süredir Melih vardı ne kadar aralarında hala bir ciddi konuşma olmasa da... Peki ya tutku neredeydi? Yaşar'ın onu öperken hissettiği duyguları neden Melih için de hissedemiyordu? Sorun Ayten'de miydi? Yoksa Ayten uzun zamandır yaşadığı şeyin aşk olmadığının mi farkına varacaktı?
Ah be Ayten bir kere de güvenseydin ya Yaşar'a. Çok üzüldüm bu son olmadı. Kalbim kırık yarım kaldım resmen. Keşkeler doldu yüreğime... Oysa ne güzel olurdu menekşe gözlü bakan çocuklarınız olsa...
Yine ve yine harika bir kitap okuduk. Kesinlikle tavsiyemdir. Kitapla kalın dostlar
Bu uyum gösterememe, bu anlayışsızlık, bu bencillik, beni tek başıma bırakan bu insandan kaçma huyu, biliyorum, benim için bir felaket. Çünkü benim kadar başka insanlara gereksinim duyan kimse yoktur. Derbeder yaşantım yüzünden, her an onların yardımlarına ihtiyacım var. Bir ailesi, bir mevkii olmayan bir adamın, hemcinslerine ihtiyacı olmaması