Ah çocuklar...
Kimsenin söylemeye bile cesaret edemediği şeyi artık o hissediyordu! Sevgili "askerinin" yavaş yavaş nasıl tükendiğini, sessiz bir hüzün içinde yok oluşa doğru nasıl gittiğini görüyordu. Bunun sonunun ne olacağını iyi biliyordu. Savaş kazanan bir general olması önemli değildi. Şimdi bu yaptığının ciddiyetten uzak olduğu, bir erkeğe yakışmadığı da önemli değildi. Şimdi açığa çıkıveren çocuk ruhuyla, katıla katıla ağlıyordu. Bir yandan da mırıldanıyordu: -Zavallı küçük arkadaşım... Benim biricik arkadaşım! Benim biricik yüzbaşım!
Sayfa 199Kitabı okudu
Ah yüzbaşım ...
"Cevap ver bana ! Şimdi babamın topraklarından ,aynı zamanda genel olarak ,toprak sahiplerinin ellerindeki topraklarından söz ediyordun ,halbuki bunlar özel mülktür. .Eğer senin iki gömleğin var da benim bir tane bile gömleğim yoksa ,senin lafina göre ..benim senin gömleklerinden birini almam lazım. ..öyle değil mi ? Yevgeni kazağın yüzünü goremiyordu ama sesinden adamın güldüğünü tahmin etti .. "Fazla gömlegimi ben kendiligimden verirdim size ....cephede , fazla gömleğim bir yana "sırtımdaki tek gömleğimi çıkarıp verdim de kaputumu çıplak sırtıma giydim.. Yalnız ben şimdiye kadar toprağını vereni hiç duymadım. ." .
Sayfa 129 - Altın kitaplar 1969 rusça aslı ile karşılaştırmalı.Kitabı okudu
Reklam
İnsanoğludur, insanoğlu belli olmaz Yüzbaşım. Bir ağaç bin damardır, damarlarının dokuz yüz doksan dokuzu yeraltında, ancak bir tanesi dışardadır. İnsanoğlu da böyledir.
Sayfa 362Kitabı okudu
Ah Nemecsek, benim minik yüzbaşım :(
Siz hiç vatanınız için savaşmadınız ki? Nereden bileceksiniz?
“Anlaşıldı senin kafanı Bolşeviklerin nelerle doldurduğu! Onların yanında geçirdiğin zamanı boşa harcamamışsın.” “Ah, yüzbaşım, biz sabırlı ahaliye hayat kendisi öğretiyor bunları. Bolşeviklerin yaptığı, kava ateş tutmak, hepsi o.”
Evrensel Yayınları.
'Ölü yok, yüzbaşım, tümü yaralı. Ama yaralı olmayan kim bizim yurdumuzda,' demeyi ah ne kadar da istiyordu teğmen Tavlı.
Sayfa 24 - Ötüken Yayıncılık
Reklam