1998’de, Bolivya Cumhuriyeti Cezaevi İşleri Ulusal Müdürlüğü, Cochabamba Vadisi’ndeki bir hapishanenin bütün tutuklularının imzaladığı bir mektup aldı.
Tutuklular yetkililerden hapishane duvarının yükseltilmesini talep ediyorlardı, çünkü bu haliyle komşular üzerinden kolayca atlayabiliyor ve onların kurutmak için avluya astıkları çamaşırları çalıyorlardı.
Bütçede bu iş için ayrılacak yeterli kaynak olmadığı için, mektuba bir yanıt verilmedi. Mektuplarına bir yanıt alamayınca, tutukluların işe el atmaktan başka bir çaresi kalmadı. Ve hapishane yakınında yaşayan vatandaşlardan korunmak için çamurla samandan yaptıkları kerpiçlerle duvarı bir hayli yükselttiler.
Soru - Bir yapıtın ortaya çıkması, "doğum doğurma" olarak nitelendirilirse, bu "doğum doğurma"yı nasıl yaparsınız?
Cevap - Hiç belli olmaz... Kimileyin sezaryenle doğururum, kimileyin dokuz doğururum, kimileyin de ışığı gören dışarı fırlar... Bir bakmışsın, iyice kısırlaşmışım, hiç doğurmam... Bu "doğurmak" nitelendirmesini hiç sevmedim ya, bir eserin yaratılmasına doğurmak diyorsanız ne yapalım... Doğurgan sayılırım, ama doğurganlığımdan değil, zora gelmemden çok doğurmam... İster istemez doğuracaksın; yaşam koşullan, geçim zorla doğurtturuyor, yumurtlatıyor bile.