Kimsenin okumadığı ama herkesin bildiği kitaplar serisine hoş geldiniz...
Bugün sizler için misyonerlik görevi üstlenmeyeceğim ya da irşad yapmaya kalkışmayacağım. Papini'nin de dediği gibi: "En derin gerçeklik, her zaman geç ya da en son keşfedilendir." (#38937533) Bu yüzden de sizlere gerçeği anlatmak
Filmlerde öpüşenleri görürdüm de, burunları birbirine çarptırmadan ağızları nasıl denk getiriyorlar diye şaşırırdım. Ömerle sevgili olunca, beni bir derttir aldı, şimdi bu Ömer beni öpmeye kalkarsa hiç öpüşmemişim, nasıl yapılır bilmem, rezil olacağım... Bizim mahalledeki parkta bir heykel var. Bir sabah erkenden uyandım, parka gittim. İn cin top oynuyor. Heykele yaklaştım, burun buruna geldik, dudaklarımı hafifçe aralayıp başımı biraz eğdim. Heykelle öpüşüp prova yapacağım, burunları çarptırmadan öpüşmeyi öğreneceğim, tam dudağım heykelin dudağına değdi ki bir düdük sesi. Bekçi! Nasıl kaçtım bilmiyorum... Sizin anlayacağınız, ben ilk defa bir heykelle öpüştüm. Hakkını yemiyim, taş gibi adamdı.
Merhabalar Bugün Madeline Miller'ın "Ben Kirke" adlı kitabıyla geldim. Kitaba geçmeden önce yazar hakkında bir,iki cümle yazmak istiyorum. Madeline Miller, Boston doğumlu bir yazar ve kendisi Brown Üniversitesi mezunu. Liselerde Latince ve Yunanca öğretmenliği yapmış. 2012'de "Akhilleus'un Şarkısı" adlı romanı
Bu hiçbir şeyi dert etmemiş belli. Şunun bakışına bak, cin gibi. Ben o kadar hazırlandım. Bu saçını bile taramamış. Sabah kalkmış, donunu giyinip saatini ayarlamış gelmiş!