Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Almışım dünya yükümü, yürüyorum ağır aheste.
Sayfa 213
Akan büyür, ey yolcu “erişir menzil-i maksuduna aheste giden” demiyorum ben sana, “tiz reftar olanın payine damen dolaşır ” demiyorum. Böyle demiyor çünkü nehirler. Duracaksın, dolacaksın, atlıyacaksın, aşacaksın, koşacaksın ve varacaksın oraya, diyor nehirler. öyle diyorum ben de Beni dinle, beni anla ey yolcu
Reklam
Beni iyi dinle Hero, cilveleşme, evlilik ve pişmanlık İskoç dansına benzer. Bir adım ileri beş adım geri. Cilveleşme bölümü kıvrak, sıcak ve tempoludur. Düğün ağır aksak, aheste beste, usule uygun. Üçüncü bölümde sen pişman o pişman, sallan yuvarlan, beller bükülmüş, bacaklar titrek, mezarı boylayıncaya dek.
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan aheste çek kürekleri, mehtâb duymasın.
Düşüncelerimi temelden kurmak için çabalarken buldum kendimi. Birazda yürürken kolay olan bu eylemi gerçekleştirmek için dışarı çıkma kararı aldım. Öyle kolay kolay insan bu havalarda dışarı çıkmak istemez, kasvetine kasvet ekler malum durumun ve erteler niyetlensede kendini sokağa atıp yürümeye. Gökyüzünde gri bulutlar yağmurun habercisiydi. Birazda ıslanma beklentisiyle dışarı çıkacaktım. Ama acelem yoktu. Geçen yıl aldığım kahverengi deri botlarımı ayağıma aheste aheste geçirdim. Soğukla serin arasın da bir hava vardı. Ellerini cebine sokmazsan üşüyordu, fakat yüzünde hissetmiyordun bu durumu, öyle bişeydi. Pek kimse yoktu sokak ve caddelerde. Dün yağan yağmurda biriken küçük su göletlerinin büyüklüğüne göre bazen üstünden atlıyor bazen sağından solundan geçiyordum. Tıpırtı halinde omzuma düşen yağmur damlalarını hissetmeye başlamıştım. Akşamüstünü böyle bir yürüyüşle tamamlamak en iyi seçimdi. Camekanının daha iyi görülmesini isteyen mağaza sahipleri aydınlatmalarını devreye sokmuşlardı. Yağmur çiselemeye başlıyordu. Ben düşüncelerin temellendiği yerde meşğuldüm. Yürüdüğüm caddenin üzerinde iklim isimli bir sahaf vardı. Ne zaman bu caddeden geçsem orada yarım saat bilemedin bir saat oylanırdım. Biraz da eski kitap karıştırmaya bayılırım doğrusu.. Harun Küsmüş
Balıklar Sahile vurmuş Yaşamaktan usanmışlar say, Belki bir hüznün yansımasıdır bu Dehşeti hatlarına vuran, kırılacak insanlığın Yahut, bilenen kapkara öfkenin Yutacağı, çekilen her nefeste aheste aheste. Bilinir, yurdumdan kovulmak istenilen o düşüncenin Bilinir, kötü doğurmaya yeltenen bu topraklarda insanımın Bilinir, bir gün doğar da güneşler, ışıtır mezarlıklarımızı Bilinir de kahrolmak şurada durur, biz ifritliği çağıran lanetli kimseler Değiliz, yumruklaşan pervasızlık Öyle, kıt ve hayıflanmaların dar hattında çekilen soluklar gibi Değiliz, kaybetmişlerden değerini. Vurulmak istemeyiz, şakaklarımızdan; ruhumuzu kabzedecek acılarla İstemeyiz öyle mefluç, öyle kalbi çatlamışçasına sürülmek Hayattan.
Reklam
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
Sayfa 199 - Remzi Kitabevi, 28. Basım, Ağustos 2006.Kitabı okudu
İyi Okumalar dilerim
Selamün aleyküm değerli okurlar Wattpad e yazdığım kitabı sizler de okuyun diye buraya yazdım kitap değil bu hayatınıza bir nebze de olsa dokunmak için böyle bir kitap yazdım okuyup değerli yorumlarınızı bekliyorum değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum ☺️ BİR ENGELLİNİN EVLİLİK HAYATI Her sağlıklı birey gibi engelli
Onun istediği dinlenmekti ve istirahatın büyüğü, hemen orada kendisini bekliyordu. Açık lumbara göz attı. Evet, yeterince büyüktü. Haftalardır ilk kez mutlu hissetti kendini. Hastalığının ilacını sonunda bulmuştu. Kitabı alıp o kıtayı yüksek sesle ve ağır aheste okudu:
Sayfa 477Kitabı okudu
Anadolu’nun saati güneştir. Güneş kimsesiz, taşlı yolların üzerinden, gece boyunca sarındığı yün yorganını çekerek uyandırır köylüyü. Onları tarlaya doğru çeker, işe doğru, eziyete doğru çeker. Yolları boş bırakır, meydan güneşe kalır. Taşra sessizliği diye bir şey var, bu sessizliğin içinde tozlu yollar, yıkık dökük ama bir kenarı çiçekli evler ve güneş dolanır sadece. Zaman şehirde ki gibi hızlı akmaz. Anadolu da, yollarda sürünür saatler, saat bir mi, iki mi, üç mü kimsenin işi değildir. Vakit aheste akar. Günlerin geçtiği, ayların değiştiği sadece mahsullerden, yılların geçişi de yüzlerden anlaşılır. Zaman yürür ve insanların yüzleri kırışıklıklarla dolar.
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.