Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Türk-İslam medeniyetini inşa eden “gaza,fütüvvet,ahilik” gibi kavramlardan bu kültürü tepe noktaya taşıyan “Ahi Evren,Fatma Bacı” gibi önderlere kadar kültürü oluşturan çeşitli uygulama ve anlayışlara dair düşüncelere yer verilen bu eserde,kaybettiğimiz değerlerimizi hatırlamak ve yine bu kadim değerleri devlet ve millet düzeyinde uygulamaya geçirmek düşüncelerini barındıran çeşitli yazılar yer almaktadır. Elbette bu düşünceler bizim bakış açımızı yansıtan cinsten. Çok tarafsız olduğunu söyleyemem ki zaten olması da gerekmiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları tarafından yayımlanan kitapta ne yazık ki çokça yazım hatası bulunuyor. Zaman zaman hatalı bilgilere de rastlamak mümkün. Akademik bir çalışma olmasa da yazımda gerekli özen gösterilmeli.
Tarih Musahabeleri Tarih-Kültür-Medeniyet
Tarih Musahabeleri Tarih-Kültür-MedeniyetUmut Güner · Diyanet İşleri Başkanlığı · 012 okunma
"Ahi Evren'in Sadrü'd-din Konevi'ye yazdığı bir mektupta "Seni görmediğim bir ay bana bin yıl, seni görmediğim bir gün bin ay kadar uzun geliyor"
Sayfa 143 - Çizgi Kitabevi / Ocak 2022 - 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Vay bee...
" Anadolu'nun Moğollar tarafından işgal edilmesine sessiz kalan ve Moğollara itaati savunan bir anlayışa sahip olan Mevleviler tutumlarından dolayı Moğol muhalifi dini zümreler tarafından eleştiri ve tepkilere maruz kalmışlardır.Mevleviler bu tutumlarından dolayı meşreplerini yaymada Moğollar ve Moğol yanlısı ümera tarafından da büyük destek görmüşler ve Anadolu'nun Moğol hakimiyeti döneminde bü­yük nüfuz elde etmişlerdir. Mevlevi kaynaklarının Ahi Evren ve Ahi Ahmed gibi ileri gelen Moğol muhalifi ahi liderlere iyi gözle bakmaması; buna mukabil Kalenderi gruplara itibar et­meleri İlhanlı dini siyasetinin bir sonucu olarak düşünülebilir. "
Sayfa 121 - Çizgi Kitabevi / Ocak 2022 - 1. BasımKitabı okudu
Osman Gazi
Osman Bey, 1281 yılında başa geçtiğinde 23 yaşındaydı. Hacı Bektaş Veli, Osman Bey'in başına keçe kavuk giydirmiş ve Ahi Evren de kılıcını kuşatmıştır. Osman Bey, Söğüt dolaylarında kurulan bu beyliği kısa sürede gelişerek güçlü bir devlet haline getirmiştir.
Sayfa 127Kitabı okudu
Şahı var olanın elbet hikmeti çoktur. Yâri Yâr'i olanın sevgisi boldur. Ahı çok olanın gönlü zordur. Kulakları duymaz boş kelamı, Göğsü evren kadar doludur. Kalp kırma erenim gözün görmez dostu, Zalimdir deyi hor görme yinede, İnsandır bu Kün der kapısına muhtaç olur. Mekke taştan ibarettir deseler doğrudur, Gönlünü taş eyleyenin cenneti yoktur. Varsa elinde ilm-i hâlden başka çiçek, Onu gönül havanında soldur. Varsa bir bildiğin kendine sakla, Bu yolda paranın kıymeti yoktur.
Ahi Evren
Anadolu'da ahilik teşkilatının temelini oluşturan fütüvvet hareketinin başlangıcı, Halife Nasır'in sultanlar yanında girişimlerine bağlanmaktadır.
Reklam
344 syf.
9/10 puan verdi
Mevlana - Nasreddin Hoca Mücadelesi
Prof. Dr. Mikail Bayram'ın birtakım tespitlerde bulunduğu eserde en dikkat çekici taraf, Ahi Evren Nasirüddin Mahmud El-Yohi'nin Anadolu'daki nüktedan üslubu ve fıkraları ile hepimizin çok yakından tanıdığı Nasreddin Hoca ile aynı kişi olduğudur. Nasirüddin Mahmud ile Mevlana'nın sürekli mücadele içerisinde olduğu, hatta Nasirüddin Mahmud'un öldürülmesinde Mevlana'nın da etkili bir tavır takındığı dile getirilmektedir. Alaaddin Çelebi'nin de -Mevlana'nın oğlu- aslında Nasirüddin Mahmud'un talebesi olduğu ve Nasirüddin Mahmud ile Kırşehir'de Mevlana'nın öğrencisi Nureddin Caca tarafından öldürüldükleri iddiası oldukça dikkat çekicidir. O dönem Anadolu'sunda entüisyonizm - rasyonalizm savaşımının büyük bir şekilde yaşandığı, sezgiciliği savunan Mevlana ile rasyonalizmin temsilcisi Nasirüddin Mahmud'un bu alanda da büyük bir mücadeleye giriştikleri ifade edilmektedir. Bunların yanı sıra Moğolların Mevlana ve yandaşlarını desteklemeleri, Ahi Türkmenlere ise düşmanlıkları anlatılmaktadır. Kitaba eleştirim, yapıtın içerisinde yazım yanlışlarıyla anlatım bozukluklarının çok fazla bulunması ve kitabın birçok yerinde tekrara düşülmesi oldu. Herkese iyi okumalar diliyorum.
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana Mücadelesi
Sosyal ve Siyasi Boyutlarıyla Ahi Evren - Mevlana MücadelesiMikail Bayram · Çizgi Kitabevi Yayınları · 202072 okunma
" ... rüzgâr karşısında mum, sönmeye mahkûmdur ... "
Sayfa 215
Nasreddin Hoca bir yılan avcısıydı
Kayseri'de kurduğu debbağ atölyesinin mahzeninde yılan beslediği için kendisine Evren (yılan) denmiştir.
Putlar yıkılıyor(livata fiili)
Mevlânâ Şems ile tanışmadan önce hiç şiir söylemediği halde Şemsle tanıştıktan sonra fıtratındaki şairlik kabiliyeti ortaya çıkmış ve bu vasfı ile büyük bir üne kavuşmuştur. Şems-i Tebrizî, kendisi gibi bir kalenderî şeyhi olan Şam'daki Ali Hariri gibi livata fi'lini işlemesi de ona karşı muhalefetin ve dedikoduların şiddetlenmesine sebep olmaktaydı. Eflâkî anlatıyor: Bir defasında Mevlânâ -eğitim ve öğretimi için- oğlu Sultan Veled'i Şems'in hizmetine teslim ederken Şems'e: "Sultan Veled çok temizdir. Bugüne kadar hiç kimse ona livata fi'linde bulunmadı." demiştir. Livata fiilini işlemesi ile tanınan Şam'daki Şeyh Ali Hariri'nin de Mevlevî çevrelerde ulu bir kişi olarak vasfedilmesi bu ahlâkî çöküntünün bu çevrelerde kabul gördüğünü göstermektedir.
Sayfa 189 - Çizgi Kitabevi
Reklam
Evren, Eski Oğuzlar arasında "ejderha" anlamıyla olumsuz, " yılan" anlamıyla olumlu karşılanmıştır. Sühely Ünver, yılanın, özellikle birbirine sarılmış çifte yılanın Orta Asya Türklerinde sağlık uğur ve şifa sembolü telakki edildiğini belirterek olumlu karşılığın nedenini açıklar. Anadolu'da Selçuklu şifahaneleri kapılarındaki çifte yılan kabartmalarının bulunmasını bu anlayışa bağlar. Anadolu Selçukluları dönemindeki Ahi teşkilatının kurucusu Şeyh Nasreddin Mahmut yılanlardan panzehir elde eden bir hekim olduğu için Ahi Evren adını almıştır.
Hulûliyye inancı ve Mevlana
Mevlâna'nın Mesnevî hakkındaki bu beyanları açıkça göstermektedir ki, o "Mesnevî'nin Allah tarafından kendisine vahy edildiğine inanmaktadır. Bunu sofiyane veya şairane ilham olmadığını veya ilhama haml edilmemesi için Kur'an ayetleriyle ifade etmektedir. Zaten o, bu görüşünü "Mesnevî" hakkında söylediği bir beyitle de şöyle dile getirmektedir. "Bu ne bir kahin sözü, ne bir ruyadır. Allah doğruyu biliyor ki, o Allah'tan vahydir". Hocası Şems-i Tebrizi gibi "Hulûliyye" inancında olan Mevlâna, Allah'ın kendisine hulûl ettiğine ve içinde bulduğu Allah'ın kendisini konuşturduğuna inanmaktadır. Kendisine gelen vahyin böyle gerçekleştiğine inanıyor olmalıdır. Mesnevî'nin Mecusilikten gelen bu inancın (İran İrfancılığı) tasavvufi çevrelerde yaygın olduğu bilinmektedir. Vakia Mevlânâ ve etrafindakiler ve hatta ilk Mevleviler Mesnevi"nin vahy mahsulü olduğuna inanıyorlardı. Nitekim dönemlerde kopya edilen Mesnevî'nin pek çok el yazması nüshalarının cild kapaklarına ve sahife başlarına "La yemessuhu ille'l-mu- tahharun" (Ona ancak temiz olanlar, yani melekler dokunabilir) ve "Tenzilün min Rabbi'l-alemin" (Alemlerin rabbi tarafından indirilmiştir) yazarak bu inancı ifade etmişlerdir.
Sayfa 115 - Çizgi Kitabevi
Mesnevi
Mevlâna'nın "Mesnevî" si Ahi Evren Hâce Nasirü'd-din Mahmud ve çevresindekilerle ve bu çevrenin sahip olduğu dinî-tasavvufî ve siyasî zihniyetle mücadele üzerine kurulmuştur. Kendisi de "Mesnevî"nin VI. Cildinin ilk 273 beytinde bunu ifade etmektedir.
Sayfa 152 - Çizgi Kitabevi
..Ahi Evren'in yaşamı da sislerle örtülüdür. Araştırmalar, onun 1261'de Mevlana'nın güdümlemesiyle, Kırşehir Emiri Nurettin Caca eliyle öldürüldüğünü saptıyor. Konya'nın saray kültürü, kırsal kesim kültürüne izin vermiyordu. Konya, Sünni İslam egemenliğinde idi. Eski Türkmen inançlarının yaşatıcılarını ortadan kaldırıyordu. Bunun için elde edilen fırsat da çıkmış, Moğollar Anadolu'yu kap­lamışlardı. Ahiler, Konya'yı vermemek için kellelerini öne koyarken, Mevlana, Moğollar'ın gelişini, "Ulu Tanrının iyiliği" olarak benimsi­yordu…
Sayfa 69 - EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ
535 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.